YAKANLARI DA AKLAYANLARI DA KATİLLERİ SERBEST BIRAKANLARI DA AFFETMEYECEĞİZ!

Samandağ Pir Sultan Abdal Kültür Derneği öncülüğünde “KATLİAMCI ZİHNİYETTEN HESAP SOR!” “BU DAVA MAHŞERE KALMAYACAK!” şiarıyla 2 Temmuz 1993 Sivas katliamında hayatlarını kaybedenlerin anısına basın açıklaması düzenlendi. Abdullah Cömert alanında yapılan basın açıklamasında Samandağ Pir Sultan Abdal Kültür Derneği adına basın açıklamasını okuyan Mehmet Uysal şu ifadelere yer verdi:
Yapılan basın açıklamasına Kaldıraç Hareketi, Partizan, Sosyalist Meclisler Federasyonu, Yeniden İnşa Platformu, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi, Demokratik Halkların Partisi, Halkların Demokratik Kongresi destek verdi.
BASINA VE KAMUOYUNA!
Yakanları da, Aklayanları da, katilleri serbest bırakanları da affetmeyeceğiz!
Faşist ve Şeriatçı Kuşatmaya Karşı; Laik, Demokratik Türkiye İçin 2 TEMMUZ’DA SİVAS’TAYIZ, ALANLARDAYIZ…
İnsanlık tarihinin en kara, en utanç verici katliamlarından biridir 2 Temmuz Sivas Madımak Katliamı.
Bu topraklarda direnişin simgesi, Alevi inancının hak, hakikat ve adalet yolundaki temel direklerinden biri olan Pirimiz Pir Sultan Abdal’ın anısına düzenlenen etkinliklerin dördüncüsünde, Semah dönen gençlerimiz, ozanlarımız, yazarlarımız, sanatçılarımız, aydınlarımız, bu halkın vicdanı ve geleceği olan 33 Canımız, 2 Temmuz 1993 Cuma günü sırf Alevi ve aydın oldukları için Madımak Oteli’nde yakılarak katledildi.
Katillerin sloganlar eşliğinde yaklaştığı, güvenlik güçlerinin seyirci kaldığı, dönemin siyasi iktidarının sessizliğiyle gölgelenmiş bu katliam, sadece Türkiye’nin değil, insanlık tarihinin kara lekesi, bu coğrafyada farklı olana, inanca, düşünceye, aydınlığa ve insanlığa karşı işlenmiş bir insanlık suçudur.
Bu vahşi katliamın üzerinden 32 yıl geçti.
Ama ne acımız azaldı ne de öfkemiz dindi.
Çünkü adalet yerini bulmadı. Katillerin büyük bir bölümü cezasız kalırken ceza alanlar affedildi, serbest bırakıldı. İnsanlığa karşı işlenmiş bir dava, zaman aşımına uğratıldı.
Sivas’ın öncesinde yaşanan katliamlarla da Sivas’la da sonrası yaşanan katliamlarla da yüzleşilmedi.
Yaşanmış hiçbir katliamla hesaplaşılmadı. Hesabı verilmedi. Çünkü katiller, bizzat siyasi iktidarlar tarafından korundu, bu tür cinayetler ve cinayet şebekeleri, gerici, ırkçı, faşist çeteler, örgütler cesaretlendirildi, dolayısıyla katliamlar teşvik edildi. Katiller ve onları koruyup kollayanlar, devlet protokollerinde yer buldu.
Sivas Madımak Katliamı buna verilecek en bariz örnektir.
Sivas katilleri ve onları savunan avukatlar, el üstünde tutuldu, ödüllendirildi.
Çünkü Sivas’ı yakanlar da aklayanlar da aynıydı.
Değerli Basın Emekçileri,
Sevgili Dostlar!
Katilleri de bu katliamı planlayanları da aklayanları da tanıyoruz.
