51. TANK FABRİKASI İŞÇİLERİ HAKLARI İÇİN YÜRÜDÜLER.

51 Tank fabrikası işçileri hakları için yürüdüler. Yürüyüş fabrikanın bulunduğu alan olan E 5 karayolundan, fabrika önüne kadar yürüdüler. Fabrika önünde sloganlar atan işçiler daha sonra iş başı yaptılar. Fabrika önünde Türk Harb-İş Sendikası Adana Şube Başkanı Erdal Akalın yürüyüş ile toplu sözleşmelerle ilgili bir basın açıklaması yaptı.
İlk toplanma bölgesinde fabrikada kaynakçı, tank bakımcısı ve değişik teknik alanda çalışan işçilerle röportajlar yaptık. İşçiler özellikle kendilerinin Türkiye Savunma Sanayi alanında önemli görevler yaptıklarını belirttiler. İşçiler “Bizler kalifiye elamınız, piyasa koşullarından daha az bir maaş verilmektedir. Hemen, hemen işçilerin çoğu geçinmek için ya başka iş, yada başka bir yerde çalışmak istiyorlar” dediler.
İşçilerin eylemine Vatan Partisi İlçe Başkanı Sadık Karakaş katılarak destek verdi.
Yürüyüş Öncesi Mikrofon Uzattığımız İşçiler Şunları Söylediler.
Cengiz Güner (Türk Harb-İş Sendikası Hatay Temsilcisi)
51 Fabrika Müdürlüğünde kaynakçı olarak çalışmaktayım. Fırat kalkanı, Zeytin dalı, İdlip hareketinde ordumuzun arkasında görünmeyen kahramanlar olarak, iş bırakıyor ve ek iş yapmak zorunda kalıyoruz. Buradan sayın Cumhurbaşkanına sesleniyorum: 600 bin kamu işçisin arasında nitelikli işçiler olarak, ezilmekteyiz. Bizim işimiz özel firmalarda karşılığı 100 bin liradır, bizler vatanımız için sınır içi, sınır ötesi görev yapmaktayız. Bizim hak ettiğimiz ücret olan 100 bin liranın üzerine çıkarmanız gerekmektedir. Bize üvey evlat olarak değerlendirmeyin ve biz görünmeyen kahramanlarız.
Mehmet Eraslan ( Tank Bakım İşçisi)
Ben Tank fabrikası işçisiyim şu anda biz işçiler 40 bin lira ücret alıyoruz, bizim yaptığımız işi yapanlar özel kurumlarda 90 bin lira maaş almaktadır. Bunun hak ve adalete uygun olmadığını söylüyor ve ücretlerimizin gerçek düzeye getirilmesini istiyoruz.
Mehmet Çelik (Tank Bakım İşçisi)
Bu fabrikada 6 yıldır çalışmaktayım. İlk işe başladığımızda enflasyon ve hayat bu kadar sıkıntılı değildi. Maaş bir türlü idare ediyordu, bu gün geldiğimiz noktada Gaziantep ilinden geldin, kiradan sonra elimizde çok para kalmıyor, ben burada kule, tank teknisyen , yeri geliyor, Suriye ve üst bölgelerine göreve gidiyoruz, ben markette çalışan insanla aynı ücreti aldığımdan bu yerlerde iş bakmaya çalışıyorum. Yani benim gibi çok arkadaş marketlerde, hastanelerde temizlik bölümlerinde iş aramaya başladılar. Savunma Sanayi bu seviyeye gelmişinde biz de pay sahibiyiz. Çok ücret istemiyoruz, sadece ve sadece hakkımızı istiyoruz.
Sadık Karakaş (Vatan Partisi İskenderun İlçe Başkanı)
51 Fabrika işçilerinin haklı eylemlerini desteklemek için geldik. İşçilerimizin insanca yaşayabilecek ücret için eylemlerini doğru buluyoruz ve bu ücretler konusunda bir toplu sözleşme yapılmaz ise işçilerimiz daha büyük eylemler koyacağını düşünüyoruz. Bu anlamda işçilerimizin hak mücadelesini destekliyoruz.
