YAŞAMA HAKKI EN TEMEL, DOKUNULMAZ, DEVREDİLMEZ VE VAZGEÇİLMEZ EVRENSEL BİR HAKTIR
Hatay Samandağ Eğitim Sen, Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek ve Halkın Hukuk Bürosu Avukatları ile Mustafa Koçak’ın “Konser, adil yargılanma vb.” taleplerinin karşılanması ve Coronavirüs nedeni ile olağan hayatın bile tehdit altında olduğu bir süreçte yaşatılmaları gerektiğine gerektiğini dile getirerek yazılı açıklamada bulundular. Samandağ Eğitim Sen tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi.
ÖLÜMÜN, VEBALİ EN AĞIR OLANI ADALETSİZLİK, EN UCUZ OLANI DA SESSİZLİKTİR!
GRUP YORUM ÜYESİ İBRAHİM GÖKÇEK, HALKIN HUKUK BÜROSU AVUKATLARI İLE MUSTAFA KOÇAK’IN “KONSER, ADİL YARGILANMA VB.” TALEPLERİNİN KARŞILANMASI VE CORONA VİRÜS NEDENİ İLE OLAĞAN HAYATIN BİLE TEHDİT ALTINDA OLDUĞU BİR SÜREÇTE YAŞATILMALARI GEREKTİĞİNE İNANIYORUZ.
Canlı olarak genetiğimiz hep hayatta kalmaya dönük programlanmıştır. Sürekli hayatta kalmak üzere sürekli mutasyona uğrayan ve bugün bütün dünyayı kasıp kavuran Coronavirüsünden besin zincirinin en tepesindeki biz insanlara kadar bu böyledir.
Dolayısıyla yaşam salt genetik olarak değil bugün medeniyetimizin geldiği aşama itibarı ile hukuksal, ahlaksal ve inançsal olarak da kutsanmıştır.
Yaşama hakkı en temel, dokunulmaz, devredilmez ve vazgeçilmez bildiğimiz evrensel bir haktır. Ve diğer doğuştan sahip olduğumuz bütün temel haklarımız da buna bağlıdır. Dolayısıyla yaşama hakkı temelinde de yaşamın hukuksal, ahlaksal ve inançsal temelde kutsanışı, bir canlı olarak genetik kodumuzla da uyuşmakta ve öncelikli olmaktadır.
Hiçbir insan veya toplum durup dururken, genetik kodumuza ve medeniyetimizin geldiği aşamaya aykırı olarak ölmek istemez. İsteyebiliyorsa, (beğeniriz, beğenmeyiz, katılırız, katılmayız) mutlaka inancı temelinde ve mecburi olarak siyasi, sosyal, inançsal vb. bir gerekçesi vardır. Bu nedenle bunu göze alanlara akıl vermek, vazgeçin demek beyhudedir ve ahlaki de değildir.
Yapılabilecek şey bu mecburiyetleri doğuran temelin olağan, adil ve evrensel insan hakları normları açısından bir dayanağı yok ise, ne haliniz varsa görün demek. Var ise o dayanakları (gerekçeleri) ortadan kaldırma uğraşı vermek.
Bugün ölüm orucunun kritik günlerine giren Grup Yorum üyesi İbrahim GÖKÇEK, Halkın Hukuk Bürosu avukatları ve Mustafa KOÇAK ne istiyor:
*ADİL YARGILANMAK
*MESLEKLERİNİ ÖZGÜRCE İCRA ETMEK (Konser vermek, türkü söylemek, müvekkillerini savunmak, avukatlık yapmak)
*DÜŞÜNCELERİNİ ÖZGÜRCE İFADE ETMEK
Bu taleplerin olağan, adil ve evrensel insan hakları normları açısından bir haklı dayanağı var mı? VAR.
-Bağlı olduğumuz uluslar arası sözleşmelerin yok sayılmaması,
-Anayasamızın temel hak ve özgürlükleri düzenleyen (Başta fikir ve sanat özgürlüğü olmak üzere) maddelerinin titizlikle işletilmesi,
-Hukuku hukuk yapan masumiyet karinesinin ve buna bağlı savunma hakkının yok sayılmaması,
-Toplum vicdanının yaralanmaması.
Talepleri bu. Bağışlanmak, kayırılmak, görmezden gelinmek değil, ADİL YARGILANMAK.
Fikirlerine katılırız, katılmayız ancak talepleri olağan, adil ve evrensel insan hakları normları açısından hukuksal, toplum vicdanı nezdinde meşrudur.
Bu nedenle bizler Samandağ Eğitim Sen olarak, bizce de başat olan yaşamak ve yaşatmak gereği, Türkiye’deki ekte sunduğumuz 39 Baro ile sanatçı ve kurumların bu konudaki çağrı, açıklama ve girişimlerini anlamlı ve zorunlu bulduğumuzu belirtiyoruz.
Grup Yorum üyesi İbrahim GÖKÇEK, Halkın Hukuk Bürosu avukatları ile Mustafa KOÇAK’ın “ADİL YARGILANMA” taleplerinin karşılanması ve zaten corona virüs nedeni ile olağan hayatın bile tehdit altında olduğu bir süreçte yaşatılmaları gerektiğine inanıyoruz.