REKTÖR ATAMASI VE DEĞİŞMEYEN TAVIRLAR
- 07.01.2021
- REKTÖR ATAMASI VE DEĞİŞMEYEN TAVIRLAR için yorumlar kapalı
- 377 kez okundu
Ülkenin değişmez sorunları; pandemi, ekonomi, eğitim ve adalete ilaveten şimdi de Boğaziçi sorunu çıktı.
Aldığı üç-beş kuruş zamla evindeki boğazları doyurmaya çalışan işçi, memur ve emekli unutuldu. Gündeme Boğaziçi’ne atanan Rektör oturdu.
Yıllarca YÖK’ün kapatılması en önemli vazifeydi, hatta cihat gibi telakki ediliyordu. Muhalefette iken gür sesle dillendirilen her şey, iktidar olunca gerisin geri fabrika ayarlarına döndü.
İktidar nimetlerine kavuşan “bizim mahalle”nin hızlı adamları bir anda sonuna kadar Devletçi ve Milliyetçi oldu.
Gelinen noktada “ümmet bilinci”nden eser kalmadı. Söylemler dini-etnik noktalarda birleşti. Muhalefet ne derse desin nasıl eleştirirse eleştirsin, eleştirilerinde haklı-haksız da olsa; “ezanı susturamazsınız, bayrağı indiremezsiniz, ülkeyi böldüremezsiniz” diye bağırıp duruyorlar.
“Bunlar ne diyor” diye soran yok. Dahası biraz sivri bir laf edilirse de terörist suçlaması geliyor peşi sıra. Memleketi ve devleti kendileriyle özdeşleştirmiş durumdalar.
Hükümette tablo aynen devam ediyor. Özellikle 12 Eylül’ün ortaya çıkardığı YÖK’ün nasıl bir nimet(!) olduğunun farkına varan iktidar, bu kurumu son zerresine kadar bir tahakküm ve ideoloji aracı olarak kullanmaktan imtina etmiyor.
BOĞAZİÇİ REKTÖRÜNDE ARANAN KRİTERLER
Gelelim Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan Rektör atamasına. Konuya tarafsız bir gözle iki yönden bakmak adil olur.
İktidar kanadı açısından savunma; her şey kanuna ve yönetmeliğe uygundur. Atanan şahıs, Rektörlük şartlarının hepsine sahiptir.
Atanan Rektörün bu görevi yerine getirebilecek asgari bir kimliğe sahip olup-olmadığı yönünde bir tartışma zaten söz konusu değil.
İktidar için bu atama, iktidarın tahakkümünün ne kadar genişlediğinin bir ilanı olarak tahrik edici bir meydan okumaya dönüştü. Listeye konmayan aday adaylarına yeni istihdam alanı oluştu, bir çeşit KİT olarak kullanılıyor.
Ülkemizde bunun birçok örneği bulunuyor. Seçim zamanı gelince hemen eline dilekçesini alıp secim kurullarına koşan atanmışlar bunu bir terfi manevrası olarak kullanılıyor.
Tepkilere bakarsanız, karşı tarafın bunu böyle algıladığını da görürsünüz ancak abartıyorlar.
Partili Cumhurbaşkanı oluyor da partili Rektör neden olmasın. Burada tartışılması gereken konu Rektör atamasından ziyade ülkenin yönetilme tarzı olmalıdır.
Şimdi bu konuda çokça şikâyet eden kesimlerin geçmişine bakılırsa onların da bu işte suç ortağı oldukları ve dosyalarının kabarıklığı görülecektir.
Neden mi?
İKTİDAR DEĞİŞİMLERİYLE SORUNLAR DA DEĞİŞİYOR
Bu memlekette zamanında üniversite kapılarında başörtülü kızlar, Polis copuna maruz kalırken, saçlarından sürüklenerek kapı dışarı atılırken, bugün kelepçe vurulan o kapılar yüzlerine yine polis tarafından kapatılırken neredeydiler acaba? Bir laf, bir sitem, bir tıkırtı duyuldu mu? Hayır.
İkna odaları ile üniversiteleri kendi arka bahçeniz haline siz getirdiniz. Aynanın karşısına geçip şimdiki Rektör atamalarından sizin de sorumlu olduğunuzu kabullenin. Seçimden bahsediyorlar. Seçimle gelmesi gereken rektörü atamak yerine ondan daha az oyu alan kişinin atandığı zamanlarda Cumhurbaşkanı kimdi? Dur ne yapıyorsun bu adil değil dediniz mi? Hayır
İmam-hatip mezunu öğrenciler bu ülkede Asker ve Polis olamazken, bugün çokça şikayet ettiğiniz mülakatlarla onların canına okurken neredeydiniz? Sus-pus olmuştunuz. Yasa bu dediniz.
Özgürlükler evrenseldir. Ne sağ ne de sol ideolojilere has kurumlar değildir. Evet şimdi Rektöre karşı olayı partililik üzerinden seslendiriyorsunuz.
Rektörün siyasi kimliğini bir yana bırakıp, onun akademik ve yönetimsel yeterliliği üzerinden bir savunmaya geçiniz.
Bu ileride oluşabilecek kısır döngülerin de adil olmayan işlerin de önüne geçmek için bir basamak olacaktır.
Zira hangi Rektör partili değil ki?
Doç. Dr. Necmettin Çalışkan
- FİLİSTİN’DEKİ SESSİZ ÇIĞLIK ve MÜSLÜMANLARIN SUSKUNLUĞU - 25 Şubat 2024
- ÖNGÖRÜSÜZLÜK, BAHANELER VE GELECEK KAYGISI - 4 Ocak 2024
- BİR DAVA ADAMI OLARAK HASAN BİTMEZ - 29 Aralık 2023
- FİLİSTİN DAVASININ SİMGESİ, HASAN BİTMEZ! - 21 Aralık 2023
- MASUMLARI KATLEDEN, İSRAİL ZULMÜNE DUR DEME ZAMANI - 13 Ekim 2023
- MEVLİD-İ NEBEVİ’Yİ İDRAK EDEBİLMEK! - 29 Eylül 2023
- MİLLİ MAÇ ÜZERİNDEN LGBT PROPAGANDASI - 8 Eylül 2023
- DEPREM BÖLGESİNDEKİ BELİRSİZLİKLER - 25 Ağustos 2023
- KUR’AN YAKMA PROVOKASYONU - 17 Ağustos 2023
- DOĞRULARI DİLE GETİRMEK, MARJİNAL GRUP SAYILMAYA SEBEP! - 10 Ağustos 2023