ATATÜRK DÜŞÜNCE DERNEĞİ ANTAKYA ŞUBE BAŞKANI DOÇ. DR. KEZBAN KURAN, BASIN VE DEMOKRASİ ŞEHİDİ UĞUR MUMCU’YU KATLEDİLİŞİNİN 32. YILINDA YAYINLADIĞI MESAJLA ANDI:

UĞUR MUMCU, DÜZENEN KARŞI DİRENEN BİR SAVAŞÇIYDI!
Atatürkçü Düşünce Derneği Antakya Şube Başkanı Doç. Dr. Kezban Kuran, Basın ve Demokrasi Şehidi Uğur Mumcu’nu düzene karşı direnen bir savaşçı olduğunu söyledi.
Uğur Mumcu’nun katledilişinin 32. Yılında mesaj yayınlayan Başkan Doç. Dr. Kezban Kuran, “Uğur Mumcu, yetim hakkı yiyenleri, ülkeyi soyanları teşhir eden, soyguncu düzene karşı direnen bir savaşçıydı” vurgusunu yaparak düşüncelerini şöyle aktardı:
“Ocak ayı, canı pahasına halka doğruları söylemeyi ilke edinmiş, Cumhuriyet değerlerinin yaşaması, çağdaş bir ülke ideali, mutlu ve barış içinde yaşayan bir ulusun var olması için çaba gösteren Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinin yılmaz birer savunucuları olan, Atatürk ve ilkelerine karşı olanlarla yaşamları boyunca mücadele eden aydınlarımızı birer birer kaybettiğimiz acı dolu bir ay oldu. Onat Kutlar, Metin Göktepe, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy hep Ocak ayında yitirdiklerimiz. Ayrıca Sabahattin Alileri, Bahriye Üçokları, Ahmet Taner Kışlaları, Necip Hablemitoğullarını, Gaffar Okanları ve adını sayamadığımız nice cesur, aydın ve yiğit insanları kaybettik. Onların acılarını hep yüreğimizde hissettik. Türk Ulusu ne siyasi cinayetlere kurban giden bu yiğit evlatlarını ne de onların katillerini işbirlikçilerini ve azmettiricilerini asla unutmayacak ve unutturmayacaktır.
24 Ocak 1993 tarihinde elim bir suikast ile kaybettiğimiz Uğur Mumcu, yetim hakkı yiyenleri, ülkeyi soyanları teşhir eden eğilmeyen, bükülmeyen, çıkarcı, ikiyüzlü, soyguncu düzene karşı direnen bir savaşçıydı. Bu ülke ve halkı için çalışmış, yedi düvele kafa tutarak kurtuluş savaşı vermiş, halkının hep yanında olmuş ve onun haklarını savunmuş Mustafa Kemali, 12 Eylül’ün siyasal ürünü olan İrtica ve bölücülüğün uluslararası kaynaklarını, destekçilerini onun kaleminden daha iyi öğrendik. . Çünkü o fikirlerine ipotek koydurmadı, kalemini satmadı ve asla kiraya vermedi. Hep araştırdı. Belgelerle konuştu ve yazdı..
Gazeteci-yazar Uğur Mumcu’nun evinin önünde kurulmuş haince bir tuzakla aramızdan ayrılışını ve bu cinayetin hala aydınlanamayışının 32. Yıldönümü. Ayrıca 31 Ocak1990 günü yine evinin önünde alçakça vurularak öldürülen, derneğimizin kurucularından Muammer Aksoy’un ölümünün ve cinayetin aydınlatılamayışının da 35. yıldönümü olacak. Ne acı katillerinin hala bulunamaması.Söylenen sözler, yazılan şiirler, akan gözyaşları, eşlik edilen türküler haince öldürülen aydınlarımızın o yiğit insanların acılarını asla dindirmez ve hafifletmez. Katiller ve işbirlikçileri, askere ve emniyet güçleri üzerine kurdukları kumpasın, katlettikleri yargının ve adaletin, özgür basına yaptıklarının hesabını vermelidirler. Bu hesabı onlardan sormalıyız. Uğur Mumcunun dediği gibi “Unutmayalım ki cesur bir kez, korkak bin kez ölür. Önemli olan, insanın böyle bir toplumda “mezar …taşı” gibi sessiz kalmamasıdır.
Emperyal güçlerin ve uşaklarının ipliğini pazara döken Uğur Mumcu’yu, Muammer Aksoy’u ölüm yıldönümlerinde bir kez daha özlem ve saygıyla anıyoruz.”