Zihniyetlerini biliyoruz. Ülkemizin ve hatta dünyanın geleceğini karartmak isteyen bu zihniyet ile mücadelemiz yeni değildir.
Tarihimiz bu anlayış ile mücadele tarihidir.
Tarihin hiçbir döneminde karanlığa teslim olmadık, bundan sonra da olmayacağız.
Yüzleşme ve hesaplaşma olmadan bu topraklara barış da demokrasi de özgürlük de gelmeyecektir.
2 Temmuz’un hesabı sorulana kadar, Sivas için Adalet, Herkes İçin Adalet mücadelemizi büyüterek devam ettireceğiz.
Bugün Sivas’ın katillerinin, Hizbullahçıların salıverildiği, gazetecilerin, öğrencilerin, aydınların cezaevlerinde tutulduğu, halkın iradesiyle seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyumların atandığı bir karanlık dönemden geçiyoruz.
Ekonomik ve sosyal kriz, adalet krizi ile gerici ve tekçi bir ablukaya dönüşürken, emekçilerin, emeklilerin, gençlerin kadınların bedeller ödeyerek kazandıkları temel hakları bir bir gasp ediliyor, en demokratik anayasal hakları kullandırılmıyor, bu düzenin devamına yönelik her türden hukuksuzluk olağanlaştırılıyor.
Eğitim sisteminde dayatılan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli, gerici, tekçi bir kuşatmanın başka bir adıdır.
Laik ve bilimsel eğitim yerine dinsel ve mezhepçi bir müfredat getirilerek, yeni karanlıklar örülmek istenmektedir.
Bu model, yeni katliamların altyapısını hazırlamaktadır.
Değerli Canlar!
Sivas, Tokat, Malatya Erzincan başta olmak üzere Alevi coğrafyası madencilik adı altında, maden ve enerji şirketlerine peşkeş çekilmekte, kutsal mekânlarımız, ziyaretgahlarımız, derelerimiz, dağlarımız, yaşam alanlarımız talan edilmektedir.
Bu yapılmak istenen şey, sadece sıradan bir doğa katliamı değil, aynı zamanda bir inanç, kültür ve hafıza kıyımıdır.
Bu düzenin adı açıkça faşizmdir.
Bugün yapılan şeyin adı, açıkça şeriatçı ve faşist bir kuşatmadır.
Ve biz, bu kuşatmaya karşı direnen halkların, inançların, kadınların, gençlerin yanında, Hakk’ın ve halkın yolundayız!
Sivas’ta yakılan ateşle simgeleşen bu katliamla yüzleşmeyen hiçbir iktidar, barış ve eşit yurttaşlık iddiasında bulunamaz.
Dersim, Çorum, Maraş, Gazi, Suruç, Roboski, Ankara Gar, Gezi ve daha birçok katliam gibi, yaşanmış ve yaşanmakta olan her bir katliam, ülkemizin kara günleridir.
Katliamlar, Alevilerin ve Türkiye halklarının kaderi değildir ve olmayacaktır. Pirlerimizin, yol önderlerimizin tarih boyunca sürdürdüğü hak ve hakikat mücadelesini büyüterek devam ettirecek ve sonunda kaybeden karanlık olacaktır. Bu ülke ve bütün halklar özgürleşecek, eşit yurttaşlığa dayalı Laik ve Demokratik Cumhuriyet mutlaka inşa edilecektir.
Tüm bunların dışında yapılan bütün bu katliamlara Suriye’deki Alevi canlarımızın katledilmesi de eklenmiş; onların kanı da bu tekçi şeriatçı yönetimin eline bulanmıştır. Colanı terör başı ve onun selefi cihadist çeteleri Alevi bölgelerine her geçen gün ölümü taşımakta, Alevi kadınları ve çocukları kaçırmakta, yaşam alanlarını terk etmeye zorlamaktadır. Zulme karşı yapılan bütün hareketleri bastıramayan, direnişçilerin karşısına çıkamayan Colani’nin zalim faşist süfyani ordusu bütün intikamını silahsız savunmasız Alevi halkından çıkarmaktadır. Geçen iki haftada Hristiyan halkına yapılan zulüm hepimizin malumudur. Kiliselere yapılan bu alçakça saldırı colani ve çetesinin katliam kültürünün bir tezahürüdür. Ancak bu bilinsin ki bütün ezilen ulus ve inançlarla bir olacak bu karanlık dönemi el yordamıyla ve direnişlerle aşacağız.
