KERBELA ŞEHİTLERİ ANILDI VE AŞURE DAĞITILDI.

İskenderun Cem Evinde Kerbela şehitleri anıldı, sazlar çalındı, deyişler okundu ve arkasında aşure dağıtıldı. Kerbela şehitleri anma ve yas törenine çok kalabalık Alevi canlar katıldılar. Aşura dağıtım öncesi sazlar çalındı, deyişler okundu. Daha sonra İskenderun Cem Başkanı Bilal Özkan, Ağu İçin Ocağı dedelerinden Ercan Kazım Özer dede ve İskenderun Kaymakamı birer konuşma yaptılar.
Programa katılan vatandaşlar, hem manevi atmosferi yaşadı hem de Muharrem ayının birleştirici ruhunu paylaşıldı.
İskenderun Kaymakamı Muhammet Önder:
Birlikteliğin ve sevginin anlamı olan aşure ayı toplantısına hoş geldiniz. Muharrem ayı ve aşure ayının inanç tarihimizde önemli bir yeri vardır. 10 Muharrem yani aşure ayı kutsal bir gündür. Aşure günü birçok peygamberlerin hayatını konu edildiği rivayet edilir. Muharrem ayı ve aşure günü bizler için üzücü gündür. Sevgili Peygamberimizin biricik torunu Hz.Hüseyin ve taraftarlı kerbelada şehit edilmişlerdir. Bizleri buluşturan Cem Evine teşekkür ediyorum.
Bilal Özkan (İskenderun Cem Evi Başkanı)
Canlarla birlikte 12 gün boyunca oruçlarımızı tuttuk. Bu günde Kerbela şehitlerimizi anıyor ve aşuremizi yaptık katılan canlara dağıtıyoruz. Muharrem ayında oruç tutan canların hak katında makbul, hak katında kabul olsun. Bu gün Muharrem ayının son günlerini yaşıyoruz. Aşuremizi beraber yaptık, beraber paylaşıyoruz.
Ercan Kazım Özer (Ağu İçin Ocağı Dedesi)
Aşure etkinliğinde Alevi canlarla İskenderun Cem Evinde bir aradayız. Aşureden önce Aleviler olarak tuttuğumuz matem orucunu bir birlik lokması adı altında bir araya geldik. İskenderun halkından yoğun bir katılımı var, bu anlamda cümlesine teşekkür ediyorum. Muharrem ayı bizim inancımızda bir arınma ve durulma ayıdır, Alevilerin kendi inancına göre 12 gün boyunca İslamiyet öncesi de 10 gün tutulan bir şükür orucuydu. Bu yüzden Arapçadaki aşra adından alır, yani yasak ay muharrem olarak esinlenerek yola çıkılmıştır. Anadolu ve Mezepotamya coğrafyasında yaşayan Aleviler yüz yıllarca katledilen ulularımız, velilerimiz, artık on günlük arınma, şükür orucu yerine matem orucuna bir yas orucuna dönüşmüştür. On iki olmasının sebebi imamlarımız ve 72 yarenin şehit edilmesi bu yolda asılan, kesilen, derisi yüzülen, velilerimiz, ulularımızın acısını birleyip, kutsalımız olan 12 kavramı üzerinden, 12 nura atfetmiş, 12 matem orucuna dönüştürmüşüz. Bizim oruç diğer oruçlar gibi akşam saat 12 geçmek üzeri başlar, ertesi gün gün kızıllığı kayıp oluncaya kadar, oruç devam eder ve hiçbir şey yenip içilmez. Bizim oruçta sahur ve iftar saati yoktur, bu süre içinde bütün canlıların hakkı bizim üzerimizdeki hakkımız olarak kabul edilir. Hiçbir canlıya kıyılmaz, bu normal Alevi yaşamında böyledir. Bu 12 günde daha bir hassasiyet vardır. Bir hayvan kesilmez, sofralarımızda et olamaz, bir soğanın dahi başı kesilmez. Yumurta dahi pişirilmez, içinden bir canlının çıkma ihtimali vardır. Bütün canlılara aşkı niyaz olsun, oruç tutan canların orucu kabul olsun.
HÜSEYİN GÜLER



