ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ ANTAYA ŞUBE BAŞKANI KEZBAN KURAN’DAN ÖĞRETMENLER GÜNÜ MESAJI: ÖĞRETMENLERİM, CEHALETLE SAVAŞIN VAR!
Atatürkçü Düşünce Deerneği Antakya Şubesi Başkanı Doç. Dr. Kezban Kuran, Öğretmenlerin Cehaletle, kötülükle, tembellikle savaşların var olduğunu dile getirdi.
24 Kasım Öğretmenler günü dolayısıyla mesaj yayınlayan Başkan Kezban Kuran; “Öğretmen olmak, yüzlerce çocuğa sahip olmak demektir” vurgusunu yaparak düşüncelerini şöyle aktardı:
“Kırk beş yıl öğretmen yetiştiren bir akademisyen olarak, bu öğretmenler gününde sizlere bir mektup yazsaydım neler derdim diye düşündüm ve duygularımı dile getiren aşağıdaki mektubu yazdım.
“Sevgili öğretmenlerim;
Öğretmenlik mesleği herkesin gördüğü kadar kolay bir meslek değildir. Çünkü Öğretmen olmak, yüzlerce çocuğa sahip olmak demektir. Yüzlerce evlada sahip olmanın verdiği sorumluluğu taşıyabilmek demektir. Öğretmen olmak, kötülüklerle, yanlışlarla, yalanlarla ve gerekiyorsa çevreyle de savaşman demektir. Hayata olumsuz bakanlarla boğuşman demektir. Boş ver kardeşim diyenlerle uğraşman demektir. Ve tüm bu uğraşları verirken enerjini kaybetmeden, daha da enerji alarak yoluna devam edebilmen demektir. Bunları yüreğinin derinliklerinde hissedebiliyorsan öğretmenlik işte o zaman sana kolaydır.
“Öğretmenler yeni nesil sizin eserinizdir” diyen Atatürk, toplum düzeninin değişmesinde ve toplumun gelişmesinde en önemli misyonu öğretmenlere yüklemiştir. Atatürk daha 1924’te: “Yeni kuşak en büyük cumhuriyetçilik dersini… öğretmenden alacaktır.” demiş ve öğretmenlere: “Sizin başarınız, cumhuriyetin başarısı olacaktır.” diye seslenmiştir. O büyük insan Cumhuriyeti gençlere, gençleri de siz öğretmenlere emanet etmiştir. Böylesine bir emaneti taşımak ve yetiştirmek görevi çok büyük ve bir o kadar da kutsaldır sevgili öğretmenim. Cehaletle, kötülükle, tembellikle savaşın var. Okuduklarını anlamaları, hayatı iyi tanımaları için seni bekleyen çocuklarının elinden tutup köy köy, bucak bucak, bölge bölge gezdirecek, ona yurdunu, tarihini çağdaş ve aydın bir insan olmayı iyi anlatacaksın. Ülkemizin nasıl çağdaş medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarılacağını iyi belleteceksin. Ona bağımsızlığı, demokrasiyi, dostluğu, sevgiyi, barışı, kısacası insan olmayı öğreteceksin. Ve sevgili öğretmenim hepsinden önemlisi Atatürk’ü, kurduğu Cumhuriyeti ve yaptığı devrimleri, neden gençlere çok güvendiğini ve Cumhuriyeti neden gençlere emanet ettiğini anlatacak ve öğreteceksin. İyi anlat öğretmenim, ona iyi öğret ki, Mustafa Kemalin Ülkemiz için yaktığı meşale, elden ele dolaşarak yurdumuzu daha çok aydınlatsın.
Biliyorsun bugün ülkemizde sorunlar yumağı haline gelmiş bir eğitim sistemi ve bu sistemin yetiştirdiği insan modelleri var. Yaptığı binalar yıkılan mühendisler, yanlış ya da eksik tedavi sonucu hastası ölen doktorlar, devleti dolandırmayı ilke edinmiş iş adamları, adaleti kendi anlayışına göre dağıtan hakimler, yargıçlar hep bu sistemin ve giderek kalitesi düşürülen ve bilimden uzaklaştırılan eğitim sisteminin ürünü değil mi? Unutmayalım ki öğretmenler olarak sizler iyi değilseniz cehaletle Cumhuriyet düşmanlarıyla mücadele edecek gücünüz ve azminiz yoksa, ülkenin hiçbir şeyi iyi değildir. Her gün kendinizi bilimin ışığı altında yenileme ve geliştirmenin yanında, öğrencilerinizi bilgilendirmek kadar çalışkan, dürüst ve güvenilir olmayı, sevgiyi, saygıyı, kardeşçe yaşamanın, paylaşmanın değerini kavratırsanız, doğruları ve gerçeği anlamalarına yol gösterirseniz Mustafa Kemal Atatürk’ün çok güvendiği gençliğin yetişmesine daha fazla katkı sağlarsınız. İşte bu nedenle insan yetiştirme gibi dünyanın en zor işlerinden birini üstlenmiş bulunmaktasınız. Yolunuz hep açık, olsun sevgili öğretmenim.
Bu duygularla ebediyete göçmüş öğretmenlerimizi saygıyla anıyor, sizlerin 24 Kasım öğretmenler gününüzü kutluyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlık fikirlerini anlayacak, yaşatacak, gençlerin yetiştirilmesinde başarılar diliyor, hepinizin o aydınlık anlından sevgiyle, saygıyla öpüyorum. “