ANTAKYA’DA DEPREM SONRASI KENT KİMLİĞİ VE KENTSEL HAFIZANIN KORUNMASI İÇİN YOL HARİTASI ARANDI

Atayurt Gazetesi
Atayurt Gazetesi tarafından
25 Ekim 2025 yayınlandı / 25 Ekim 2025 14:40 güncellendi
ANTAKYA’DA DEPREM SONRASI KENT KİMLİĞİ VE KENTSEL HAFIZANIN KORUNMASI İÇİN YOL HARİTASI ARANDI

Mustafa Kemal Üniversitesi’nde TÜBİTAK 1001 kapsamında yürütülen “Antakya’da Deprem Sonrası Kent Kimliği ve Kentsel Hafızanın Korunması” başlıklı projenin çalıştayı düzenlendi.

Açılışta, Depremler sonrası kentlerin iyileşme sürecinde kentsel kimlik ve kolektif bilincin korunmasının kritik önemde olduğu vurgulandı.

TÜBİTAK destekli çalıştayda, Antakya’nın yeniden inşasında yerel bileşenleri sürece katan hibrit yönetişim modeli önerisi öne çıktı; saha verileri, güvenli yapı ihtiyacının tek tip mimariyle değil sosyal doku ve komşuluk ilişkileri gözetilerek karşılanması gerektiğini ortaya koydu.

Çalıştay Düzenleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Muharrem Güneş, İtalya’daki L’Aquila (2009) ve Yeni Zelanda’daki (2011) uygulamalardan çıkarımlarla, teknokratik hız ve barınma önceliği ile yerel katılımın birlikte tasarlandığı hibrit modelin Türkiye koşullarına uygun olabileceğini belirterek,

“Sivil alanın; üniversiteler ve yerel yönetimler dâhil genişletilmesi, karar süreçlerine katılımın kurumsallaşması gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.

Mustafa Kemal Üniversitesi  Rektörü Prof. Dr. Veysel Eren, Antakya’nın çok katmanlı tarihî-kültürel birikimine dikkat çekerek, kentin ruhu ve hafızasının korunması için akademi–kamu–sivil toplum işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Eren, üniversitenin tüm birikimiyle sahada çözüm üretmeye devam ettiğini ifade etti.

Proje ekibi adına Dr. Öğretim Üyesi Seren Yörüm Altınay, nitel saha araştırmalarından görüşmeler ve deprem yaşamış illerde teknik geziler yürütüldüğünü, verilerin tematik ve söylem analiziyle işlendiğini aktardı.

Bulgular; güvenli, az katlı ve mahalle ölçeğini gözeten yerinde dönüşüm ihtiyacını, komşuluk bağlarının ve yürünebilir karma kullanımlı alanların önemini ortaya koydu.

Katılımcılar, TOKİ tipi tek tip yerleşimlerin sosyo-kültürel dokuyu taşıma kapasitesine yönelik endişelerini dile getirdi.

Araştırmada ayrıca, kurumsal eşgüdüm, bilgi akışı ve katılım başlıklarında yaşanan sorunların, toplumsal düzeyde bir güven krizine yol açtığı; kalanların kısa vadeli altyapı–barınma, göç edenlerin ise eğitim–sağlık–ekonomi gibi yaşam kalitesi göstergilerine odaklandığı tespit edildi.

Projenin sonuçlarının Haziran 2026’da kitaplaştırılarak paylaşılması planlanıyor.

 

Yorum Ekle

ANTAKYA’DA DEPREM SONRASI KENT KİMLİĞİ VE KENTSEL HAFIZANIN KORUNMASI İÇİN YOL HARİTASI ARANDI

Bu Yazıyı Paylaş

Bildirimler
0