Cumhuriyet Kadınlar Derneğinin uyuşturucuya karşı Hatay toplantısı büyük ilgi gördü!
Cumhuriyet Kadınlar Derneğinin Türkiye genelinde başlattığı “Madde Bağımlığına Karşı Anneler Hareketi” çalışmalarını anlatmak üzeri Hatay’da bir toplantı düzenlendi.
Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür, CKD Hatay Şubesinin “Uyuşturucuya Karşı Anneler Hareketi” kampanyasına katılarak; 12 Şubat 2022 Saat: 14.00.de Hatay Büyükşehir Belediyesi HATMEK binasında bir konferans verdi.
Anneler Hareketi toplantısına çok sayıda siyasi parti, dernek ve kurum katıldı. İki saati aşkın süren konferans can kulağı ile dinlendi. Konferansa her yaştan katılım vardı.
Konferans Saygı duruşu ve İstiklal Marşı sonrası devam ettirildi.
Açılış konuşmasını Cumhuriyet Kadınlar Derneği Hatay Şube Başkanı Filiz Akın yaparak, katılanlara ve ilgiye teşekkür ederek uyuşturucu ile mücadelenin ilgi görmesini sevindirici bulduğunu ve devam ettirilmesi gerektiğini ifade etti.
Konferans başlamadan önce uyuşturucu ile ilgili sanatçı Mansur Er bir skeç sunarak, uyuşturucu insanlık tarihindeki başlangıç, gelişmesi ve emperyalizmin uyuşturucudaki yerini anlatan skeci büyük ilgi gördü.
CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür’ün uyuşturucuya karşı mücadelesi konuşması ilgi ile izlendi, sürekli alkışlarla kesildi.
CKD Genel Başkanı Prof. Dr. Tülin Oygür uyuşturucu ile mücadelede bir eğitim seferberliği başlattıklarını ve bu mücadelede başta annelere, devlete ve kurumlara önemli görevler düştüğünün altını çizdi. Prof. Dr. Tülin Oygür Devletin uyuşturucuya karşı mücadelesini desteklediklerini , Hatay sınır ili olmasından ötürüde uyuşturucu kaçakçılığının yapıldığı yerlerden biri olduğunu ama devletin göz açtırmadığını belirtti.
Prof. Dr. Tülin Oygür konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Biz bütün doğrularımızı ancak tam bağımsızlık üzerine kurabiliriz. Bizim için tam bağımsızlık ve Mustafa Kemal milliyetçiliği her şeyin üzerindedir.
Biz anneler hareketini ve bu çalışmayı neden başlattık?: Bu çalışma bağımlılığı tedavi çalışması değildir. Bizim haddimiz değil, işimiz değil ve bizim boyumuzu aşan bir iştir. Bağımlı gençlerin kurtarılması devlete ait bir iştir. Bizim derneğimiz uyuşturucuyu önlemde görevlerini yapmaktadır. Uyuşturucuyu önlemde ve koruyucu esas aile olduğunu ortaya koyalım. Uyuşturucuda aile amma esas öne çıkardığımız çocukla özel bağlarından ötürü annedir. Biz aile bağlarımızdan ötürü uyuşturucuda Avrupa ülkelerinden daha gerideyiz.
Sistem çocuklarımızın aileden kopmasını istemektedir. Biz bu düşünceyi masa çalışmalarında saptadık. Sahadan aldığımız çalışmalarda bu kampanyaya orta yaş grup daha çok ilgi göstermiştir. Onların yüreklerinde hala aile değerleri vardır. Gençlerimiz için ise bunlar ıvır, zıvır şeylerdir. Tespitini ortaya çıkarmıştır.
Uluslar arası şirketler uyuşturucu ilgili mücadeleden hoşlanmazlar. Onlar aile bağları kopan gençleri daha çok tuzaklarına düşürürler. Emperyalist devletler milli devletin zayıflamasını isterler. Yollardan birisi emperyalizm silahları ile girerler ve bunu yaptılar. Suriye ve Afganistan örneğinde, toplumuna ve durumuna göre yapılıyor. Bir yolda toplumu çürütmedir. Çürütmek için aile değerlerini yok etmek ve küçültmektir. Bu değerleri anlamsızlaştırarak, yok ederek gençliği kendilerine çekerler.
Biz Avrupa’dan birkaç yüksek uyuşturucu yakalayan ülkelerden birisiyiz. Uyuşturucu baronları ülkemize bol, bol uyuşturucu sokmaya gayret etmektedir. Baronlar ‘ben uyuşturucuyu arz edeceğim ve gençlerden talep yaratacağım’ demektedir.
Bu sistemi yürütenler ‘özgürsün’ ‘çek kafanı dünya böyle güzel’ diyerek özendirmekte ve etkilemektedir. Uyuşturucuyu esrardan başlatıyorlar. Esrarın şöyle bir yalanı vardır. Esrarın bitkiseldir, kimyasal değildir; Esrar etken maddesi kimyasal madde içerir. Onun ot olduğu kimyasal madde olmadığı anlamına gelmez. Bu külleyen yalandır. İkincisi esrar ‘bağımlılık yapmaz’ diyorlar, kocaman bir yalandır, esrar diğer ağır uyuşturucuya göre bağımlılık biraz daha zaman alır. Bunun dışında bir fark yoktur. Bütün uyuşturucular toplama ve gençliğimize zarar vermektedir.”
HÜSEYİN GÜLER