Türkiye nerede duracak?
Türkiye ikinci dünya savaşından bu yana ateş hattına ve ateş tehdidine ilk defa bu kadar yakın. Yanı başımızda Savaş naraları atılırken Türkiye nerede duracak?
Bilindiği üzere yaklaşık 10 gündür Ortadoğu’da sular durulmuyor. İran ve İsrail’in tutuştuğu bu kanlı kavga, her ne kadar sadece onları ilgilendiriyor gibi gözükse de aslında tüm Ortadoğu’yu ve farklı kıtaları da dolaylı olarak etkiliyor. İsrail devletinin önce Filistin sonrasında ise İran devletine saldırması Büyük İsrail projesinin ayak seslerinin duyulmaya başlandığının kanıtıdır. Ortadoğu’da Büyük bir İsrail devleti kurulmak istenmesinin asıl sebebinin Amerika’nın çıkarları olduğu su götürmez bir gerçektir. Burada önemli olan bu kanlı kavgada Ülkelerin nerede duracağı. İsrail ve İran birbirlerine karşı bir kara savaşına başlamadı daha. Zira İsrail devletinin kara saldırısıyla kazanma ihtimali zayıf. İran devleti ise tüm Dünyaya çok güçlü olduğunun mesajını verme, bir bakıma imajını koruma derdinde. Her ne kadar birbirine saldıran iki devlet gibi dursada, İran ve İsrail’i destekleyen devletlerin müdahalesi ile Ortadoğu, şimdikinden çok daha feci bir hal alabilir.
Ortadoğu’ya Hükmetmek isteyen Amerika Birleşik Devletleri; Netenyahu’nun da çağrısıyla vazgeçilmez Müttefiki İsrail’e yardım için İran’a saldırdı. İran askeri kuvvetlerinden yapılan açıklamalarda bu saldırının karşılığının misliyle verileceği, Savaşın, bölge savaşı olmaktan çıkıp kıtalar arası bir savaş haline geleceğin açıkça ifade edildi. Bu durumda Dünya yeni bir savaşla karşı karşıya kalabilir. Amerika her ne kadar kıtasal olarak İran’a uzak olsada Türkiye’deki İncirlik ve Malatya’daki askeri üstlerini kullanarak bu savaşta aktif rol üstlenebilir. Amerika Birleşik Devletlerinin Ortadoğu’da hakimiyet kurmasını istemeyecek devletlerin başında Rusya geliyor. Soğuk Savaş döneminden beri Dünyanın süper gücü olmayı kendilerine hedef haline getiren Rusya ve ABD, Ortadoğu’da tarihlerinde ilk defa sıcak bir savaşın içinde kendilerini bulabilirler. Türkiye, ABD ve Rusya’nın Ortadoğu’ya Müdahalesiyle, kendini stratejik bir konumda bulacaktır. Zira Türkiye Amerika Birleşik Devletleri’nin kullanmasına izin verdiği, askeri üsler sebebiyle Amerika’ya karşı gelemeyecektir. Ruslar ise Türkiye’nin ABD’nin yanında yer alması sebebiyle Türkiye’ye savaş açabilir, gönderdiği doğal gazı kesebilir. Türkiye’ Amerikan üslerini kapatma kararı alırsa, Amerika’nın, öncülüğünde zaten iflas etmiş olan Ekonomisi daha içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Burada önemli olan bizim nerede ve nasıl duracağımız. Ortadoğu’daki bu kanlı savaşın Ülkemize zarar vermemesi, bizi Savaşmaya mecbur bırakmaması için en akıllı yol bulunmalıdır.
Türkiye İkinci Dünya savaşında taraf tutmamış ve savaşa müdahil olmamıştı. O dönem Ülkeyi yöneten İsmet İnönü yeni kurulmuş bir devletin savaşa müdahil olmasının sonuçlarını tartmış ve Yeni kurulan bir ülkenin elde ettiği kazanımlarının da elden gidebileceği endişesi ve öngörüsünde bulunarak tarafsızlık politikası izlemişti. Boğazları kapatan İnönü, her an savaşa girilebileceği endişesiyle Hükümetin harcamalarını kısmış Askeri yatırımlara yönelmişti. Bu dönemde de Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti buna benzer bir politika uygulamak zorundadır. Kimse unutmasın ki, Türkiye Cumhuriyeti için en önemli şey; Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan vatandaşların can ve mal güvenliğidir.
Hükümet Savaşın daha da kızışmasını beklemeden, Türkiye’deki yabancılara ait askeri üsleri Ortadoğu’daki savaş bitene kadar kapattığını, Boğazların Savaş gemilerine kapatıldığını, Ortadoğu’daki savaşta taraf olmayacaklarını tüm dünyaya ilan etmelidir. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bu kanlı kavgadan en az zararla çıkmak istiyorsa bundan başka çözüm yolunu aklının ucuna bile getirmemelidir. Cihat ve fetih hayallerine kapılmak, bin bir zorlukla kazandığımız kazanımlarımızın elimizden çıkmasına sebep olabilir. Türkiye bu kanlı savaşta ancak Barıştırıcı ve Garantör rol üstlenmeli, asla ve asla Savaşın tarafı olamamalıdır. Bir an önce sınırlarımızın güvenliğini sağlamak, Ülkemize daha fazla mültecinin gelmemesi için sınırların kapatıldığı, sınırlarımıza dayanan mültecilerin Ülkeye kabul edilmeyeceği açık bir şekilde ilan edilmeli alının kararın ivedilikle uygulanacağının üzeri kalın harflerle ifade edilmelidir.
Buradan Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine bir kere daha seslenmek istiyorum; Tarih önünde büyük bir sorumluluk sizleri bekliyor. Türkiye Cumhuriyet’inin kaderi sizlerin elinde. Bugüne kadar yaptığınız icraatlar sebebiyle bu kanlı savaşa karşı alacağınız tutum ülke vatandaşlarını endişeye sürüklemektedir. Bugüne kadar vaat ettiğiniz şeylerin tam tersini yapmak sizlere nasip oldu. Şimdi; Ülkenin kurucusu İlk Başkomutanı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Yurtta sulh cihanda sulh” ilkesini benimseyin ve Ülkenizi ateşe atmayın. Savaşlar her sonuca açıktır. Bu topraklar daha fazlasını kazanmak için girdiği savaşalar sebebiyle işgale uğramış topraklardır. Buradan sizi aklı selim olmaya davet ediyorum. Ve bir kere daha soruyorum: Türkiye nerede duracak?
Atatürk’le kalın!
Cumhuriyetle kalın!
MERT GÜZEL