KORONA-VİRÜSÜN DANİSKASI:))!!
Sevgili okurlarım;
Yaklaşık bir aydır, bütün dünyanın gündemine oturan “korona-virüs” illeti üzerine ahkâm filan kesmeyeceğim sizlere… Zira, bu hususta, resmi anlamda bilim insanlarından oluşturulmuş “Bilim Kurulu”nun ve konusunda kabul görmüş bilim insanlarının kirletilmeden paylaştığı bilgilere itibar edilmesini savunanlardanım…
Benim değineceğim husus; binlerce yıllardır insanlık âlemini tehdit eden ve bana göre küresel anlamda “korona-virüs” illetinden daha korkunç zararlar veren “DİN BEZİRGÂNLIĞI” üzerinedir…
Çağlardan günümüze samimi din öğretisi; “DİN BEZİRGÂNLIĞI”nın elinde örselenmekten bir türlü kendine gelememiştir!.. Her dönemde, istismara uğratılmıştır!.. Dini, din olmaktan çıkarırcasına kendilerine yontan bu “DİN BEZİRGÂNLARI”nı; her fırsatta gerçek inanç ritüellerini eğip büktüklerine, kendi uydurdukları safsatalarına “Peygamber Hadisi” şeklinde empoze ettiklerine, toplumda “ulema, din bilgini, aziz şahsiyet” pozlarıyla güruhlar halinde etkili olduklarını görürüz.))!?…
Aydınlanmada, oldu-bitti haz etmeyen bu gerici hurafe güruhu; kendi karanlık ikballeri ve menfaatleri için (?!) yalanlara ve dolanlara başvurup kaos yaratmanın, kardeş kavgalarının, din ve mezhep savaşlarının kışkırtıcılığını yapmanın, dahası, birbirlerini boğazlayacak noktaya getirmenin hesapları içinde olmuşlardır:))!!??..
Her fırsatta “İndirilmiş dini” perdeleyerek, kendi safsatalarından oluşan “uydurulmuş dini” kutsallaştırmaya kalkışan gerici güruhu; her hamlelerinde “korona-virüs” ten daha korkunç ve daha ürkütücü tahribatlara yol açmışlardır!!..
Cennet pazarlamalar, Cehennemden kurtarmalar, sevap tacirliği yaparak Peygambere” atfedip yanmaz kefen ve pabuç satmalar, cin çıkartmalar, baht açmalar, çocuk sahibi yapmak ve kayıpları bulmak vaadiyle “kerametleri kendilerinde menkul” muskalar yazıp, suyunu içirmeler ve oralarına, buralarına üflemeler, aldatıcı safsatalarından sadece bir kaçı):))!!??..
Aynı damardan (?!) beslenen, yani muhakemelerini yanlış kullanıp, kusurlu akıl üreten bağnazlık fosilleri; dini siyasallaştırmakla yetinmeyip (?!) adeta dini din olmaktan çıkarırcasına; bakınız ne sapkınlıklar sergilemektedirler:
* “Alevileri katletmek helaldir” fetvasını verebilmiş olan 16.YY. Osmanlı Şeyhülislamlarından Ebusuud…
* “Mustafa Kemal eşkıyadır. Öldürülmesi farzdır” fetvası veren ve “İskilipli Atıf Hoca” diye bilinen niyet sapkını…
*1920 yılında;”Yunan ordusu halifenin ordusu sayılır. Hiç de zararlı topluluk değildir. Asıl kafası koparılacak mahlukat Ankara’dadır.” Şeklinde haddini aşan ve ve “İskilipli Atıf Hoca” diye bilinen Ortaçağ fosili…
*Kendisini “din bilgini” kisvesine büründürüp; “Organ bağışı caiz değildir… Eğer organını verirsen, öteki dünyaya eksik gidersin…” diyebilmiş olan sözde ilahiyatçı Ali Rıza Demircan….
* “TOKİ’lerde ev almak üzere bankalardan alınan kredilerin faizleri haram değildir” mealinde ifadelerde bulunabilmiş olan (?!) mevcut Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş…
*Yayınlattığı; “Peygamber ve Gençlik” adlı kitapta: “Tahsil ile dindarlık arasında ters yönlü bir ilişkiden bahsedebiliriz. Tahsil, dini inanç ve ibadetler üzerinde olumsuz etki yaptığı tespit edilmiştir. Özellikle yüksek öğretim yüksek düzeyde sekülerleştirme potansiyeli taşımaktadır. Türk modernleşme sürecinde de yüksek tahsil kendini hissettirmiştir.” Beyanıyla mevcut Diyanet İşleri Başkanlığı…
* “Cemevleri ibadethane değildir” diyebilmiş olan (?!)mevcut Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş…
* “AKP’ye vereceğiniz oylar, ruz-u mahşerde beraatiniz olacaktır” söylemiyle, adeta dini, dinden çıkarabilecek derecede meczuplaşan; TBMM’nin eski başkanı, Eski Milli Eğitim ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz…
* “Bugün Türkiye’de Allahu Teala’nın bütün vasıflarını toplayan bir lider var” mealinde sözler sarf eden AKP Düzce Milletvekili Fevzi Arslan…
* “Amerika’dan bile korkmayan, kimseyi takmayan İsrail, ilk defa Türkiye’den özür diledi. Allah Başbakanımızı bizim başımıza nasip ettiği için her gün iki rekat şükür namazı kılmamız gerekir” ifadesiyle, hezeyanın zirvesini zorlayan, o zamanın AKP’li Of Belediye Başkanı Oktay Saral…
Bu ve benzeri hezeyanlar… Saymakla, yazmakla tükenir gibi değil… İşte bu meczuplar ve yobazlar güruhu; hep aynı çanakta yalandıkları için, aynı zehri kusmaktalar…
Sizin anlayacağınız; dünyayı kasıp kavurmasına rağmen gelip geçici olduğu söylenen “CORONA-VİRÜS” illetinden de daha beter olan ve bir türlü son bulmayan “din istismarı… Bağnazlık… Gericilik ve inanç sapkınlığı”na; “VİRÜSLERİN DANİSKASI” denilebilir…
***
“Koronavirüs”ün pabucu dama
Bugün olmasa da yarın atılır
Yobazlık, benzerken özürlü mala
Nasıl beğenilir, kime satılır
***
Yobaz sevmez yazan ile çizeni
Hasım görür, aydınlıkta gezeni
“Şüpheliyse” (?!) terazinin düzeni
“Hak geçmesin” diye nasıl tartılır
***
Söz kirlenir, safsatanın dilinde
Bal damlamaz, kuduz itin dilinde
İnanç kirlendikçe bağnaz elinde
Ceket koldan; don paçadan yırtılır
***
Virüsün çaresi doğru aşıdır
Deva olmak bilen elin işidir
Başı kumda olan deve kuşudur
Gözden kaçan zoka böyle yutulur
Ali DAL