BU GÜN BOZDUĞUNUZ KANTAR, YARIN SİZİ DE TARTAR !!..
Sevgili okurlar;
Bu dünya, aynı zamanda etme bulma dünyasıdır… Kim, ne ekerse onu biçer… Başı yastığa koyan, eğer uyuyamıyorsa, uyutmayan (?!) bir şeyler var demektir…Önce iğneyi kendine batır, daha sonra çuvaldızı başkasında dene… Hakikatlerin üzerini hiçbir yalan kumaşı örtememiştir… Kafayı kuma sokmuş deve kuşuna; “Hak, hukuk, adalet, vicdan” üzerine soru sorarsanız; dışarıda kalan kısmına uygun cevap alırsınız…
Bu girizgâhtan sonra asıl konumuza dönelim…
Şahsen 70’i devirmiş bir birey olarak; şimdiye değin; “Senin parti, benim parti… Senin mahalle, benim mahalle… Senin dernek, benim dernek… Senin terzi, benim terzi… Senin gazete, benim gazete… Senin adamın, benim adamım..” gibi tanımlamalara tanık olmuştum da hukuk cenahında asla “Senin yargı, benim yargı…Senin yargıç, benim yargıç” ayrımını duymuş değildim… AKP devranında onu da görmüş olduk:))!!??..
Nasıl mı?..
Şöyle…
İktidara yakın yayın yapmayı ve havuzdan beslenmeyi iş edinmişlerden bir olan TGRT’nin bir programında, ilkeli yayıncılığı ile tiraj rekoru kıran Sözcü Gazetesi’ne ağır hakaretlerde bulunan Cem Küçük ve Ali Fuat Uğur’la ilgili olarak, Savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunda; “Basın özgürlüğü” deyip dosyayı kapatması üzerine; müeyyide uygulamayan RTÜK’ü, eleştiren Korkusuz Yazarı Memduh Bayraktaroğlu: “Madem ifade özgürlüğüne giriyor, ben de size aynı kelimelerle hitap edebilir miyim? Diye sorunca, RTÜK’de eşek kaçtı, kürtün düştü!… Bayraktaroğlu’nun bu ifadesini hakaret sayan aynı RTÜK, çifte standart adalete de imza atmış oldu?!.. Bazı RTÜK üyeleri, “Bayraktaroğlu’nun kendilerine hakaret ettiği” gerekçesiyle savcılığa şikâyet ettiler…
***
Bu ucube yaklaşım, bana bir başka yaşanmışlığı hatırlatıverdi…
Geçmiş yıllarda, yargı yılının açılışı münasebetiyle, kürsüde konuşma yapan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun, bir ifadesinden rahatsızlık duyan zamanın başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Feyzioğlu’na hitaben; “terbiyesizlik yapıyorsun!” diye çıkışmasına cevaben Feyzioğlu’nun; “Terbiyesizlik yapan ben değilim” şeklinde karşılık vermişti…
Şimdi aynı savcılara sormak geldi içimden…
Erdoğan’ın, Feyzioğlu’na “terbiyesizlik yapıyorsun” şeklindeki çıkışı “hakaretten” sayılır mıydı?.. Eğer hakaretten sayılırsa, Feyzioğlu’nun; ““Terbiyesizlik yapan ben değilim” cevabı hakaret kapsamına girer miydi?!..
***
Korkusuz Yazarı Memduh Bayraktaroğlu aleyhine Ankara 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nde RTÜK üyelerince açılan davada; Bayraktaroğlu’nun;“Madem ifade özgürlüğüne giriyor, ben de size aynı kelimelerle hitap edebilir miyim?” Sözlerinin hakaret olduğu kararına varılıyor… Ve 380 gün hapis cezasına hükmediliyor. Bu ceza 7 bin 600 TL. adli para cezasına çevrilerek meseleye nokta konuluyor…
Hale bakar mısınız; Sözcü Gazetesi’ne ağır hakaretlerde bulunan Cem Küçük ve Ali Fuat Uğur’un ki “fikir özgürlüğü” oluyor… “Aynı cümlelerle size hitap edebilir miyim?” demek, hakaretten sayılıyor…
Bu ibretlik ve içler acıtan konu üzerinde adaletin seyrine baktığımızda, adaletin; “senin adalet, benim adalet… Senin savcı, benim savcı… Senin hâkim, benim hâkim…” halini aldığını söylersek, maksadımızı aşmış olmayız gibi…
Vay benim Ülkem vay!… Vay benim vatandaşım vay!… Vay benim düşünen, soran, sorgulayan ve kalemini eğip bükmeden, asla satmadan yazan aydınım vay!… Gelinen noktaya bir bakar mısınız?!..
Etten öte tuzun koktuğu yer burası olmalı!!..
Fazla söze gerek yok… Adaleti bu duruma düşürenlere nihai sözüm şu olacak:
BU GÜN BOZDUĞUNUZ KANTAR, YARIN SİZİ DE TARTAR !!..
***
Bu gün bozduğunuz ayarlı kantar
Gün olur, sizi de hatalı tartar
Sizin de biz gibi isyanı artar
İş işten geçmeden, aynaya bakın
Olmaya çalışın, Allah’a yakın
***
Bozduğunuz kantar kolay düzelmez
Edilmiş kayıplar yerine gelmez
Eksiğe, fazlaya tamam denilmez
İş işten geçmeden, aynaya bakın
Olmaya çalışın, Allah’a yakın
Ali DAL