BİZDE “ÇIĞLAR” BİR DEĞİL Kİ:))!!
Sevgili okurlar;
Aralıksız yağan yoğun karlar sonucunda Van’ın Bahçesaray kara yolundaki Karabet Geçidinde peş peşe gelen ve 41 canımızı canından eden çığ haberleri ülkenin ciğerini köz gibi yakıp geçti!!.. Tüm afet şehitlerimizi rahmetle anıyor, sayıları 75’i bulan yaralılarımıza ise acil şifalar diliyorum…
Yakın geçmişten günümüze doğru baktığımızda, basiret ve öngörü yoksunu yönetim anlayışının 18 yıldır izlediği ve ülkeye dayattığı garabet rota yüzünden “görünür kazalardan, geliyorum diyen afetlerden ve kör inat uğruna ödene gelen ağır bedellerden” başımız bir türlü kurtulmuyor!!..
Sizin anlayacağınız, doğal çığların yanı sıra taşınmaz ağırlığı ile üstümüze üstümüze düşen ve milleti canından bezdiren o kadar “çığ” türlerimiz var ki… Say say bitmez….
Sadece bir mevsim değil ki, dört mevsim yaşatılan çığlara örnek mi soruyorsunuz; istemediğiniz kadar “çığlarla” karşı karşıyayız…
Mesela, insanca yaşamanın baş koşullarından olan ve her geçen gün artış gösteren işsizlik belası “çığ” değil de ya nedir?!..
* Hesapsız, öngörüsüz işe kalkışılıp, emperyalist dinozorların borazanlık yapma hevesiyle (?!) hiç mi hiç husumet yaşamadığımız ve her iki taraflı memnuniyet ortamı sürüp giderken, “BOP EŞ BAŞKANI” gazına gelip, hiç yoktan Suriye’nin iç işlerine müdahaleye kalkışma sonucu, iç savaşın patlamasıyla, meydana gelen kaosun artçı sarsıntılarından kaçan 5 milyonu aşkın Suriyeliyi, kendi derdi ile uğraşamaz olmuş ülkemizin başına sarılmış olması, “çığ” değil de ya nedir?!..
* Milleti millet yapan milli değerlerin (gelenekler, bayramlar, dayanışma ve barış ortamı, hukuksal çöküntü, her alanda yok edilen özgürlükler vs.) tamamının deforme edilmesi, ve neredeyse kendisini tanıyamaz hale gelmiş olmasıyla yaşanan toplumsal yıkım ve tahribattan kaynaklı travma “çığ” değil de ya nedir?!..
* Anayasal hak olan çağdaş eğitimin, sağlığın ve güvenli yaşam hakkının tarumar edilip “tesadüfi yaşayanlar ülkesi” ne dönüştürülen ülkemin yaşadıkları “çığ” değil de ya nedir?!..
* Bin yıllardır dosta güven, düşmana korku veren kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimizin genleri ile oynanıp, dış dünyada caydırıcılık etkisinin ciddi manada örselenme noktasına getirilmesi ve terörle mücadeleye dönük stratejik hamle hatalarından ve öngörüsüzlükten kaynaklı yanlış kararların sonucu, Ülkemizin bir baştan bir başa şehitliklere dönüşmüş olması “çığ” değil de ya nedir?!..
* Cumhuriyet değerleri olarak tarihe geçen tesis ve teşekküllerle birlikte, “milli” anlam taşıyan her ne varsa, haraç mezat “yandaş uzantılara” satılarak, sıfırın tüketilmesi “çığ” değil de ya nedir?!..
* Neredeyse topraklarının %100’ü deprem bölgesi olan Ülkemizde, “rant sevdasıyla” toplanma alanlarının betona gömülmesi ve yaşanan depremlerde her defasında onlarca, yüzlerce insanımızın yaşamından koparılması ve çaresiz bırakılması “çığ” değil de ya nedir?!..
* İktidarın arka bahçesi durumunda olan ve aktarılan milli kaynaklarla, cemaat görünümlü ucubeliklerin palazlandırılması ve her defasında ülkenin başına bela kesilmeleri “çığ” değil de ya nedir?!..
Yani sizin anlayacağınız ülkemizde ÇIĞLAR sadece kış aylarında yaşanmıyor:)))!!??..
18 yıldır Ülke idaresini elinde tutmak için girilmedik kap, dönüşmedik renk ve din eksenli olmadık şirklere başvuran AKP ile her saat, her gün ve her zaman “ÇIĞLAR” yaşanmakta…
En sık yaptığı şey ise, gerek ekonomik, gerek sosyal ve gerekse de idari anlamda ne zaman içeride sıkışsa, kuru sıkı silahını rast gele dışarıya çevirerek, sağa sola gürültü ateşi ederek dikkatleri başka yöne çekmeye kalkışmasıdır… Ama her ne hikmetse, Konya’nın ¼ ‘ü kadar cürümü olan İsrail’i dahi etkileyemez duruma düşmüş olması, izlenen dış siyasetin eksik veya yanlış olduğu bir türlü görülememekte:)))!!??..
Dolayısıyla, yaşanan ÇIĞLAR sadece ülke içindekilerle sınırlı değil; dış etkili çığların da olması manidardır!!??..
Özetleyecek olursak; sırça sarayda “dostum siyaseti” üreten kayınpederin ve “çok önemli damadın” çizdikleri “Alis Harikalar Diyarında Projesi” ülke derdine çare olmuyor… Süratle kan kaybeden AKP, bir yandan acı hakikatleri ortaya koyan araştırma şirketlerini fırçalayıp susturmaya çalışırken, bir taraftan da ERKEN SEÇİMİN startını vermiş olması kuvvetle muhtemeldir… Tünelin ucunu muhalefetin daha önce görmüş olduğuna inanmak istiyorum…
Bizde çığlar bir değil ki
Enva çeşit çığ yaşarız
Cahiliye dönemini
Çağrıştıran çağ yaşarız
***
Çoktan azat ettik canı
“Çığlar” bırakmadı anı
Sırça sarayın sultanı
Sanıyor ki sağ yaşarız
***
Sürgün yaşar doğru bilen
Bir değil ki başa gelen
Baharda talan edilen
Hoyrat girmiş bağ yaşarız
***
Var sen ne söylersen söyle
İşte hal ve ahval böyle
“Bolu Beyi”nin emriyle
Köroğlunca dağ yaşarız