ANADOLU BASINI MARMARİS’TE BULUŞTU
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Anadolu Buluşmaları Yerel Medya Çalıştayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılımıyla Marmaris’de gerçekleşti.
Çalıştaya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanısıra CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem, önceki dönem CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Yılmaz Karaca, Marmaris Belediye Başkanı Yılmaz Oktay ve Anadolu’nun her köşesinden gelen Cemiyet Başkanları ile Gazeteciler katıldı.
Basın şehitleri anısına yapılan saygı duruşu ve okunan İstiklal Marşı’nın ardından çalıştayın ev sahipliğini yapan Marmaris Belediye Başkanı Yılmaz Oktay açılış konuşmasını gerçekleştirerek yerel basına her türlü desteğin verildiğini ifade etti ve şöyle konuştu: “Her geçen gün daha da derinleşen sorunlarımız mevcut. Bunları bu ve benzeri çalışmalarla aşmaya çalışacağız. Göreve geldiğimizden beri yerel basınımıza elimizden destek vermeye çalışıyoruz. Yerel basından art niyetli olmamaları onun dışında olması gerektiği gibi özgür olmalarını rica ettim. Yeter ki art niyet olmasın her şeyi çözebiliriz. Katılan herkese teşekkür ederim.”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem de kısa bir konuşma gerçekleştirdi.
Özgür bir basın, özgür bir gazetecilik anlayışı için çalıştıklarının altını çizen eren Erdem: “Bir meslektaşınız olarak buradayım. Sizin sıkıntılarınızı yaşamış biri olarak burada bulunuyorum. Bu toplantı piramidin en altında en önemli ayağını oluşturuyor. Katılanlara ve ev sahibi Marmaris Belediyesine de teşekkür ederim. Sizlerin özgürce gazetecilik yapabileceği, sorunlarınızın çözüldüğü ortamı oluşturmak için çalışacağız” dedi.
Ardından kürsüye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gelerek uzun bir konuşma gerçekleştirdi.
Kılıçdaroğlu Medyada yaşanan olumsuzlukların hemen hemen hepsine değindi. Gazeteciliğin özgür olması gerektiğine vurgu yapan CHP lierinin konuşmasından bazı satırbaşları şu şekilde:
AYKIRI FİKİRLERE İHTİYACIMIZ VAR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da bir konuşma yaparak Anadolu’dan basın temsilcileriyle bir araya geldi. Sorunlar yumağıyla karşı karşıya olduklarını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, “Sorunlar yumağıyla karşı karşıyayız. Doğa harikası bir yerdeyiz. Yanan yerlerin yeşermesi bizim umutlarımızı yeşertti. Bu toplantı geleneksel hale geldi. Başta Marmaris Belediyesi olmak üzere herkese teşekkür ederim. Atilla Sertel’in de büyük emeği var. Can Atalay’ın, Osman Kavala’yı ve diğerlerini ziyaret ettim. Adalet kavramını hepimiz içselleştirirsek. Eğer haklı mücadele veriyorsa, hakkın yanında oluyorsa bana göre medya sorumluluğunu yerine getiriyor. Bizim aykırı fikirlere ihtiyacımız var. Farklı bir gözlem bizim sorunlarımızı çözebilir. Aykırı düşünceden korkmamak gerekir. Bizde farklı yazı diye gazeteciler hapse atılıyor, inşalarımız farklı düşüncelerinden dolayı yargılanıyor. ‘Basın milletin müşterek sesidir’ diyor Mustafa Kemal Atatürk, acaba şuan gerçekten öyle mi. Basın mensupları eleştirmeli ve biz de ona göre eksikleri ve sorunlarımızı çözmeliyiz” dedi.
MEDYAYA DÜŞMANLIK OLUR MU?
