TÖB-SEN : Madımak 29 Yıldır sönmeyen Ateştir!
Tüm Öğretmen Birliği Sendikası sözcüsü Sevgi Paşa Albak, Madımak’ın 29 yıldır sönmeyen bir ateş olduğunu söyledi.
Sivas Katliamının 29. Yıldönümünde Basın açıklaması yapan Sevgi Paşa Albak, “Türküler kor olmuş çıktığı için ateşi içeride yürektedir, Ateşle yazılmıştır Türküler. Ateşi ateşle yakamazsınız ey gafiller” dizeleriyle başladığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“2 Temmuz 1993’ te yani 29 yıl önce bugün bu ülkenin gerici , ırkçı ,yobazları herkesin gözü önünde Sivas’a Pir Sultan Abdal Şenliklerine katılmak için giden , halklarımızın umudu ve aydınlık yüzü olan öğrenci, sanatçı , şair ve yazarlarımızı göz göre göre Madımak otelinde yaktılar.8 saat süreyle otel gericiler tarafından kuşatılmış ve tam bir can pazarı yaşanmıştır.
Madımak 29 yıldır sönmeyen ateştir. Kerbela çölündeki yezit nefesinin bu yüzyılda harladığı ateştir.
Gün tutuşur mu sandınız, Karanlık aydınlığı boğar mı sandınız. Şiirler, Türküler, yanar mı sandınız. Bizi ölür mu sandınız, bir ölür bin diriliriz.
Dışarda toplanan ve içerdekilere saldıran güruhun attığı sloganlar olayın hiçte hafife alınmayacak türden olduğunun ispatıdır. Cumhuriyete ve Laikliğe karşı planlı ve örgütlü olarak yapılan bu eylem kolluk güçleri tarafından da kelimenin tam anlamıyla sadece izlenmiştir, engellenmeye bile çalışılmamış , durdurulmamıştır.
Olaydan 5 gün sonra arkadaşlarının öldürülmesine daha fazla dayanamayıp kalp krizinden ölen Rıfat Ilgaz şöyle demiştir :
Bak Aydın insan, Dünya tarihinde ilk kez Aydınları bir binaya koyup yaktılar.
Egemen inanç ve düşünce sisteminden olmayanlar sosyal , siyasal ve dini nedenlerle her zaman ezilmiş , sömürülmüş ve yok sayılmak hatta zaman zaman yok edilmek istenmiştir. Katliamı yapanlar da , açık ya da gizli destekleyenlerde, sessiz kalıp sevinenlerde, aman be neme lazımcılar da, bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılar da , basit bir olaymış gibi gösterip en düşük cezaları verdirmeye çalışanlar da en az bizler kadar iyi biliyorlar ki 2 Temmuz 1993 ‘te Sivas’ta yaşananlar gittikçe yükselen ırkçı , gerici ,yobaz olaylardan sadece birisidir. Tıpkı 1 Mayıs 1977 İstanbul ,Malatya, Maraş, Çorum, Gazi , Suruç , Ankara Gar katliamları gibi.
İnsan İnsanı yakar mı? İnsan Yanarken Bakar mı ? İnsan insanı yakanı saklar mı ? İnsan insanı yakanı aklar mı ? İnsan yanarken, yanmayan insan var mı ? Varsa yanmayan, o insan mı ?
Katliamdan sadece 18 gün sonra olayla ilgili ‘’Örgüt yok , tahrik var ‘’ açıklaması da ayrı bir utanç sebebiyken , aynı bozuk zihniyet utanmadan sıkılmadan yaşananları ‘’Bir futbol maçında yaşanabilecek olaylar ‘’ diye nitelemiştir. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller ise ‘’Çok şükür otel dışında ki vatandaşlarımıza bir şey olmamıştır’’ diyerek otel içinde can telaşı yaşayan vatandaşları , panik ve korkuyu yok saymıştır.
Yaşamak bu yangın yerinde hergün yeniden ölerek yaşamak görevdir yangın yerinde yaşamak insan kalarak. (Ataol Behramoğlu)
Şehrin içinde kaldırım çalışması yokken Madımak otelinin yakınına kaldırım taşları dökülmesi gayet manidardır. Daha aydınlar Sivas’a gelmeden yerel basının yaptığı olumsuz ve kışkırtıcı yayınlar ve dağıtılan provokasyon niteliğindeki bildiri yaşanacak vahşetin habercisiyken nedense hiçbir önlem alınmamıştır.
