Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, Şehit haberlerinin sıradanlaşmamasını istediklerini belirtti ve ekledi: Bütçe’de KOBİ’ler yok, Rantiyeciler var, Küçük Esnaf yok!
Saadet Partisi Grubu Adına Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, TBMM Genel Kurulunda gerçekleştirdiği konuşmada, Türkiye’nin ekonomik durumu ve 2024 bütçesine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İSTERİZ Kİ ŞEHİT HABERİ SIRADANLAŞMASIN
Hatay Milletvekili Çalışkan konuşmasına, “Yaşadığımız menfur olayda hayatını kaybeden, şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum, bütün milletimize başsağlığı, ailelerine sabır ve metanet diliyorum. Elbette böyle bir günde gönül arzu ederdi ki Meclis, çalışmalarına ara versin, sadece şehitlerimize odaklansın; gönül arzu ederdi ki bu şehit haberi sıradanlaşmasın, tek gündemimiz olsun; gönül arzu ederdi ki bugün millî yas ilan edelim; maalesef ki şehit haberi bile buradaki normal olağan akışı etkilemedi. Üzüntümü de buradan bir kez daha paylaşıyorum. Tüm şehitlerimize Rabb’imden rahmet diliyorum” diyerek başladı.
BU BÜTÇE ZİHİNLERE BORÇ, AÇIK VEREN BÜTÇE OLARAK HATIRLANACAK
“Milletimiz Türkiye Büyük Millet Meclisinin bir geleneği olarak her yıl bütçe tartışmalarını yakından izler “Hangi siyasi, bütçeye hangi açıdan yaklaştı” konuları ele alınır” diyen Milletvekili Çalışkan konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu yılın da bütçesi hafızalara kaydedilecek ama neyle kaydedilecek derseniz: Birincisi, hiç duymaması gereken şeyleri duyduğu, hatırlanmaması gereken şeylerle hatırlayacak. İkincisi, milletimizin büyük ekonomik kriz içerisinde olduğu, feryat ettiği bir dönemde mangal partileriyle hatırlanacak. Üçüncüsü, madde oylamasında iktidar sıralarının dolduğu sonrasında bomboş kaldığı bir günle hatırlayacak. Dördüncüsü, mütemadiyen iktidar temsilcilerinin konuşmalarının boşluklarında ne söylediği anlaşılmadan alkışlanan konuşmayla hatırlanacak. Beşincisi, oy verdikten sonra atanmış olan, aslında birer teknokrat olan bakanlara âdeta selam dururcasına, onlara selam verme kuyruğuyla hatırlanacak. Neyle hatırlanacak? Gün sonunda toplu hatıra fotoğrafı vererek “Biz buradaydık, gelişmişlik.” derecesine birilerine mesaj yollanan, selam durulan bir bütçe olarak hatırlanacak. Ama hepsinden üzücüsü, acı olanı şu ki, 12 şehit haberinin yürekleri dağladığı bir anda TRT televizyonunda bile “Sen Türkülerini Söyle” programının yayından kaldırılmayıp hayatın olağan akışında devam ettiği bir günle hatırlanacak. Daha da acısı, Gazze’de yaşanan olaylarla hatırlanacak. Eğer literatür taramasına bir kelime şifre olarak geçecekse o kelime de “gemi” kelimesi olacak. Gazze’de bir damla suya, bir damla petrole, mazota muhtaç olunan bir dönemde İsrail’e gitmekte olan ticaret gemileriyle hatırlanacak. Özetle, bu bütçe zihinlere borç bütçesi olarak, açık veren bütçe olarak, faiz bütçesi olarak ve vergi bütçesi olarak kayıtlara geçecek.”
Bütçeyle ilgili taraflara gönderilen binlerce sayfalık kitapçığın içerisinde borçlarla ilgili bilgi olmadığı da açık. Aslında bu borçların kimlerden, hangi şartlarda alındığına, nasıl ödeneceğine dair de yeterli bilgi verilseydi belki bir hayırsever çıkıp bunu ödemeye çalışabilirdi. Özetle, bu bütçenin en acı tarafı faiz bütçesi olmasıdır. Burada -hani rakamlar yalan söylemez ama rakamı herkes kullanabilir- 2024 bütçesi ile 2023 bütçesini kıyaslayacağımız önemli rakamlardan biri şu: 2023 bütçesinde 4 trilyon 930 milyar TL gelir öngörülüyor, 2024 bütçesinde verilen bütçe açığı 2 trilyon 650 milyar TL. Geçen yılki toplam gelirimizin yarısından fazlasını bu yıl, 2024’te bütçe açığı olarak veriyoruz. Yani eğer bu yıl yüksek enflasyon dolayısıyla rakamlar yükselmeseydi, TL bazında konuşsaydık… Ki iktidar mensupları hep “Geçen yıl şu kadardı, bu yıl bu kadar.” deyip TL konuştuğuna göre… Biz geçen yılki toplam gelirimizin yarısından daha fazlasını 2024 yılında yalnızca faizcilere vereceğiz. Tekrar ediyorum: 2023 gelirinin tamamının yarısından fazlasını 2024’te yalnızca faiz olarak ödeyeceğiz; bu da herhâlde yeterli.”
BU BÜTÇENİN SAVUNULACAK HİÇBİR ŞEYİ YOK
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan konuşmasının sonunda şu ifadelere yer verdi: “Meclisin bir başka görevi anayasa değiştirmek. Anayasadan da iktidarın arzu ettiği şey 40 artı 1’e geçmek, anayasa değişikliğindeki tek beklentilerinin 40 artı bir olduğu da gayet ortada. Onun için bu Meclisin tek bir görev vardı, bütçe yapmaktı. Bu Meclis eskiden bakanlara gensoru verirdi, hesap sorardı, Sayıştay, Danıştayın hesapları incelenirdi; bunların hepsi bitti. Sayın bakanlar Cumhurbaşkanına bağlı birer bürokrat olarak zaten Cumhurbaşkanına karşı sorumlular. Dolayısıyla arkadaşlar bu Meclisin tek bir görevi var, bütçe yapmak; o bütçeyi de ne kadar yaptığımızı hepimiz gördük. Özetle, bu Meclisin, bu bütçenin en büyük problemi tarihinde, yirmi iki yıldan beri, hiçbir yıl olmadığı gibi bu yıl da denk bütçe hedefinin olmayışıdır. Hâlen bu kadar açık olan bütçe nasıl getirilip nasıl savunulabiliyor anlamak mümkün değil. Zaten özetle, bütçe gelir kalemleri vergiden, gider kalemi de faiz. Burada sayın ilgili bakan paraya ihtiyacı olmadığını söyledi. O zaman sorarlar: Paraya ihtiyacımız yoktu da neden bu dar gelirli insanlarımızın tepesine bindik, MTV vergilerini 2 kat arttırdık? Neden 2023-2024 arasında vergi gelirlerinde tam 3,5 kat artış hesap ediliyor. Bunları anlamak mümkün değil. Bütçenin içerisinde “faiz dışı fazlaydı”, “bilmem neye oranla bilmem neydi” gibi tamamen algıya yönelik laf cambazlığı oluşturan, sadece algı yapan cümlelerle savunuluyor. Bu bütçenin savunulacak hiçbir şeyi yok; bu bütçe tamamen faiz bütçesi, bu bütçe tamamen açık bütçe. Onun içinde bu bütçenin içerisinde reel sektör yok, alın teri yok, KOBİ’ler yok, rantiyeciler var, küçük esnaf yok.”