Medya demokrasinin en önemli unsurlarından biri olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Bizde medyanın büyük sorunları var. Öyle bir noktaya geldik ki ortalaşamıyoruz. Yolsuzluklar ulusal spor haline geldi. Hangi alana Türkiye’nin sürüklendiğini oturup düşünmemiz lazım. Hepimizin sorumluluğu var. Medyanın da sorumluluğu var. Siyaset kurumunun yanlışlarını, siyasetçinin daha dikkatli konuşmasını sağlamış oluruz. Bu görev medyaya düşer. Medya yasama, yürütme ve yargıyı da denetleyen bir görevi vardı. Dolayısıyla medya çok önemli bir yere sahip. Anayasa’da ‘Basın hürdür sansür edilemez’ deniliyor. Acaba gerçekten öyle mi? Yerel medyanın sorunlarını bana her gittiğim yerde bana anlatıyorlar. Kamu kurum ve kuruluşlarının tasarruf genelgesi çıkardılar. Günlük gazeteye abone olmayacaksınız diye. Böyle bir şey olabilir mi. Tam tersine belediyeler kendileri hakkında ne yazılmış bakabilmeli. Bunun neresi tasarruf. Bunun neresi tasarruf. Bula bula bunu buldunuz. Medyaya düşman olan bir siyasal iktidarı desteklemeyin. Medyaya düşmanlık olur mu” diye konuştu.
MEDYA İNFAZ KURUMLARINA DÖNÜŞTÜLER
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Basın İlan Kurumu medyayı destekleme özelliği olan bir kurum. RTÜK de öyle ama son zamanlarda infaz kurumuna dönüştü. Geldiğimiz atmosfer iç acıcı atmosfer değil. Basın İlan Kurumu gerçekten medyaya destek verecekse, siyasallıktan uzak durmalı. RTÜK, iktidar yanlısı değil misin, eleştiriyor musun burnundan getireceğim. Öbür taraf onlara hiçbir şey yok. Onlar istedikleri gibi yayın, yalan haber yapabilir. Hayatımda bu kadar ayrışan bir medya oluşumu görmedim. Tirajlar yazıyorlar, 300 bin, 250 bin hepsi yalan. Medya ile halk arasındaki ilişkilerde de büyük bir güven erozyonu var. Bunun giderilmesi lazım”
YARGI KARARIYLA YOLSUZLUKLAR ÖRTÜLÜYOR
“Doğru haberlere erişim yasağı başka bir konu. Haber doğru, herhangi bir şeyi eleştiriyorsunuz. Onlar mahkemeye gidiyor. Erişim yasağı getiriliyor. Yargı kararıyla yolsuzlukların üstü örtülüyor. Etik değerlere aykırı ne varsa ona göre mücadele etmemiz lazım. Parçalanan medya iktidarların işine gelir. Kamu ilanları belli gazetelere veriliyor. Sizlerin vergileriyle ayaktalar, maaşlarını ödüyoruz. Nasıl oluyor da kamu bankası belli televizyon ve gazeteleri destekler. Bir taraf cezalandırılır, öbür tarafa istedikleri kadar ilan verilir. Bununla ilgili gerekli başvurularımızı yaptık. Tirajına ve reytingine bakın dedik. Kamu Denetçiliği Kurumuna başvurduk. Kamu Denetçiliği Kurumu, ‘Bizim alanımıza girmiyor’ dedi.
TRT TARAFSIZ YAYIN YAPIYOR MU?
Kamu yayıncısı TRT, Allah aşkına TRT gerçekten tarafsız yayın yapıyor mu. Onu da şikayet ettik. Bir köşeye attılar. Korkuyorlar. Böyle olmaz. TRT’nin objektif yayın yapması lazım. Onlara 10 saat, diğerlerine 10 dakika.
