2. KUVAYI MİLLİYE CEPHESİ
Antakya – Atayurt Gazetesi
“6’lı Masa – Millet Cephesi – Demokrasi Bileşenleri – Memleket Masası”; adı her ne olursa olsun bu siyasi oluşum, bir Kuvayı Milliye Bileşenleri – Cephesidir.
Uyan ey Türk Ulusu – Türkiye Halkı uyan!
Senin, Benim, Hepimizin vergileriyle çocuklarımızın, torunlarımızın geleceğini çalan milyonlarca göçmen Irkçı – Faşist Siyasi İslamcı Emevi – Vahabi inançlı Arapları, CIA ajanı Afganları beslemek anlayışından, kapımıza dayanmak üzere olan kıtlıktan, bu açlıktan, bu sefaletten kurtuluştur, bir kara sevdadır, yurtseverliktir, tutkudur, son umuttur Memleket Masası – 2. Kuvayı Milliye Cephesi.
1-Kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı güçlendirilmiş parlamenter sistem, 2-Özgürlükçü kamu düzeni, 3-Her türlü ayrımcılığa son verecek çoğulcu, katılımcı ve özgürlükçü demokrasi, 4-Düşünce, ifade ve basın özgürlüğü, 5-Din ve vicdan özgürlüğü, 6-Toplumsal barış ve tarafsız/ bağımsız yargı önünde hesap verirlilik, 7-“Sosyal devlet ve gelir adaleti, 8-“Üretim ve istihdam odaklı ekonomi, 9-Siyasi etik (Ahlak) reformu, 10-Etkin ve itibarlı dış politika…
Samsun’dan Kars’a, Hakkâri’den İzmir’e, İstanbul’dan Şanlıurfa’ya; uğruna milyonlarca şehit düşmüş, bu topraklarda koyun koyuna yatanların kemikleri sızlamasın diye; yurttaşlarının yurtseverliğini, ete kemiğe büründürmüş, tarihe not düşen Millet Cephesi; bu 10 maddelik açıklamasıyla 2. Kuvayı Milliye’nin yol haritasının Manifestosunu açıklamıştır.
Millet Cephesi ya da Demokrasi Bileşenleri, açıkladıkları bu Manifesto ile Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan her bir yurttaşla yurtseverlik sözleşmesi imzalamış, yazgı – kader birliği yapmıştır.
Bu 10 madde: Sivas, Erzurum ve Amasya Bildirgeleri kadar önemli, Kader bildirgesi – sözleşmesidir. Çünkü tüm kurum ve kuruluşlarıyla çökertilmiş – Haramilerce işgal edilmiş bir devletin; demokrasi, Hukuk, ahlak ve adalet değerleri üzerine yeniden yapılandırılmasını – inşasını amaçlamaktadır.
Bu nedenle bu seçim, Türkiye’nin telafisi olanaksız bir kader seçimi olacaktır. Farklı ideolojilere – seçmen tabanına sahip Memleket Masasını oluşturan partiler; kendi ideolojilerini – kuruluş amaçlarını öteleyerek, tüm kurum ve kuruluşlarıyla yıkıma uğratılmış, haremiler devletine dönüştürülmüş ülkenin yeniden yapılandırılmasını başat – birinci görevleri saymaktadır.
Konjonktürel, özel görevle – Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak amaçlı kurulmuş partinin devleti yönetenleri; çok günahlar işlemiş bu siyasi iktidar; gücünü – seçmen tabanını kaybettikçe, şiddetini arttırmak üzerinden uzatmalara; ‘Benden Sonrası Kıyamet’ olsuna oynuyor.
