Duayen Gazeteci Erdoğan Kahya; Kaleminizi satmayın, gerekirse kırın!
Antalya Basın Cemiyeti Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yüksek İstişare Kurulu Başkanı duayen gazeteci Erdoğan Kahya’yı, Antalya Ticaret Borsası Konferans Salonunda gazetecilerle buluşturdu. Söyleşide Antalya basınının önemli isimleri ve genç gazetecilerle “Siyaset ve basın etiği” konusunu konuşan Erdoğan Kahya, gençlere Sedat Simavi’nin ‘Kaleminize daima sadık kalın, sakın satmayın, gerekirse kırın’ cümlelerini hatırlatarak basın etiği konusunun özetinin bu ifadeler olduğunu söyledi.
Meslekte 53 yılını doldurduğunu söyleyen Gazeteci Erdoğan Kahya, “Yeni nesilde gördüğüm şey, hemen gazeteci oldular. Biz gazeteci olmak için ustalarımızdan çok eğitim gördük. Büyüklerimiz habercilik konusunda bana çok emek verdiler. Günümüzde o kadar çok gazeteci türedi ki ben gazeteciyim diyerek ortalarda dolaşıyorlar. Meslek etiğinin geriye düşmesinde en büyük etki de onlardan geliyor” dedi.
Erdoğan Kahya, gazeteciliği, Babıali’nin kurucularından Hürriyet’in sahibi Sedat Simavi’nin “Gazetecilik zor ve meşakkatli bir meslektir. Bir o kadar da zevklidir. Kaleminize daima sadık kalın, sakın satmayın, gerekirse kırın.’ cümleleriyle tanımladı.
Erdoğan Kahya konuşmasını şöyle sürdürdü:
“İşte aslında bugün anlatmak istediğimiz basın etiği konusunun da özeti bu. Kalemine daima sahip çık sakın satma gerekirse kır. Ana felsefemiz buysa ve niyetiniz iyi gazeteci olmaksa sizi el üstünde tutarlar. Başarırsınız ama gazetecilik yaptığınız sürece. Gazetecinin halka karşı sorumluluğu, başta işveren ve kamu otoritelerine karşı olmak üzere, öteki tüm sorumluluklardan önce gelir. Gazeteci ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir ve paylaşır. Özgürlüğünün içeriğini ve sınırlarını öncelikle sorumlulukları ile meslek ilkeleri belirler.”
GENÇLER MESLEĞE SAHİP ÇIKMALI
Programın açılış konuşmasını yapan Antalya Basın Cemiyeti Başkanı İbrahim Akkaya ise düşüncelerini şöyle aktardı:
“Gazetecilik dördüncü kuvvet olarak biliniyor ama artık kuvvet olarak kabul etmeyenler de var özellikle de mevcut iktidar döneminde. Ama bu işin asıl suçlusu herhalde biraz da bizi. Öncelikle bu söyleşinin konuğu mesleğe yıllarını vermiş duayen gazeteci, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yüksek İstişare Kurulu Başkan aynı zamanda federasyonun üst kurucusu Erdoğan Kahya. Dolu dolu bir gazeteci meslektaşımız. O kadar çok deneyimi var ki bunları size aktarmaktan, düşüncelerini sizle paylaşmaktan heyecan duyuyor. Siz gelecek nesil bu mesleğe sahip çıkmak zorundasınız.”
BASIN ÖZGÜR OLMALI
Medya etiği, gazetecilerin hak ve sorumlulukları ile basın özgürlüğünden söz eden Erdoğan Kahya konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Basın özgürlüğü halkın bilgi edinme ve haber alma özgürlüğüdür. Bunu halk adına gazeteci kullanıyor. Basın özgürlüğünün kullanılması bu özgürlüğü kullananın sorumluluğunu da beraberinde getirir. Özgürlük ve sorumluluk dünyaya yapışıp gelmiş ikizler gibidir. Birbirlerinden ayrılmaya kalkışırsa ikisinin de yaşam olanağı kaybolur. Özgürlük ve sorumluluk bir bütünün olmazsa olmaz iki temel unsurdur. Demokratik hukuk devletlerinde basın özgürlüğüne büyük değer verilir. Bu durum gazeteciye de değer kazandırır. Çünkü basın ve yayın organları düşünce ve kanaatlerin serbestçe açıklanmasında, olaylara ulaşmada, en önemlisi kamuoyu oluşumunda büyük rol oynar. Bu nedenle basın ve yayın sorumlulukları çerçevesinde özgür olmalı ve sansür edilmemelidir. Atatürk’ün ‘Basın hürdür sansür edilemez’ sözünü hatırlatmak isterim.”
