BİLİM VE HÜMANİZM
- 30.04.2020
- BİLİM VE HÜMANİZM için yorumlar kapalı
- 765 kez okundu
Hümanizm, insanın Kendi Kendisini aşıp kutsamasına; Yunus’un, “Ete Kemiğe Büründüm, Yunus Diye Göründüm.” Tasavvuf Felsefesine giden yoldur.
Tasavvuf Felsefesi ile Atatürk’ün evrensel Hümanist anlayışı: Herkesin bildiğince bir duayla Büyük insanlık ailesinin “Halil İbrahim Sofrasına” diz çöküp paylaşım anlayışı aynıdır.
İnsanoğlu, aklının ürünü bilimle Hümanizmayı ete kemiğe büründürecek: Bilim, bu güne değin, tarihin ve toplumların yıkılmaz sanılan bütün tabularını yıkacak. Kendi egemenliğini ilan edeceği sömürüsüz, savaşsız dünyasında; açlıktan, salgın hastalıklardan ölmekten kurtulacak, “Halil İbrahim Sofrasını” kuracaktır.
Önümüzdeki 50 – 100 yıl içinde insanoğlu, bilimi ve teknolojiyi bir dostluk köprüsü yapacak; yükselmeye başlayacak, Kendini aşacak ve Orman Kanununun egemen olduğu toplumsal doğasından sıyrılacaktır.
İnsanoğlunun başına gelen bütün musibetleri – felaketleri danışıp çıkış yolu aradığı; fakat bilimi şeytanlaşmak olarak gören Ortaçağ masallarının dinozor dini otoriteleri; her biri tırpan kuşanmış birer Azrail’di. Kara cübbeli, tinleri kirli, elleri kanlı bu Azraillerin dünyada yıkılmaz sandıkları “Kara Taassubun Şirk Odağı” tahtlarını, Coronovirüs salgını önüne katmış birer birer yıkıyor.
İnsanoğlu, bilimin yadsındığı ortaçağ koşullarında; öbür dünya üzerine endeksli bu dünyadaki yaşamının kaçınılmaz sonu ölümü ve sömürüyü yazgısı olarak kabul edegeldi. İşte yakın gelecekte Bilim: “İlim, ilim bilmektir // İlim Kendin bilmektir // Sen Kendini bilmezsin // Ya nice okumaktır.” diyen Yunus’un bilim deryasında, sonsuz özgürlüğünü ilan edecektir.
İnsanlık adına ölümsüzlüğü arayarak, tanrıların tanrısı olmak isteyen Sümerlerin yarı insan, yarı Tanrısı “GILGAMIŞ” tan günümüze değin; insanoğlu, Kendisini tutsak eden bütün tekil buyrukların zincirlerini kıra geldi. Artık her şey dünlerde kaldı ve kolektif aklı ve bilimi kılavuz edinecek, yenidünya düzenini kuracaktır.
Bu güne kadar Kapitalizmin analist ve stratejisteleri; Marks’ın “Das Kapital” indeki sınıf ve sosyolojik öngörülerinin (Analiz) önünü kesmek için; ezilen, sömürülen kitleleri; sınıf mücadelesinden uzaklaştırmak amacıyla alternatif olarak sosyal demokrasi “Sibop”unu kullandılar. Ve ABD, İngiltere ve Avrupa ülkelerinde seçimlere
katılmaları sağlanan Proleter Sınıf; önce sisteme dâhil edilip ehlileştirildi ve daha sonra da sistem içinde eritilmeleri sağlandı. Yetinmediler, bilimi ve teknolojiyi de mazlum ulusları kıymak ve modern köleler yaratmak yolunda kullandılar. Şimdi de kolektif akıl, bilim ve doğa; insanlığı kanlı savaşlara, açlığa ve salgın hastalıklara tutsak edenlerin düzenlerini yıkacak, yeni bir dünya kuracaktır.
Yarınki kuşakların beyinleri, ortak bilinç – bilgi, kolektif emek ve teknolojiyle formatlanacaktır. Bu kuşakların formatlı beyinlerinin hızına; Bizim kuşağın algılayış, kavrayış ve hayal gücü uyum sağlayamayacaktır.
Yeni kuşağın, bilim ve teknoloji ile yapılandırılmış beyni; yarınlarda ölümsüzlüğü, mutluluğu arama serüvenini sürdürecektir. Çok uç ve kırılgan bir düşünüşün söyleyiş biçimi olsa da; insanoğlu bilimin ışığında, Kendi Kendisinin Hümanist hükümranlığını ilan edecektir.
