Antakya Ayakkabı İmalatçıları: Sorunlarımız Çözülsün Önemli Üretim Merkezi Oluruz!
Hatay ili imalat sektöründe önemli yer tutan alt sektörlerden biri de ayakkabı sektörüdür. Sektörde belli bir tecrübe birikimi bulunmakla birlikte, özellikle sermaye birikiminin yeterli olmaması ve eğitim düzeyinin düşük olması, teknolojik gelişmeleri izlemeyi zorlaştırmaktadır. Hatay ili ayakkabı sektöründe tecrübeli ayakkabı ustaları bulunmakla birlikte, sektör bir bütün olarak el üretiminden sanayi üretimine geçememiş, küçük ölçekli, standart ürün üretemeyen ve düşük teknoloji kullanan bir yapı içerisinde kalmıştır. Bu yapı içerisinde öne çıkan Antakya ilçesi, çok kültürlü bir geçmişin getirdiği birikim ile özgün tasarımları, ince işçilikleri ve usta-çırak geleneğini barındıran ayakkabı merkezlerinden birisi olmasına karşın, mevcut potansiyellerini ortaya çıkarma açısından yeterince etkin olamamıştır. Antakya’daki ayakkabıcılık sektörü incelendiğinde, gerek ölçek, gerek işletme profili bakımından çoğunun zanaatkâr kökenli, emek-yoğun çalışan, küçük işletmeler olduğu görülmektedir.
Antakya ayakkabı üretiminde Önemli bir yere sahiptir. Hatay Valiliğinin açıklamasına göre “Hatay Ayakkabıcılık sektöründe Türkiye’nin belkemiğidir. Türkiye’nin en kaliteli ayakkabıları ilimizde üretilmekte, yurdumuzun erkek ayakkabı gereksiniminin %40´ı Hatay’dan karşılanmaktadır. Hatay’da Ayakkabı Sektöründe üretim taban imalatı ile başlamış, şu an ise; Hatay’da bir ayakkabının ham deri halinden, ayağa giyilen son şeklini alana kadar her evresi gerçekleştirilmektedir.” Diyor. Antakya’da görüştüğümüz Ayakkabıcılar Odası ve imalatçılar da %35 gibi rakamlar vermektedir.
Antakya’da Ayakkabıcılar Odası ikinci başkanı Mehmet Seferoğlu, ayakkabı imalatçısı Atakan Çelikkol, Murat Doğan ve diğer imalat yerlerini gezdik. Ayakkabı imalatındaki sıkıntıları ve çözüm yollarını anlattılar.
Sıkıntıları ve Çözümleri Şöyle Sıraladılar:
- En önemlisi saya ustası ve kalifiye işçi sıkıntısı. Yani bütün dükkanların camlarında “Sayacı aranıyor” yazılmaktadır. Devlet eğitim ve pratik anlamda bir çözüm bulmasını istiyorlar. Yoksa eskisi gibi geleneksel anlamda çırak, kalfa ve usta anlamında elaman yetişmediğinin altını çiziyorlar. Ustaların olmaması üretimin düşmesine ve siparişlerin aksamasına neden olduğu imalatçılar tarafından belirtiliyor.
- Ortadoğu kapısının açılmasını istiyorlar. Özellikle Suriye ile barışarak Yayladağ, Çilvegözü, Zeytin Dalı kapılanının açılması ile ayakkabı ihracatının maliyetinin düşeceğini ve zamandan kazanacaklarını söylüyorlar. Şu anda ihracat RORO yani deniz taşımacılığı ile sürdürüldüğünü ve bunun maliyetinin yüksek, zaman ise ihracat yaptığı ülkelerin eline 10-15 gün arasında geçtiğini belirtiyorlar. Sınır kapısının açılması ile bunun en fazla bir gün, bazı ülkelere ise 6 saat gibi ulaşacağının altını çiziyorlar.
- Ayakkabı sektöründe kullanılan üretim malzemeleri daha önce ithal edildiğini, şimdilerde ise bunun durdurulduğunu ve yerli imalata geçildiğini belirtiyorlar. İthalatın durdurulmasına karşı olmadıklarını ama bunun kademe, kademe yapılması daha uygun olacağını açıklıyorlar. Çünkü yerli imalatın kendi kullandıkları malzemeleri karşılayamadığını, bu anlamda da üretimin aksadığını belirtiyorlar.
- Elektrik tüketimi anlamında ciddi fiyat artışlarının canlarını yaktığını ve bu anlamda devletin bir destekleme şeklinde ya da imalatçılara uygun fiyatın belirlemesi gerektiğini ifade ediyorlar. Elektrik borçlarını ödeyemediklerini belirtiyorlar. Elektrik olmaz ise makinelerin çalışmayacağını da belirtiyorlar.
- Çek yasasının yeniden düzenlenmesini istiyorlar. Çekler yüzünden milyonlarca alacaklarının ödenmediğini, bu anlamda bankalar kendilerine haciz getirdiğini, bunun daha ciddi bir imalatçının ya da alacaklının lehine düzenlemesi şeklinde öneriyorlar.
- Sigorta primlerinin yüksek olduğunda ayakkabı imalatında çalışanların %60’nın sigortasız çalıştığını belirtiyorlar.