GAZETECİLER EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALMALI
Erdoğan Kahya konuşmasında gazetecilerin haklarının bazılarını ise şöyle sıraladı: “Gazeteci kamu ve özel tüm haber kaynaklarına serbestçe ulaşma, halkı ilgilendiren tüm olayları izleme ve araştırma hakkına sahiptir. İşveren tarafından kendisiyle yapılan sözleşme hükümlerini dikkate alır, bu çizgiyle çelişen ya da sözleşmede belirtilmemiş telkin, öneri, istek ve talimatları reddetme hakkına sahiptir. Ayrıca gazeteci inanmadığı bir görüşü savunmaya, ya da meslek ilkelerine uymayan bir işi yapmaya zorlanamaz. İşlevi ve sorumlulukları açısından örgütlenme hakkına ve görevinin maddi ve manevi güvencesini sağlayan sendikal ya da kişisel sözleşme hakkına da sahiptir. Ekonomik bağımsızlığını garanti eden toplumsal rolüne emeğine ve yeteneğine uygun bir ücret almalıdır.”
GAZETECİ KİMSEDEN TALİMAT ALMAZ
“Gazeteci halkın bilgi edinme hakkı uyarınca, kendi açısından sonuçları ne olursa olsun gerçeklere ve doğrulara saygı duymak ve uymak zorundadır” diyen Erdoğan Kahya şu bilgileri paylaştı:
“Gazeteci bilgi ve haber alma yorum yapma eleştirme özgürlüklerini pahasına olursa olsun savunur. Kaynakların gizliliği ilkesi uyarınca kaynağını açıklamaya ve tanıklık yapmaya zorlanamaz. Demokrasi ve insan hakları olmak üzere insanlığın evrensel değerlerini çok sesliliği farklılıklara saygıyı savunur. Nefreti ve düşmanlığı körükleyen yayınlardan kaçınır. Gazetecilik kaynağını bilmediği ya da kaynağına doğrulatmadığı bilgi ve haberleri yayınlayamaz. Bilgi haber fotoğraf görüntü ses gibi belgeleri elde etmek için yanıltıcı yöntemler kullanamaz. Gazeteci çalıntı iftira hakaret lekeleme saptırma manipülasyon söylenti dedikodu ve dayanaksız suçlamalardan kesinlikle uzak durur. Gazeteci her türlü baskıyı reddeder ve çalıştığı basın yayın organındaki yöneticileri dışında kimseden işiyle ilgili talimat alamaz. Gazeteci devleti yönetenlerin belirlediği ulusal ve uluslararası politikalar konularında önyargılara değil, halkın haber alma hakkına dayanır onu mesleğin temel ilkeleri özgürlükçü demokrasi kaygıları yönlendirir.”
TÜRKİYE 180 ÜLKE İÇERİSİNDE 149’UNCU SIRADA
Basın özgürlüğünde dibe vurulduğunu söyleyen Erdoğan Kahya, “Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksine göre Türkiye bir önceki yıla göre 4 sıra yükselerek 180 ülke içerisinde 149’uncu sırada yer aldı. ABD merkezli düşünce kuruluşu Freedomhouse’un Yayınladığı 2023 Dünyada Özgürlük Raporunda, Türkiye özgürlük puanında son 10 yılda en fazla düşüş yaşayan ülkeler arasında bu yıl beşinci sırada yer aldı. Rapora göre dünyada özgürlük puanında son 10 yılda en fazla düşüş yaşayan ülke Libya oldu. Libya’yı Nikaragua, Güney Sudan ve Tanzanya izledi” bilgisini verdi.