Fakat bilinmezliklerin tahtına oturacak bilim ve teknolojinin çocuğu yapay zekâ ve ürünleri; sevgi, acıma, öfke, kin, nefret, sadakat gibi hiçbir insani duyguya sahip olmayacaktır.
Bilim, belki ölümsüzlüğü arayanları başarıya ulaştırmayacak; fakat ölüme, açlığı ve savaşa karşı savaş; Yunus’un, Atatürk’ün Hümanist toplumunu egemen kılmak yolunda öncülük yapacaktır.
Ceplere, cüzdanlara sığmayan fiziksel paranın yerini; soyut rakamlara dönüştürecek Dijital Devrimin – yaşamın yeni tarihi, onu tekrar etmek için değil; geçmişin karanlıklarından, kanlı paylaşım savaşlarından kurtulmak, yeni ekonomik ve siyasi sistemler kurmaya yönelecektir.
Kolektif akıl ve bilim: Kişisel kazanımları, kolektif edinimlerin mücadelesine dönüştürecek; Kapitalist sistemin kan ve işgal amaçlı yarattığı savaş araçlarını toprağa gömecek; insanlığı, evrensel bir hümanizmanın ışığı etrafında toplayacak ve gezegenimizde barışı egemen kılacaktır.
Evrende işleyen projenin kaçınılmaz sonucu olsa da ölüm; insanoğlu ve bilim, en büyük savaşımını onun için verecektir.
Çünkü insan, evrenin en “Özeli” olduğuna inanır, Kendisini kutsar ve ayrıcalıklı sayar. Bencil, Kendini beğenmiş ve doyumsuzdur. Henüz bilinmezliklere hayır diyebileceği donanıma ulaşmadığı için; ölümsüzlüğünü sağlayacak “ÖZ” düşünce ve inancından vaz geçemeyecektir.
Bu nedenlerle insanoğlu, Kendini hiçlikte yitip giden ve gidecek sıradan bir canlıdan daha üstün konumlandırdığı için; aklıyla kutsal emeği ve bilimi birleştirecektir.
Her şeyin, çok hızla değiştiği gezegenimizde; yarınları öngördüğümüzü, köşeli sözcüklerle söylemek, elbette çok zordur ve kâhinlik olur.
İnsanoğlunun tarih boyunca aradığı Dionysos’un sarhoşluğunu, Afrodit’in bitimsiz şehvetini yaşamak için harcadığı zaman ve enerjisini: Ortak emek, bilinç ve teknolojiyi; bundan sonra, açlıktan ve acılardan kurtulmak – ölümsüzlüğü bulmak yolunda kullanacaktır.
Ortak emek, bilinç ve teknoloji; bu arayışında insana, yaratma ve yok etme bilinci ve gücü verecektir. Bu bilinç ve güç, insanlığın yazgısını belirleyecektir. Ancak, insanın yazacağı bu yazgı; yaşadığı doğa ortamından kopup, çok daha uzaklarda var olması olanaklarını sunarken, yok olmasını da getirebilir.
Dünyayı, her gün yeniden yaşanır kılan; tüm beden ve beyin gücü emekçilerin dayanışma günü: 1 MAYIS, kutlu olsun. SAYGILARIMLA.
30 Nisan 2020 // ANTAKYA
- A’sından Z’sine ÇÖKÜŞ - 21 Ağustos 2024
- CHP’YE 2. KEZ YÜKLENEN TARİHSEL SORUMLULUK - 15 Nisan 2024
- CÜLUSLARA– KAYIK SEFALARINA- HELVA GECELERİNE KARŞI; HALKIN DEMOKRATİK DEVRİMİ - 8 Nisan 2024
- HALKTAN BİRİ, DR. HÜSEYİN AKSOY - 3 Mart 2024
- SÜMER UYGARLIĞININ ACI SONU- YIKILIŞI - 27 Kasım 2023
- ORTADOĞU’DA SON TANGO - 22 Ekim 2023
- TÜRKİYE’YE ÖZGÜ BİR REJİM: BONAPARTİZM - 18 Temmuz 2023
- HATAY ÜZERİNE KİRLİ OYUNLAR - 6 Temmuz 2023
- ÖLÜMSÜZ MESLEK: YALAKALIK - 31 Ocak 2023
- ÜRETİM, PAYLAŞIM ve DÜNYA DÜZENİ - 27 Ocak 2023