MEZARLIKLARDA ACILAR YENİDEN YAŞANIYOR

Hatay’da depremzedeler anmalara depremin olduğu saat olan 04.17’den itibaren insanlar sokaklara indiler. Depremin olduğu saat 04.17. de önce anıt alanlarında anmalar başladı. Daha sonra camilerde anmalar devam etti. Daha sonra mezarlıklarda anmalar ve din görevlilerince dualar edildi.
Atayurt Gazetesi olarak biz de Amanos Dağlarının eteğinde bulunan Çankaya mezarlığında depremzedelerle görüştük.
Depremzedelerin bir kısmı başka şehirlerden gelmişler, çünkü evleri yıkılmış, bazı depremzedelerin çocukları ve eşi olmuş, tek başına olduğu için acılarını unutmak için başka şehirlere gitmişler.
Depremde en çok acıyı analar hissediyor, evlatları için ağlamaktan gözlerindeki yaşlar kurumuş, kimisi hastalanmış, bunlar yetmiyormuş gibi iki yıl konteyner kentlerde kalanların psikolojisi bozulmuş durumdadır.
Çankaya mezarlığındı müftülük tarafından din insanları görevlendirilmiş ve mezarı başında dua okutmak isteyenlere kuran okuyorlar. Kızılay mezarlıkta simit, simit ve çay ikramında bulunuyor. Sağlık görevlileri hazır bulunuyor, zabıtalar depremzedelere yardım ediyorlar.
Depremde yitirdikleri yakanlarının mezarlarını ziyarete gelen depremzedeler acılarını, yaşamlarını ve şimdiki durumlarını anlattılar.
Adil Kamış:
Bir kızım, iki torun ve damadımı depremde yitirdim. Annesi ve abisini altı kişiyi toprağa verdim. Ne diyelim Allahtan gelmiş bir felakettir.
Aliye Tozcan:
Depremde halamı, eniştemi, kuzenlerimi yitirdim. Çok üzüldüm ve onları çok özlüyorum.
Arda Tezcan:
Depremde yitirdiğimiz halalarım, amcalarım, kuzenlerim adına baş sağlığı ve rahmet diliyorum. Deprem hepimizden bir şeyler aldı götürdü. Hepimizi yaktı, yıktı geçti ve canlarımızı yitirdik. Hepsine Allahtan rahmet diliyorum, hepsinin mekanı cennet olsun.
Hatice Temel:
Şubat depreminde çok acılar yaşadık, halen yaşamaya devam ediyoruz. Üç torunumu, oğlum ve gelinimi toprağa verdim. Dört gün enkazın altında kaldık ve sesimizi duyan olmadı. Çocuklarımızı kendi çabalarımızla enkazdan dört gün sonra çıkardık. AFAD bile bizimle ilgilenmedi. Zaten hastaydım şimdi daha beter oldum.
Mehmet Arslan (Din Görevlisi):
Hatay’da yaşanan depremin ikinci yılında acılarımız halen tazedir. Acılarımızı yüreklerimiz sızlayarak yaşıyoruz. Bütün deprem şehitlerine Allahtan rahmet diliyoruz. Hatay’ın en kısa sürede toparlanmasını, imar edilmesini, tekrar yaraların sarılması için dua ediyoruz. İnşallah rabbim bu acıyı bu millete, bu ümmete yaşatmaz!
Mehmet İnci:
Depremde çocuklarımı yitirdim, bu acıları bütün depremzedeler yaşadı, bir daha Allah böyle bir felaketi bize yaşatmasın!
Mustafa Dönmez (Müftülük Görevlisi)
Altı Şubat depreminde yitirdiklerimizi rahmetle anıyoruz. Bu gün biz İskenderun müftülük personeli olarak halka hizmet etmek, manevi hizmet ve danışmanlık yapmak için buradayız. Bayan ve erkek hocalarımız olmak üzere mezarlıkta isteyen vatandaşlarımıza kuran okuyarak, dua okuyarak psikolojik destek vererek yardımda bulunuyoruz. Bizler böyle bir depremin yaşanmamasını ve yaşanırsa tedbirlerin alınmasını diliyoruz.
