YETER ARTIK!
Haber ve Yorum: Erdal YILMAZÇELİK
Bizler yani kalemini halk adına tutanlar, halkın sorunlarına sahip çıkmaya devam edeceğiz. En başından söyleyelim, en sağır kulaklara duyurana kadar halkın sorunlarını gündemleştirme çabamız sürecek. Bütün meziyeti TV’lere çıkmak ve gazetelere röportaj vererek kendi siyasi kariyerinin piar çalışmasını yapmak olan bürokratlar ve bu halkın oylarıyla seçilmiş yetkililer; sözümüz sizedir. Göreve geldiğiniz zamandan bu yana seçim hesaplarıyla son birkaç ay hizmet yarışına girip geri kalan bütün zamanınızı istikrarlı çözümsüzlükler üreterek ve koltuğunuza yapışarak halkın sorunlarına sırt çevirerek geçirdiniz.
VERİLECEK HESABINIZ VAR
Sizi çok iyi tanıyor ve biliyoruz. “DEPREM BÖLGESİNDE HAYAT GÜNLÜK GÜLİSTANLIK, DEPREMZEDELERİN SORUNLARINI ÇÖZDÜK, ŞUNLARI BUNLARI YAPTIK, ÇALIŞIYORUZ” demekten vazgeçin. Bu halkın aklıyla alay etmek kimsenin haddine değildir. Size söylenecek söz bulamıyoruz. Depremden kendi imkanlarıyla, çabalarıyla kurtulan bu halka çok büyük bir borcunuz ama daha da büyük bir verilecek hesabınız var. Deprem yaralarını sarıp, yasını tutarken bu halk, siz beceriksiz yöneticiler bu halkın acılarına acılar eklemeye devam ettiniz.
SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ
Ne mi yaptınız? Her tür sorunu çözümsüz bıraktınız. Çözüm iradesi geliştiren kesimleri ise kriminalize ettiniz. Depremden önce diken üstü denilecek seviyedeki hizmetler depremden sonra 11 aydır çözümsüz. Su, elektrik, internet, altyapıyı geçtik güvenli barınma ihtiyacımıza bile çözüm üretemediniz. Çeşitli protokollerle rezerv alan ilan ederek halkı mülksüzleştirecek politikalar geliştirmek yerine en yakıcı sorunlarımız için çalışın. Halk düşmanı politikalardan kısa ve uzun vadede hiçbirinize fayda gelmeyecek. Depremle ölmeyen ama depremi felakete çeviren politikalarınızla ölüme mahkûm ettiğiniz bir ailedeki 2 küçük çocuk Samandağ Sutaşı Mahallesindeki konteyner evde çıkan yangın sonucu acı içinde yanarak can verdi. Sözün bittiği yerdeyiz. Acılardan çıkan bir annenin, bir babanın hayatta yaşayabileceği en büyük acıyı yaşattınız. Bu vebalin altından nasıl kalkacaksınız? Yada daha doğrusu hiç sorumluluk hissediyor musunuz mesela? Yarın o ailenin evine yalnızca taziye için mi yoksa elinizde ailenin yaşamını bir nebze olsun kolaylaştıracak birtakım çözümlerle mi gideceksiniz?
Bütün bunların sorumlusu deprem, fırtına gibi doğal afetleri felakete çeviren politikalarla 11 aydır halkın en temel sorunlarını çözemeyenlerdir. Bunun sorumlusu bu halkı ötekileştiren ve depremden bu yana önleyici hiçbir politikayı hayata geçirmeyenlerdir.
Biliniz; “Depremzedelerin sorunlarını çözdük, deprem bölgesinde hayat normale döndü, ilk günden beri depremzedelerin yanındayız” şeklindeki yalanlarınıza karnı tok bu halkın. Gün geçmeden ve ertelemeden kapsayıcı ve kamucu yaklaşımlarla, temel hizmet kısmı ücretsiz olacak şekilde güvenli barınma, temiz su, kesintisiz elektrik, kesintisiz internet, mıcır değil asfaltlanmış yollar, kalıcı istihdam, güvenli ulaşım ağı en temel problemler olarak hala beklemede ve çözülmeyi bekliyor. Bu sorunlar depremin ilk günü de vardı 11 ay geçti hala da çözülmüş değil. Halk adına o koltuklarda oturanlar bir silkinin de kendinize gelin, yapamayacaksanız derhal işgal ettiğiniz sıcak koltuklarınızdan kalkıp şu beceriksizliğinize istifa ederek son verin.