DÜNYAYA REZİL OLDUK
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ilgili de konuşan Erdoğan Kahya şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’de demokratik sistem bir reform anlamında değiştirilerek cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adı ile uygulamaya konan sistem. Ülkemizde başta basın özgürlüğü olmak üzere birçok konuda değişiklikler getirdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi yok sayıldı. Yasama, yürütme ve yargı erkleri tek başına cumhurbaşkanının emrine girdi ve tek başına yasa çıkarır hale geldi. Cumhurbaşkanına hakaret davalarıyla dünyaya rezil olduk. Son 5 yıllık süreçte bizi dünyaya rezil eden şu meşhur ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ ayıbından da Türkiye’yi kurtaramadık. Gazeteciler ve 10 binlerce yurttaşımız bu madde gerekçe gösterilerek soruşturuluyor hatta tutuklanıyor. İstanbul’daki terör saldırısı sonrasında ve son olarak Kahramanmaraş depreminden 2 gün sonra yapılan internet karartması 84 milyonun ifade özgürlüğünde vurulan darbedir.”
TELEVİZYONLARA 3 AYDA 15 CEZA
Eleştirel habercilik yapan televizyonlara kesilen cezaların hukuksuz olduğunu belirten Erdoğan Kahya şöyle konuştu:
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti; AK Parti iktidarı döneminde yüzlerce yayın organının kapatıldığını,11 bini aşkın gazetecinin işsiz kaldığını, binin üzerinde gazeteci hapse girip çıkarken, halen 43 gazeteci cezaevinde bulunuyor. 3 ayda 4 televizyona 15 kez ceza verildi. Kamunun yani 85 milyonun vergileriyle pembe haberler yapan kanallar toplanıp korunurken, halkın haber alma hakkını savunan bir avuç televizyon kanalı ise adaletsizce cezalandırılmaktadır. RTÜK bu iktidar döneminde misyonundan saparak iktidarı koruma kollama görevine soyundu. Depremle mücadeledeki eksikleri eleştiriyorlar diye 3 ayda halk TV, Tele1, FOX ve KRT’ye toplam 15 kez ceza kesilmesi büyük hukuksuzluk.”
BÜYÜK BİR SANSÜR UYGULANIYOR
“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde torba yasa ile geçen yasalar kullanılarak erişim engelleri adı altında büyük bir sansür uygulamasını yaşamaya başladık” diyen Erdoğan Kahya, “AKP iktidarına uzanan hangi yolsuzluk, rüşvet, usulsüzlük, taciz ve ihmal haberi varsa hepsine erişim engeli getiriliyor, yetmiyor bu haberler internetten tamamen kaldırılıyor” dedi.
UTANÇ BELGELERİ YAYIMLADILAR
“İktidar gazete ve televizyonların büyük bölümünü ele geçirdi” diyen Erdoğan Kahya şu örnekleri verdi:
“Yandaş olmayan televizyonlara RTÜK tarafından sürekli ceza kesiliyor. Türkiye’nin etkin yayın basın organları maliyenin yoğun baskıları sonucu iktidarın istedikleri ve bunun için kamu bankalarından kredi aldıkları iş adamlarına teslim edildi. Üstelik kamu bankalarından aldıkları kredileri ödemeden sahip oldular. Sonrasında hepsi aynı manşeti atan, yazarları aynı sipariş makaleleri kaleme alan gazeteler maalesef basın adına utanç belgeleri yayınladılar.
ANADOLU GAZETELERİNİ ELE GEÇİREMEDİLER
Erdoğan Kahya sözlerine şöyle noktaladı:
“Yandaş medya dediğimizde, Anadolu gazetelerinin bu işe katılmaması müthiş bir olay. Yani Anadolu gazetelerini henüz ele geçiremedi kimse. Bu çok önemli bir konu. Anadolu gazeteleri parayla pulla satın alınamaz. Onun için Atatürk, Anadolu gazetelerine uç beylerim diye hitap edermiş. Yerel Gazetelerin üç misyonu vardır. Birincisi halkı bilgilendirme misyonu, ikincisi kentteki sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerini yansıtıp kamuoyuna, onların gücünü arttırmak, üçüncüsü de ilin yöneticilerine yol göstericilik yapmak. Toplumdaki uyumsuzlukları, yanlışları gazeteci yazacak ki o belediye başkanı görecek ve onu düzeltecek. Yol göstericilik budur. Bunu yapmak zorundayız. Yapmazsak topluma olan görevimizi yerine getirmemiş oluruz. Toplum adına kullandığımız basın özgürlüğüne ihanet etmiş oluruz. Gazeteciysen boyun eğmeyeceksin boyun eğeceksen gazeteciyim demeyeceksin.”