Mehmet Seferoğlu (Antakya Ayakkabıcılar Odası İkinci Başkanı)
Bizim en önemli sıkıntımız çırak, kalfa ve usta bulma sıkıntımız vardır. Daha önce insanlar bu mesleğe çırak olarak çocuklarını bize bırakırlardı. Bu günlerde artık bize çalışması için çırak gelmiyor. Yine daha önce Eğitim Enstitüsünden destek alıyorduk, bura da kapandı. Antakya ayakkabıcılar odası olarak bütün imalatçı arkadaşlar sıkıntı çekiyorlar. Bizim Antakya’da ayakkabı üretimi Türkiye’nin %35’ni karşılamaktadır. Bizim Ortadoğu’ya %10 civarında ihracatımız bulunmaktadır. İhracatımız Yayladağ, Cilvegözü ve Afrin kapısı kapanınca sıkıntıya girmeye başladık. Şimdi RORO gemileri İskenderun ve Mersin gemileri ile gönderiyoruz, çok geç ulaşmaktadır. Buna bir çözüm bulmalarını istiyoruz. Daha önce Reyhanlı, Yayladağ ve Afrin kapıları açık olduğunda Ürdün’e kadar 12 saatte gönderebiliyorduk. RORO ile 15 gün sürmektedir.
Biz daha önce bu sıkıntılarımızı bakanlarımıza ilettik. Bizim önerimiz Suriye ile bir barış sağlanabilir, küsmek bize yakışmaz, biz oradaki kardeşlerimizle barış içinde yaşamalıyız.
Cumhurbaşkanımızın söz verdiği sanayi sitesinin alt yapısı bitti. 11’ci ayda ihalesi yapılacak ve daha güzel yerlerde ve imalathaneye gelen müşteri açısından güven içinde olacağımıza eminiz.
Başta Cumhurbaşkanımız, bakanlarımızdan bu elektrik fiyatlarına bir çözüm bulmalarıdır. Bu fiyatlarla elektrik borçlarının altından kalkamayız. Biz artık makineleştik ve elektrikle işimiz, elektrik bizim her şeyimiz ve buna bir çözüm bulmalarını istiyoruz.
Hammadde sıkıntısı yaşıyoruz. Daha önce lastik, karton ithal ediliyordu, şimdi durduruldu ve biz üretiyoruz ama bu bizim ihtiyaçlarımızı karşılayamadığı için sıkıntı yaşanıyor ve çözüm bulunmasını istiyoruz.
Atakan Çelikkol (Ayakkabı İmalatçısı)
Biz ayakkabıcıların çoğu köhne yerlerde çalışıyoruz. Bizim devletimizden istediğimiz bu mesleğin ağır meslek gurubuna alınmasını istiyoruz. Neden : Mesleğe gelen gençlerimiz kötü yerlerde ve merdiven altlarında çalıştıklarından ötürü; Anneler ve babalar çocuklarını bu mesleğe göndermiyorlar. Ben 42 seneden beri meslekteyim, prim doldu ve emeklilik yaşı bekliyorum. Ben astım hastayım nedeni ise kronik meslek hastalığından dolayıdır. Önerimiz: Kooperatiflerin, Odanın ve Devletimizin daha güzel yerlerde işçilerimizin çalışması için sigorta ve iyi şartlarda insanların çalışması için el atmaları gerekmektedir.
Antakya üretim anlamında küçümseniyor, merdiven altlarında iş yerleri vardır. Ama gördüğünüz gibi fabrikasyon anlamında da ciddi imalat yerlerimiz vardır. Ortadoğu kapısı açık olsa daha güzel işler yapacaktır.
Bizim Antakya’da %40 insanlarımız bu sektörden geçim sağlamaktadır. Bizim sektörün durumu düzelirse aynı zamanda piyasa canlanacaktır. Bizim ayakkabı sektörü çalışanlar,aynı zamanda, yemesini de bilir. Ayakkabı çalışanları çok çalışıyorlar. Sigortaları çoğunun yoktur. Bütün bunlara ilişkin sigortalama da devletin desteğine ihtiyaç vardır.
Murat Doğan (İmalatçı)
Toplumun en temel ihtiyacı ayakkabı ve giysidir. Günümüzde bu ihtiyaçları karşılamakta zorlanıyoruz. Önemli nedenlerden biri olduğunu düşündüğümüz işçi bulmakta zorluk çekiyoruz. Devletimiz fabrikalarımıza “istihdam için zorluyor” biz de işçi ve usta bulmakta zorluklar çekiyoruz. Bunun en temel sorunu ise meslek okullarının olmaması ve bizim alanda pratik insanın meslekte yetişmemesidir. Devletimiz zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarınca 19 yaşına gelen gençlerimiz artık meslek ve yapmayı istemiyor. Devletimizden talebimiz: Bu konuya el atması ve çözüm bulmasıdır. Yoksa sürekli ülkemiz ithalata mecbur olacaktır.
Yine devletimizden ikinci beklentimiz çek ve senet meselesine bir çözüm bulmasıdır. Çek verenin teminatı, sorumluluğu anlamında vatandaş 20 sayfalık çek alıyor, istediği kadar çek veriyor sonra da karşılığı olmayan bu çekler yüzünden esnafımız ve ticaretle uğraşanlara ciddi zararlar vermektedir. Bu kanayan yaraya da bir çözüm bulunmalıdır.
Bir Not Düşelim:
İmalatçılar dışında görüştüğümüz ustaların çoğu hasta, çoğu sigortasız, 60-65 yaşında gelmişler emekli rüyaları bile yok. Anlatmalarını istediğimizde ise “Valla devlet iş yerinde bindirir, bizi de işveren kapıya koyar. Yani hem biz, hem işveren zarar görür. Biz bunu göze alamayız.” Diyorlar.
HÜSEYİN GÜLER