Nizam Genç ve Yavuz Babacan’dan ortak açıklama: Hatay Büyükşehir İmar yönetmenliği ivedilikle çıkarılmalı!
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği Hatay Şube Başkanı Yavuz Babacan ile Birliğin Genel Başkan Yardımcısı Nizam Genç, Hatay Büyükşehir İmar yönetmenliğinin ivedilikle çıkarılmasını istediler.
Depreme ilişkin ortak bir açıklama yapan Yavuz babacan ile Nizam Genç şu istemleri dillendirdiler:
“Deprem bununla iç içe yaşamayı kabullenmemiz ve ona göre tedbirlerimiz almamız gerekir. Depremler önlem alırsanız öldürmez .
En önemlisi Deprem vurmadan önce bizim acil tedbir almamız lazım..Hatay olarak geçmiş yıllarda 7 ile 10 şiddetlerinde depremler olmuş binlerce kişi ölmüş evlerin tümü yıkılmış.
Bunu tüm Hataylılar ve Türkiye bilir.
Buradan Başta Hatay Valisi,Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı,Tüm partilerin milletvekilleri ve İlçe Belediye başkanları nı göreve çağırıyoruz.
Hatay Büyük şehir İmar Yönetmeliği en son eksiklikleri giderilmiş ve 05/110/2020 tarih ve 12691/22756 sayı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü’ne a gönderilmiştir. Bu yönetmeliğin ivedilikle onaylanıp resmileşmesi için girişimde bulunulması önemlidir.
Hatay da Yüzlerce hasarlı bina var 5-6 şiddetinde bir deprem felaket olur.Bunun önemli alınması ve bu binaların kentsel dönüşümle tekrar yapılması gerekiyor. Bu yalnız depremden korunma değil aynı zamanda ekonomiye canlılık verecektir.Mal sahipleri ve müteahhitler bu yönetmeliği beklemektedir.
HATAY BÜYÜK ŞEHİR İMAR YÖNETMELİĞİNİN İVEDİLİKLE ÇIKARILMASI İÇİN GEREKLİ GİRİŞİMLERİN YAPILARAK YÜRÜRLÜĞE GİRMESİ SAĞLANMALIDIR
17 Ağustos depreminin ardından bölgedeki incelemeler sonucunda, yapılarda meydana gelen hasarların zemin sıkıntılarının yanı sıra işçilik, malzeme, statik sistem sorunlarıyla teknik kusurlardan kaynaklandığı ortaya çıkmıştı. Ülkemizde inşaatlar için denetim sektörü özellikle Ege ve MARMARA bölgemizde meydana gelen depremlerin ardından mecbur kılınan; insanların can ve mal güvenliğinin sağlanması için olmazsa olmaz bir sektör haline geldi. Bu mecburi ihtiyaca istinaden yapı denetim faaliyetleri kanunlaştırıldı. Yapıların projelendirme ve inşasının kontrol sistemi sayesinde sadece depreme dayanıklı binalar üretilmiş olmamakla birlikte, yeni yapılan binalarda insanlar güvenle oturarak hayatlarını sürdürebilir hale getirdi. Ülkemizde geçmişte inşa edilen binalar denetim sürecine tabi tutulmamış olup, beton sınıfı, demir kalitesi ve kullanım yeterliliği kontrol edilmemiştir. Denetlenmeyen bu yapıların deprem sonrasında yıkılmaları, ülkemizde ciddi bir şekilde denetim sektörüne ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Günümüzde ise kamu binaları, yol, köprü, viyadük vs. gibi yapılar hariç yüksek katlı yapıların da dahil olduğu tüm binaların yapı denetim süreçlerinden geçtiğini, bu sayede yapıların insan yaşamını tehlikeye atmadığını söylemek mümkündür.
İnşa edilen binaların tümü sadece deprem nedeniyle hasar görmezler, bazı binalar mühendislik disiplinlerine uygunsuz inşa edildiğinden dayanıksız yapılmıştır. Bu tür binalarda dışarıdan bir etki olmadan dahi yıkılmaların olduğu söz konusu olup önceki zamanlarda da örnekleri görülmüştür. Denetim sayesinde depreme, zamana, erozyona ve sele daha dayanıklı binalar inşa edilmektedir. Çeşitli mühendislik ve malzeme standartlarına uygun bina inşa edildiğinden kusurlu binaların inşa edilmesinin de önüne geçilmektedir.
“Yapı denetimi süreci; insanların can ve mal güvenliğini teminen, imar plânına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için binaların proje ve inşasının denetimini sağlayan bir süreçtir.”
4708 sayılı Kanun’un uygulanmasında yapım süresi; yapı sahibinin, yapı ruhsatını aldığı tarih ile yapı kullanma iznini aldığı tarih arasındaki dönemi ifade etmektedir. Yapı denetim kuruluşu ise Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile münhasıran yapı denetimi görevini yapan, ortaklarının tamamı mimar ve mühendislerden oluşan tüzel kişi olarak tanımlanmaktadır. Tanımdan da anlaşılacağı üzere Yapı Denetim firmaları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın denetimine tabi tutularak denetim faaliyetlerini yürütmektedir. Özel kuruluşlar olmasından ötürü ticari kuruluşlarmış gibi bir algı yaratılması son derece yanlıştır.
2001 yılında çıkan Yapı Denetimi Kanunu’nun ardından 2019 yılında başlayan e-dağıtım ile Yapı Denetim Sisteminin inovasyon süreci başlamıştır. Saha uygulamalarını son derece olumlu etkilemiş ve daha sağlıklı bir denetim sürecine kapılar açılmıştır. Sistemdeki yapılan bu yenilik kesinlikle bina kullanıcılarının can güvenliğinin teminatı niteliğindedir. Müteahhit ile Yapı Denetim firmaları arasındaki oluşabilecek işveren-çalışan ilişkisini ortadan kaldırabilecek tek sistemdir.İzmir depreminde yapılarda yapı denetimin ve mühendislik hizmetinin nekadar önemli olduğu bir kez daha ortaya koymuştur.
Şuana kadar yaşanan depremlerde ise Yapı Denetimi hizmeti almış hiçbir bina yıkılmamıştır. Deprem süreçlerinin ardından medyada Yapı Denetim faliyetlerini olumsuz yönde bilgisizce eleştiren bazı gruplar ve kişiler söz konusudur. İnşa edilmiş viyadüklerin bile yapı denetim şirketlerince denetlendiğini zannedenler vardır. Binaların taşıyıcı sistemi zarar görmemiş olmasına rağmen, binadaki bölücü tuğla duvarların ve sıvaların çatlaklarından ötürü binaların hasarlı olduğunu ve yıkılacağını düşünen konu hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan kesimler de mevcuttur.
Yapı Denetim Biliği olarak Kamu görevi yapmakta ve yapmaya devam etmektedir.Deprem bölgesinde ise Bakanlığımız’ın mimar ve mühendis ekipleri ile Yapı Denetim Kuruluşları Birliği ekiplerince yapı hasar tespit çalışmaları sürdürülmektedir. Bu zorlu ve acılı sürecin hepimiz için en kısa sürede atlatılmasının temennisi ile birdaha böyle bir depremin zarar vermemesi için acil önlemlerin alınması umuduyla yaralılarımıza acil şifalar, enkazda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza ise Allah’tan rahmet ile acılı ailelerine sabır diliyoruz. “