Satı Naz Uçucu:
Depremde eşim ve kızımı yitirdim. Benim yavrum depremde enkaz altından üç gün sonra çıktı, öyle bir çaresizlik yaşadık. Biz canlarımızı kendi imkanlarımızla çakırdık, ama bize işleri düştüğünde hükümet görüyor, ama zor günümüzde yanımızda yoklar. Bundan sonra beklentimiz yok, hayallerimiz yok oldu ve ocağımız söndü.
Seyran Bayar:
Oğlumu, kızımı ve gelinimi depremde yitirdim. Evleri yıkıldı altında kaldılar, bizim de evimiz yıkıldı bize bir şey olmadı. Bir torunum kaldı ona biz bakıyoruz. Sekiz gün sokaklarda ateş başında kaldık, çadırlarda, konteynerlerde kaldık, şimdi TOKİ çıktı oraya taşınacağız.
Sezen İlhan (Kızılay Görevlisi)
Kızılay olarak asrın felaketinde insanlarımıza yardımcı olmaktayız, bizler depremin ikinci senesinde yine halkımıza hizmet veriyoruz. Sabah anıt alanında lokumumuz dağıttık, cami namazından sonra yine lokum dağıttık, şimdi ise Çankaya mezarlığında acılı vatandaşlarımızın yanında olmaya çalışıyoruz. Bizlerde depremzedeyiz, ölenlerimize rahmet, kalanlara Allah yardım etsin, acımızı yaşadık, depremi unutmayacağız ve unutturmayacağız.
Tuğba Atasever:
Depremde Annem, Babam ve iki kardeşimi yitirdim. Toplu halde çıktı, annem her iki kardeşimi kolunun altına almış, babamda üçünün üzerine kapanmış ve onları o şekilde bulduk. Kendi imkanlarımızla depremin üçüncü gününde enkazdan çıkarabildik. Merve doğum gününde gitti, Yusuf’un hayalleri vardı. Hepsi bir gecede söndü gitti ve acı çok büyüktür. Tarifi yok Rabbim bir daha yaşatmasın. Bizimkiler birbirine sarılmış, hepsi birbirini korumaya çalışmış babam kahramanlık yapmış ama koruyamamış, iki kardeş kaldık.
Yusuf Batıgün:
Kaynanam ve baldızım depremde yitirdik, onun mezarını ziyarete geldim. Acımız taze ve bir türlü unutamıyoruz. Yapacağımız bir şey yok Allah yardımcımız olsun!
Zeynep Yakçan:
Depremde çok kötü şey yaşadık, tam altı kişi toprağa verdik. Konuşmakta zorluk çekiyorum. Benim ilk hedefim şu mütahitleri içeriye alsınlar. Çürük binalar yaparak, kar için insanları öldürdüler. Uykularımız kaçtı, babam, annem, kardeşlerim ve yeğenlerimin acısı daha taze ve acıyor.
Ziya Batur:
Biz iş arkadaşlarımızı yitirdik, onları dua okumak ve kalanların acısını paylaşmak için buraya geldik.
Ali Başkut (Vatan Partisi Hatay İl Başkanı)
Şu an 11 ilde deprem sonrası canlarımızı yitirdik, onun için mezarlıktayız. Vatan Partisi olarak canlarımıza rahmet ve kalanlara başsağlığı için buraya geldik. Bir daha böyle acı yaşamayalım ama halkın halen konutları bitmedi ve bu sıkıntıların bitmesini bekliyoruz.
Bir Esnaf:
İki ayağı sakat bir esnaf simit ve çay dağıtarak, deprem dayanışması örneğini gösterdi. Ölümden döndüm ama dost ve arkadaşlarımızın çoğu depremde gittiler.
HÜSEYİN GÜLER

