Dönemin Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu katillere ‘’Gazanız mübarek olsun’’ diyerek destek verdiği halde hakkında hiçbir işlem yapılmamıştır.
Sivas katliamında otel önünde toplanan piyonlarda , asıl faillerde bilinmesine rağmen yargılanmak bir yana adeta ödüllendirilmişlerdir. Mesela sanık avukatlarından Hayati Yazıcı’nın Devlet Bakanı , Şevket Kazan’ın ise Adalet Bakanı yapılmış olması kokuşmuşluk düzeyini ve bu zihniyetten adalet kırıntısı bile alınamayacağını gösteren çarpıcı örneklerdir ve maalesef bu tarz onlarca örnek daha bulunmaktadır.
Tüm bu yaşananları ‘’Şanlı Sivas Kıyamı’’ olarak niteleyip, katliamı kutsayan ‘’Taraf ‘’ adlı basın müsveddesi de tabi ki hiçbir ceza almamıştır.
Kararmış yüreğin hiç ışığı olmaz, Bilmez misin ki Türküler Yanmaz, Şu Sivas’ın elinde sazım çalınmaz, güllerim yandı yüreğim dayanamaz.
İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı olmamalıdır. Ama maalesef Sivas Katliamında da diğer toplumsal olaylar ve katliamlarda olduğu gibi siyasiler zaman aşımını uygulatarak bizleri hiç şaşırtmadılar. Zaman aşımı saçmalığı katil ,gerici ,yobaz olduğunuz gerçeğini değiştiremez ve unuturamaz. Madımak yangının küllerine gömmek istediğiniz gerçekleri her fırsatta haykırmak bizim için onurlu bir görevdir.
Sivas Olaylarından sonra yaşanan adalet saçmalıklar zinciri ne yazık ki günümüzde de artarak devam etmektedir. Bunu her toplumsal olayda sokakta, kampüste, sosyal medyada , basın sansüründe, yayın yasaklarında hissediyoruz. Doğa tahribatlarınıza karşı direnirken, hayvan haklarını savunurken ,istismar edilen çocukların haklarını savunurken, kentsel dönüşüm aldatmacalarında , işçi direnişleri ,öğrenci direnişleri , kadın cinayetleriyle…….. ilgili tüm eylemlerde uygulanan şiddette çok net görüyoruz. Sizler de bizim haklılığımızı görün, bilin tanıyın ve en azından kendinize itiraf edin.
Kör olasın demiyorum, kör olma da gör beni. Kahrolasın demiyorum, kahrolma da duy beni.
Eeeeyyy kendilerini muktedir sananlar; dışladığınız, hor gördüğünüz, ötekileştirmeye çalıştığınız Bizler dün vardık, bugün de varız, Yarın da var olacağız.Bizleri asla yok sayamaz, sindiremez, susturamazsınız; çünkü bizler tıpkı Sivas’ta yitirdiğimiz Canlar gibi bu ülkenin aydınlık tarafıyız. Ve her zaman aydınlık karanlığa galip gelir, Ne kadar sert geçse de kışın sonu Bahardır.
Yaşanan tüm acı ,kahır ve barbarlıklara rağmen ‘’ Bir Ağaç gibi tek ve hür Orman gibi kardeşçesine yaşamayı ‘’ ustalarımızdan öğrendik. Her türlü ayrımcılığa karşı farklılıklarımızı , çeşitliliklerimizi zenginlik sayarak bir arada yaşamanın güzelliğini ve yüceliğini çocuklarımıza da aşılıyoruz ki kardeşlik ormanımız büyüsün ve kazanan insanlık olsun.
Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası olarak bizler yaşanan hiçbir acıyı , kaybettiğimiz hiçbir Canı ne unuturuz ,ne de unuttururuz. Katliamda bedenen yitirdiğimiz ama fikirleri, hayalleri , kurmak istedikleri güzel dünya özlemleriyle içimizde yaşattığımız Sivas’ta turna olup göğe uçan canlarımızı bir kez daha saygıyla anıyoruz.”