Üstü Örtülü bir hak gaspıdır
Hatay Samandağ Eğitim Sen Şubesi Yönetim Kurulu Milli Eğitim Bakanlığının ekonomik krize paralel yükselen kurla maaşı eritilen öğretmenlerin ek ders ücretlerini MEB’in Personel Genel Müdürlüğünün 4 Eylül 2020 tarihli yazısıyla kesme uğraşına yaptığı açıklamayla tepki gösterdi.
Hatay Samandağ Eğitim Sen açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
MEB’İN EK DERS TASARRUFU ETİK, ADİL VE HUKUKİ DEĞİLDİR
Pandemi sürecini yönetemeyen Milli Eğitim Bakanlığı, beceriksizliğini itiraf edeceğine öğretmenlerin ek derslerini keserek sorunu katmerleştirmiştir.
Öğretmenler, bu olağanüstü süreçte gerek yüz yüze gerek canlı dersle ve kendi olanaklarıyla görevlerini özenle yapmaya çalışırken, salgın krizini yönetemeyen MEB, ekonomik krize paralel yükselen kurla maaşı eritilen öğretmenlerin ek ders ücretlerini MEB’in Personel Genel Müdürlüğünün 4.09.2020 tarihli yazısıyla kesme uğraşı ve bu vasıta ile her zaman göreve hazır olan, bir an önce öğrencilerine kavuşmak isteyen öğretmenlerin salgının sonuçlarıyla cezalandırılması kabul edilemez.
Canlı derslerin haftada kaç saat yapılacağı belirsizken örgün eğitim kadar ders verilmesi imkânsızken; 15 saatten sonra ek ders ücretinin ödenebileceği vurgusu üstü örtülü bir hak gaspıdır.
Bu karardan önce de bakan öğretmen maaşlarının yük olduğu açıklamasıyla ne kadar öğretmen dostu olduğunu göstermiştir.
Teknolojik alt yapı düşünülmeden plansız, vizyonsuz politika okul idarelerine yüklenmiştir. Bu yük altında okul idareleri boğuşarak bu dağınıklığı düzeltmeye çalışılmaktadır. Öte yandan canlı derslerle teknolojik donanımında yoksun binlerce öğrencinin eğitim hakkı ellerinden alınmıştır. Bu sorun için çözüm üretilmesi gerekirken çözülmemiş, bu öğrenciler yok sayılmıştır.
Ek ders tahakkukunun ancak hafta sonları ile mümkün olması sonucu dersler hafta sonralına kaydırılarak öğretmenler hafta sonları da çalışmaya zorlanmaktadır.
Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan bir MEB görüntüsü ile karşı karşıya kaldığımız bu salgın sürecinde ve buna rağmen, öğretmenlerimiz hak edilmemiş bir ücretin derdinde değildir. Fakat öngörüsüzlüğün ve plansızlığın bir sonucu olarak eğitimde geldiğimiz belirsizliğin ve seviyenin faturasının öğretmenimize, kazanılmış haklarını yok sayma pahasına ödetme çabası etik olmadığı gibi adil ve hukuki de değildir.
BİZLER YALNIZCA EK DERS ÜCRETLERİNİN İSTİSNASIZ HER ÖĞRETMENE İLKOKUL İÇİN HAFTALIK 18 SAAT DİĞER OKULLAR İÇİN HAFTALIK 15 SAAT VE KURS- EGZERSİZ VB. HARİCİ ÖDENMESİNİ TALEP ETMİYOR, BUNUN YANINDA SALGIN SÜRESİNCE BÜTÜN EĞİTİM ÇALIŞANLARINA RİSK TAZMİNATI ÖDENMESİNİ VE AYRICA SALGININ BİR MESLEK HASTALIĞI SAYILMASINI VE BÜTÜN EKONOMİK-ÖZLÜK HAKLARIMIZIN BİR AN EVVEL BU ÇERÇEVEDE YENİDEN EĞİTİM ÇALIŞANLARIMIZIN LEHİNE REVİZE EDİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ.
MEB’in hem etik hem de hukuksal olarak bu talebimizin dışında ve var olduğu şekilde bir tasarrufu ancak bütün okulları salgın koşullarına uygun olarak bir an evvel yüz yüze eğitime hazır etmesi, açması ve her eğitim emekçisine huzurla ve güvenle sağlıklı bir eğitim-öğretim ortamı sunacağını bilimsel veriler ışığında garanti etmesi ile mümkündür. Bütün eğitim emekçileri buna da hazırdır.
Bunların dışında bir tasarruf ancak keyfilik ve öğretmenden, eğitim emekçisinden hak ettiği fakat Bakanlık düzeyinde esirgenen değerin bir ifadesi olarak tarihe not düşülebilir. Ve kabul edilemez.
Yine bu çerçevede eğitim emekçilerini ve eğitim sendikalarını, bu ülkenin geleceğini inşa eden olmaları hesabı ile, onları koruması, ekonomik-özlük ve akademik açıdan güçlendirmesi gereken kendi bakanlığına karşı hukuksal hak arama zaruriyetine sevk etmesi Bakanlık nezdinde ve üzülerek söylüyoruz, ancak bir acizliğin beyanı olabilir.
Haber: Erdal YILMAZÇELİK