Uyduruk tarihin bu naylon kahramanları – BOP görevli, Eş Başkanlar Cephesi: Göçmeler üzerinden Anadolu’yu soysuzlaştırmak – Emevi Kültürüyle (Araplaştırmak) ümmetleştirmek yoluyla Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalışanlar:
104 yıl önce Anadolu’yu açıktan – fiilen işgal eden emperyalist güçlerle işbirliği yapan Vahdettinlerin, Saray Damatlarının, Nemrut Mustafaların, İskilipli Atıfların, Keşke Yunan Galip Gelseydi diyen Fesli Kadirlerin, Refik Halit Karayların, Necip Fazıl Kısaküreklerin hortlamış torunları; 1400 yıl öncesi Ortaçağın Cahiliye dönemine çevirmek isteyenler cephesidir, unutma!
Emperyalist güçlerle işbirliği içinde olanlar Afganistan’ı, Saddam’ın Irak’ını, Kaddafi’nin Libya’sını yıkan, Suriye’yi kan gölüne çeviren dinbaz tarikatlar; şimdi de Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak istiyorlar. İşgalci güçlerin yapmadığını, kendi ülkesine yapan bir siyasi anlayış – iblis ve Firavun Cephesiyle karşı karşıyayız.
Kin, nifak ve intikam kuşanmış bu şer – yıkım cephesine karşı; Kılıçdaroğlu’nun tek başına çırpınışları elbette yetmez. Kuvayı Milliye Bileşenleri Cephesi, alanlara ortaklaşa inmeli, halkın karşısına birlikte çıkmalı ve onu bu soygun, haremi düzeninden nasıl kurtaracağını kısa ve öz olarak anlatmalı, inandırmalıdır.
Bu Şer Cephesi: Elinde bulundurduğu devletin bütün olanaklarıyla yargıyı da kullanarak muhalefetin sesini, soluğunu kesmek, sindirmek üzerinden, sosyal medyaya yasaklar getirmek… Toplumu korku ve şiddet sarmalına sokarak baskı altına almak ve seçime gitmek ya da iktidardan gitmemek…
İktidarın, iktidarda kalma stratejisi: Muhalefeti sürekli suçlama, olumsuz olan her şeyden onu sorumlu tutma, dış tehdit – hayali düşman yaratma (Hitler’in Goebbels’i), Sözde Batı karşıtlığı, Kaos ve çatışma üzerinden korku salma, güçlü görünme…
Silivri Cezaevinde ülkeyi bölmek suçlamasıyla siyasi rehine olarak tutulan Demirtaş: Ülkenin bu karanlık girdaptan kurtulması – demokrasinin, Hukuk’un, adaletin kurulması… Ülkenin ve halkın geleceği için tüm yurtsever Sivil toplum kuruluşlarının, demokrasi güçlerinin – Mecliste temsil edilen muhalefet parti liderlerinin halkın karşısına 7 bölgede ortaklaşa çıkmaları çağrısında bulunuyor.
İran, Afganistan, Irak, Libya ve Suriye’nin işgalinden ders çıkarmayan Emperyalizmin Neo Liberal at gözlüğünü takmış, besili atları: Hasan Cemaller, Altan kardeşler, Nagehan – Ozan çiftleri, Mehmet Baransular, Nazlı Ilıcaklar… Son dönemece girmiş trenin son vagonuna binen Metin Fevzioğulları, Hulki Cevizoğluları…
Şimdi de şu Yetmez Ama Evetçi dinozorlar: Söz de günah çıkarmak için, 6’lı Masanın ve Sol bileşenlerin dışında; siyasi iktidara karşı bir çalışma içinde-y-miş gibi yapıp, yine ihanete hazırlanıyorlar.
2. Kuvayı Milliye Cephesi, üstlendiği bu tarihsel sorumluluğuyla Türkiye Cumhuriyeti’ni karanlıklardan aydınlığa çıkaracaktır.
Gürlek gülüşlü, sabırlı ve hoş görülü Türkiye halkı; kaygı, korku ve endişe dolu bir toplumum olmaktan; ulusal yoksullaşmanın pençesinden; kıtlık, açlık, sefalet ve umutsuzluktan mutlaka kurtulacaktır.
Halil Yılmaz Hıtmiye
Eğitimci – Şair – Yazar