SAVAŞ ÖLDÜRÜR, BARIŞ YAŞATIR!
- 08.10.2020
- SAVAŞ ÖLDÜRÜR, BARIŞ YAŞATIR! için yorumlar kapalı
- 473 kez okundu
Değerli okurlarım!
Dünyada var olan bütün halkların dilleriyle ‘SAVAŞA HAYIR!’. Savaşın kazananı olmaz. Sonuçta kaybeden hep halklar ve insanlık olur. Geriye ise halklar ve insanlık adına büyük tarihsel ve travmatik acılar ile kapanmaz yaralar kalır.
Savaşı kendi gayrimeşru çıkarları, ihtiyaçları ve düzenlerinin devamı için güçlüler, zenginler ve zalimler başlatır, ancak, bedelini sonuçta hep yoksul, ezilen, masum ve mazlum halklar ile onların çocukları öder.
Savaş ölüm, yıkım, acı ve gözyaşı demek, daha fazla açlık, daha fazla yoksulluk, daha fazla adaletsizlik demek, barışın ve gerçeğin düşmanı demek. Ermenistan ve Azerbaycan arasında başlayan savaşın Ermeni ve Azeri halklarına hiçbir yararı yoktur.
Ortadoğu’da uzun yıllardır emperyalist ve işgalci güçler tarafından yürütülmekte olan paylaşım savaşının, iki ülke arasındaki Dağlık Karabağ sorunu nedeniyle Kafkasya’ya taşınması ve orada yeni bir paylaşım savaşına yol açmasının Kafkas halklarına zarar vermekten ve emperyalist güçler ve bunlarla iş ve çıkar birliği içinde olanların ekmeğine yağ sürmekten, onların çıkarlarına hizmet etmekten başka bir işe yaramaz. Sonuçta ise olan Ermeni ve Azeri halklarına ve dolayısıyla da insanlığa olur.
Onun için Ermenistan ve Azerbaycan Devletleri aralarındaki Dağlık Karabağ sorunu çok boyutludur ve uluslararası bir hal almıştır. Uluslararası hukuka göre Dağlık Karabağ, Azerbaycan’ın bir parçasıdır. Ancak, bu özerk bölgenin nüfusunun çoğunluğu Ermeni’dir. Azerbaycan ve Ermenistan bu sorunu savaşla değil, sonuna kadar diyalog, müzakere, diplomasi ve uluslararası hukuku harekete geçirerek çözmelidir. Ermeni ve Azeri halklarının, dost ve komşu halkların, dünya halklarının yararına olan çözüm yolu budur.
Bu bakımdan, iki komşu ülke ve halk arasında başlayan bu savaşa karşı durmak, hiçbir şekilde bu savaşın tarafı olmamak, savaşa karşı her koşulda barışı ve barışçıl politikaları savunup, desteklemek, savaş baronlarının ve şakşakçılarının milliyetçi ve ırkçı söylem ve politikalarına prim vermemek ve onların oyun ve tuzaklarına düşmemek gerekir.
Bana göre, bu savaş karşısında insana ve insanlık onuruna yaraşan tavır veya duruş budur. Taraflar arasındaki çatışmanın ateşkes ile sonlandırılması yetmez! Taraflar arasında barışın sağlanması ve uluslararası bir anlaşma ile de noktalanması gerekir.
Bu savaşa karşı olmak aynı zamanda Suriye, Libya, Doğu Akdeniz ve Ege’de yaşanmakta olan savaş, çatışma veya olaylar açısından ülkemizde ve bölgemizde çalınan savaş tamtamlarına, bunlardan beslenenlere ve onların o sinsi, kötü ve karanlık politika, oyun ve numaralarına da karşı olmak demektir.
Gerçek şudur: Savaş öldürür, barış yaşatır! Savaş düşmanlık, barış ise dostluk ve kardeşlik yaratır. Halkların ve insanlığın kurtuluşu savaşta değil, barışta ve barışçıl politikalardadır. Eğer illa savaşmak gerekiyorsa, halklar ve insanlık adına barış için ‘savaşmak’ gerekir. Yaşasın Barış! Yaşasın Halkların Kardeşliği! Hem de sonuna ve sonsuza dek…
Mehmet Çardak
Araştırmacı-Yazar
m-cardak@windowslive.com
- Mezhepsel Önyargılar - 1 Şubat 2023
- Hasta Hakları ve Sağlıkta Dönüşüm - 25 Ocak 2023
- Liyakatli Gümrükçüler - 18 Ocak 2023
- Cumhuriyet Nerede? - 11 Ocak 2023
- Türkiye’de Emekli Yoksulluğu - 4 Ocak 2023
- CHP’de Parti içi Demokrasi - 28 Aralık 2022
- VERGİDE BAĞIŞ SİSTEMİ - 21 Aralık 2022
- AB Türkiye Raporu - 14 Aralık 2022
- Yağmurdan Kaçarken Doluya Tutulmak - 7 Aralık 2022
- Suriyeliler Davullarla, Zurnalarla Ülkelerine Geri Dönecekler - 30 Kasım 2022