Yürüyüş sonunda Türk Harb-İş Sendikası Adana Şube Başkanı Erdal Akalın basın açıklaması yaptı.
“Bugün burada kamuda çalışan işçiler olarak, 2025-2026 yılını kapsayan Toplu İş Sözleşme sürecimizde, hükümet tarafından sunulan kabul edilemez teklifine karşı, tepkimizi hep birlikte dile getirmek için toplanmış bulunuyoruz.
Burada, iş yerlerimizin önünden hükümete açık ve net çağrımızdır:
Kamu Toplu iş Sözleşme sürecinde biz işçiler, sosyal diyaloğa dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik. Ama ne yazık ki siz, işçinin sabrını sınadınız.
Üç ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz.
Uyardık: “Geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor” dedik, görmezden geldiniz. Sabırla çözüm bekledik.
En sonunda ise zar zor, lütufmuş gibi bir teklif sundunuz. Bu teklifiniz, bırakın kabul etmeyi, emeğimizi yok saymaktır!
Bu nedenle, verdiğiniz rakamları burada, dile bile getirmeyeceğiz …
Ne siz o teklifi vermiş olun, nede biz duymuş olalım!
Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı bile çıkaramıyoruz. Kiralar uçmuş, faturalar gelirken ellerimiz titriyor. Uykularımız kaçıyor. Çocuklarımızın beslenmesini, kitap defter masrafını karşılayamıyoruz. Geçim sıkıntısı bugün kamu işçisinin en yakıcı sorunu haline gelmiştir.
Zordayız Geçinemiyoruz!
Hazine ve Maliye Bakanı kulaklarını tıkamış, halktan, emekçiden kopmuş, bildiğini okuyor. Geçinemiyoruz dedik zordayız dedik defalarca anlattık uyardık yine uyarıyoruz:
Biz bu ülkenin üretim gücüyüz, binlerce çalışan kamu işçisiyiz, görmezden geldiğiniz alın teriyle çalışan işçiler kamu hizmetlerinin temel taşlarıdır. Gece gündüz demeden her koşulda çalışan biz emekçiler sayesinde kamu düzeni aksatılmadan sürmektedir.
Şu gerçek çok iyi bilinmelidir bu mesele yalnızca kamu işçisinin meselesi değil herkesin meselesidir.
Kamuoyunun da bu adaletsizliğe ve aksayacak olan kamu hizmetlerine sessiz kalmayacağı bilinmelidir.
Emekçiyi oyalamak belirsizlik içinde bekletmek sosyal barışa zarar verecektir.
Biz işçilerin beklemeye oyalanmaya belirsizliğe tahammülü kalmamıştır.
EMEKÇİ ÜSTÜNE DÜŞEN GÖREVİNİ YAPMIŞTIR, YAPMAYADA DEVAM ETMEKTEDİR! ALIN TERİNİ DÖKEREK ÜLKESİNE MİLLETİNE DEĞER KATMAKTADIR.
Bizi yönetenlerde sosyal devletin gerektirdiği görevini yerine getirmelidir. Hükümet en kısa zamanda süreci daha fazla uzatmadan, işçinin emekçinin hakkını vermeli adil ve kabul edilebilir bir çözümle sonlandırmalıdır.
– Bu böyle gitmez!
– Siz duymazdan gelirseniz, biz duyurmayı biliriz!
– Masa susarsa, meydanlar konuşur!
– Bu işin sonu greve kadar gider!
Artık yeter! Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz.
Onurlu bir yaşam, adil bir ücret, güvenceli bir gelecek istiyoruz. Bugün buradayız, iş yerlerimizin önünde bildirilerimizi okuyoruz. Yarın alanlarda olacağız!
Geçinemiyoruz, susmuyoruz, geri adım atmıyoruz!
Emekten gelen gücümüzü kullanır, gereğini yaparız!
– Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
– Yaşasın emekçinin onurlu direnişi!
– Yaşasın TÜRK-İŞ!”
HÜSEYİN GÜLER