SENDİKALAŞMA GÜÇLENMELİ
Başka bir konu sendika. Çalışanların haklarının korunmasından yanayım. Sendika olmalı ki haberi yazan patronundan korkmamalı. Sendika arkasında olmalı. Bunu çözmenin yolu sendikalaşma. Başka bir konu. TV’lerde ücretsiz kamu spotları yayınlanır. Niye ücretsiz. Kamu spotu yayınlıyorsanız, parasını ödeyeceksiniz. Ama kamu spotçuluğu adı altında reklam yapıp parasını ödemiyorlar. Bunun kalkması lazım. Teyit mekanizmasına da medyanın ihtiyacı var. Ben gazetecilerin bir araya gelip haberi doğrulama merkezi kurmasından yanayım. Baskı karşısında haberin doğru olduğunu teyit edebilmeli, doğruysa destek olmalı. Dolayısıyla gazeteyi ve gazeteciyi korumalı. İletişim başkanlığının ne işi var. Sahte videolar yayınlayan bir kurum. Ne işi var onun. Basın kartını verecek olan basın mensupları olmalı. Kimin gazeteci olup olmadığına kamu kurumu nasıl bilecek. Basın kartını kamu vermemeli, kamunun da içinde olduğu ağırlığın medya mensupları olduğu bir kurum vermeli”
ÇÜRÜMEYE KARŞI UMUDUMUZ MEDYA
Medyada en sert ve acımasız eleştirilen genel başkanlardan biri olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Hiçbir zaman çekinmedim. Ama yalan haber doğru değil. Sırf eleştireceğim diye hakaret asla doğru değil. Bu konuda da medya mensuplarının etik değerlere uyması lazım. Etik değerlere uymayan gazetecileri, bir kurul uyarabilmeli. Kendileri oluşturdukları bir oluşum bunu yapmalı. Eğer devletin yapısında bir çürüme varsa yasama, yürütme, yargı ve medyadan başlıyor. Umudumuz medyada. Çürümeye karşı mücadele olacak olan medyadır. Yargıda, yürütmede çürüme var diyeceksiniz. Paranız varsa bir gün bile hapishanede yatmıyorsunuz. Basın milletin ortak sesidir. Atatürk ülkeyi kurduğunda çağdaş uygarlık seviyesini aşmasını hedeflemiştir. Bu mücadeleyi yapmak için hangi görüşten olursak olalım. Bu bir insanlık ve hepimizin ortak sorunu bu insanlık sorununda umut olan sizsiniz. Sizin kaleminiz. Sizin kaleminiz güçlü olduğu sürece tüm sorunlar çözülür. Türkiye’nin otoriter rejimlerden kurtarmak için siz umutsunuz. Toplantıyı düzenleyen arkadaşlarıma tekrar teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yılmaz Karaca ise yaptığı konuşmasında tüm gazetecileri birlikte hareket etmeye davet etti. Anadolu basınının bir ya da en çok bir buçuk yıl sonra tamamen bitirileceğini ifade eden TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca özellikle bu tehlikeye karşı birliktelik çağrısı yaparak Anadolu basınının yaşatılmasının gerekliliğinin üstünü çizdi.
6 Şubat depreminden etkilenen 10 ili temsilen son olarak kürsüye çıkan Antakya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Abdullahoğlu deprem bölgelerinde bulunan başta gazeteciler olmak üzere herkesin çok zorda olduğunu vurguladı. Depremin en çok yıktığı ve deyim yerindeyse haritadan sildiği Antakya’nın özel afet bölgesi ilan edilmesi için CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaoğlu’nun öncülük etmesini tüm Hatay halkı adına isteyen Ahmet Abdullahoğlu deprem sonrası gazetecilere destek veren Başta Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca ve federasyon yönetim kuruluna, İzmir Ekonomi Muhabirleri Derneği’ne ve bir önceki dönem CHP İzmir Milletvekili Atilla Sertel’e teşekkür etti. Deprem bölgesinde yaşayan depremzedelerin yaşam kalitelerinin yükseltilmesi adına girişimlerin kış ayı gelmeden başlaması ve insanların kışı rahat geçirebilecekleri yaşam alanlarının çok kısa sürede bitirilmesi gerektiğinin altını çizen Ahmet Abdullahoğlu çeşitli mültecilere sunulan yaşam haklarının Hatay halkına sunulmadığını da sözlerine ekledi. Hatay’ın Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti topraklarına hayatı pahasına kattığı son şehir olduğunu vurgulayan Antakya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Abdullahoğlu başta kendisinin olmak üzere hiçbir Hataylı’nın Hatay’ı terketmeyeceğini ve Hatay’ın yeniden inşa edilmesi için gerekli tüm çabayı hep birlikte yapacaklarını ifade etti.
Çalıştay’a Hatay’dan Antakya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Abdullahoğlu ile Türkiye Gazeteciler Federasyonu Antakya Delegesi Seyfettin Uygun katıldı.