Değerli Basın Emekçileri! Yolu Hacı Bektaş’tan, Dersim’den, Madımak’ tan katliamın reva görüldüğü her coğrafyadan geçmeyen bir barış, Aleviler için eksik ve adaletsizdir. Başta Kürt sorunu ve Alevi sorunu olmak üzere hiçbir sorun, yüzleşme olmadan çözülemez.
Aleviler her daim barıştan yanadır ancak, yüzleşme ve hesaplaşma olmadan yapılacak her tür “barış”, daha baştan çözülmeye mahkûmdur.
Bugün bir yandan da “yeni anayasa” tartışmaları yürütülüyor.
Ama o masalarda yine Aleviler yok, emekçiler yok, kadınlar yok, Kürtler, Lazlar, Araplar, Süryaniler yok!
Biz olmadan yazılan bir toplumsal sözleşme ne eşit olabilir ne özgür ne de kardeşçe.
Aleviler yalnızca bu ülkenin vicdanı değil, aynı zamanda kurucu iradesidir.
Bu nedenle yeni anayasada Aleviler söz sahibi olmalı,
Yalnızca “konu” değil, özne ve kurucu irade olarak kabul edilmelidir.
32 yıl önce Sivas’ta yakılan ateş, bugün hâlâ kalbimizde yanıyor.
Ama o küllerin içinden yeniden birlik, direniş ve umut yeşeriyor. Mücadelemiz yalnızca geçmişin hesabı değil, geleceğin de savunusudur.
Ve biz Aleviler ve Alevi Kurumları olarak, buradan sesleniyoruz:
2 Temmuz’da bir kez daha Sivas’tayız ,33 canımızı anmak için alanlardayız.
Faşist ve gerici kuşatmaya karşı eşit yurttaşlık, laiklik, özgürlük ve demokrasi için alanlardayız.
Karanlığa karşı aydınlık için alanlardayız.
Pir Sultan Abdal’ın yolu yolumuzdur, mücadele mirasını sahiplenmeye devam edeceğiz.
Er ya da geç ama mutlaka katliamların hesabını soracağız. Er ya da geç ama mutlaka biz kazanacağız.
İnsanlık kazanacak, karanlık yenilecek, aydınlık kazanacak.
Emperyalizm yenilecek, mazlum halkların birleşik mücadelesi kazanacak. Savaş ve savaş baronları kaybedecek, barış ve bunun için mücadele eden canlar kazanacak…
Değerli Canlar! Emekten, laiklikten, Eşitlikten yana olan, özgür ve kardeşçe yaşayacağımız aydınlık bir Türkiye diyen, halkına ses, karanlığa ışık olan tüm dostlarımızı
2 Temmuz’da Sivas’a ve bulundukları her yerde alanlara çağırıyoruz! Faşist ve Şeriatçı Kuşatmaya Karşı birlikte mücadeleye çağırıyoruz…Unutmadık, Unutmayacağız, Unutturmayacağız!
* ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU
* PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ
* AVRUPA ALEVİ BİRLİKLERİ KONFEDERASYONU
* AVUSTURALYA ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU
* TÜRKİYE ALEVİ FEDERASYONU
* HACI BEKTAŞ VELİ ANADOLU KÜLTÜR VAKFI
* ALEVİ KÜLTÜR DERNEKLERİ
Haber: Erdal YILMAZÇELİK

