CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara: Çadırda kalmak zorunda olan yurttaşlarımız var!
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı 2024 Bütçesi’ne dair TBMM Genel Kurulu’nda konuşma yaptı.
Konuşmasında 10. ayın sonunda Hatay’da hâlâ çadırda kalan depremzedeler olduğunu vurgulayan Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara şunları söyledi:
“Bugün, AFAD’la ilgili olarak, deprem öncesinde ve sonrasında neden bir terk edilmişlik yaşadığımızı, neden bir ızdırap içerisinde olduğumuzu sizlere biraz anlatmaya çalışacağım, biraz da AFAD’ın bütçesinden bahsedeceğim. Bugün Hatay’da 177 konteyner kentte bulunan 51.421 hanede yaklaşık 200 bine yakın yurttaşımız kalıyor, kendilerine bireysel olarak verilenler de dâhil olmak üzere 200 bin yurttaşımız var. Evet, çadır kentler yok ama çadırlarda kalmak zorunda olan insanlar var, çünkü kiracılara 3 bin lira olan kira yardımı ve ev sahiplerine ise 5 bin lira tutarında yardım verildiği için yurttaşlarımız ya barakada kalmayı ya da çadırda kalmayı tercih ediyor. Şimdi, soruyorum buradan: AK PARTİ iktidarı depremzedeleri neden “evi az hasarlı olan” veya “hasarsız olan” veya “ağır hasarlı olan” diye ayırıyor? Bütün depremzede yurttaşlarımız hak sahibi olmalı; 10’uncu ayın sonunda da biz bölge insanları, bölgenin milletvekilleri olarak -burada oturan- bizim AFAD Genel Başkanımızı veya Kurum müdürlerimizi bir konteyner bulabilmek için aramak zorunda kalmamalıyız.”
KİM BU KÂR AMACI GÜTMEYEN KURULUŞLAR?
AFAD’ın bütçe kalemlerindeki kâr amacı gütmeyen kuruluşlara aktarılan rakamları sorgulayan Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım-Kara konuşmasını şöyle sürdürdü:
“AFAD’ın bu eksikliklerini ortaya koyarken bunun dışında, bütçe kalemlerine bakmak istiyoruz. 2022 yılında kâr amacı gütmeyen kuruluşlara 2 milyon 342, 2023’te 1 milyon küsur harcanmış, 2024’te ise 10 milyon lira kaynak aktarılması düşünülüyor. Şimdi, buradan sormak isteriz: Bu kâr amacı gütmeyen kuruluşlar kimlerdir? Biz depremzedeler kalıcı konutlarımızı beklerken Hatay’da 260 bine yakın konut ihtiyacı varken siz 33 bin ihale yaptıysanız; ocak ayında da 5 bin, 6 bin -veya inşallah, 10 bin diyoruz- eğer teslim edilecekse, o hâlde 10 milyon 425 bin liralık kaynak hangi kuruluşlara aktarılacak? Biz bunu bilmek istiyoruz.Biz diyoruz ki: Esnafın borcunu ötelemeyin, silin. Belen kavşağının, yolunun Antakya’ya kadar ne zaman yapılacağını size soruyoruz. “Eşya yardımları nerede?” diyoruz. “Mükellefler için tuttuğumuz tutanaklarda zayi olan malların bedeli nerede?” diyoruz. Ama siz bize diyorsunuz ki: ‘Biz, bütçeden 10 milyon 425 bin lira kurumlara, hayır kurumlarına kaynak aktaracağız.’ Şimdi, bu bütçede en yüksek payı alan AFAD 671 milyar ancak 2025’te yüzde 97’ye tekabül edecek bir oranda bir azalış gösteriyor. Çok merak ediyorum, neden? O hâlde, mantıken şunu düşünmeye çalışıyorum: Acaba siz 2024 yılında her şeyi bitirmiş mi olacaksınız? Yani Türkiye’nin yüzde 70’inin aktif fay hatları üstünde olduğu, deprem bölgesi olan Türkiye’de AFAD 2024’te her şeyi bitirmiş mi olacak? Çünkü buna biraz çekinceli bakıyorum. Bunu yine AFAD’ın kendi faaliyetleriyle alakalı yapmış olduğu raporlardan sizlere örneklemek isterim. Lojistik, koordinasyonsuzlukları, bütçe arasındaki plansızlıkları, iş gücü arasındaki plansızlıkları zaten AFAD kurumu kendi faaliyet raporlarında kendi itiraflarını yapmış oluyor.”
HATAY VALİLİĞİ’NİN YAPMIŞ OLDUĞU PROPAGANDAYI KINIYORUM
Hatay Valiliği’nin sosyal medya hesabında yapmış olduğu paylaşıma da değinen CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım konuşmasının sonunda şu ifadelere yer verdi:
“10’uncu ayın sonunda şu an herkes “Çadırlarda kimse yok.” diyor. Özür dileyerek söylüyorum, işte, burada; çadırlar içerisinde böyle bir yaşam var, bu da konteyner kentlerdeki yaşam. Üstünde tente yok, oluk yok, trapez sac yok; bunları yapmalısınız, bunları bir an evvel yapmalısınız çünkü bizler, hepimiz yerleşik yaşamı olan, işi gücü olan insanlarız. Burada oturan bir arkadaşımızın “Elhamdülillah, çok şükür; biz her şeyi fazlasıyla yaptık, açta açıkta kimsemiz yok. Koli koli değil paket paket verdik.” diyebilecek bir Hatay yok sizin gözünüzün önünde. O bakımdan, söylediğiniz her bir şeyin gereğini sizden yapmanızı istiyoruz Ve son söz: Biz buradaki tüm kurum müdürlerimizle -çok da açık samimiyetimle söylüyorum- Valimizle, kaymakamlarımıza, bakanlarımızla, depremi siyasetüstü görüyoruz, bir siyaset malzemesi yapmıyoruz ama bugün Sayın Bakanım, Hatay Valiliğinin lütfen internet sayfasına bakın. Size şunu söylemek isterim: Devletin hiçbir kurumunun siyasi partiler arasında bir taraf tutamayacağını ve hizmetin herkese eşit olacağından yola çıkarak, internet sayfasında bir siyasi partiyle alakalı herhangi bir propagandaya sebep verebilecek bir paylaşımı dolaşıma sokamaz. AK PARTİ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Recep Tayyip Erdoğan’ın sesiyle Hatay Valiliğinin yapmış olduğu bu propagandayı buradan eleştiriyorum ve kınıyorum çünkü şehrimizin hamasi nutuklara değil, sahici yardımlara ihtiyacı var. Burada yaşananları görmeden,tecrübe etmeden söyleyeceğiniz her söz havada kalmaya mahkûm olacaktır diyorum.”