Atatürkçü Düşünce Derneği: Hilafete ve saltanata izin vermeyeceğiz
Atatürkçü Düşünce Derneği, Ayasofya’nın açılışında Atatürk’e dil uzatan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş hakkında yargı yoluna başvurulacağı belirtildi.
Yapılan Basın açılmasında Hilafete ve saltanata izin verilmeyeceğinin altı çizilerek şu ifadelere yer verildi:
Lozan Barış Antlaşması’nın 97. yıl dönümüne denk getirilen; Ayasofya’nın ibadete açılması münasebetiyle, kılınan ilk Cuma namazında; Büyük Atatürk’ün kurduğu Diyanet İşleri’nin Başkanı minberde; “Allah’ın izni ve inayetiyle İstanbul’u fethe mazhar olan, aziz şehrin tek bir taşına bile zarar gelmesine izin vermeyen, cennetmekân Fatih Sultan Mehmed Han’a ve 1 Haziran 1453’te Ayasofya’da ilk Cuma namazını kıldıran ilim ve hikmet tabibi Akşemseddin Hazretlerine selam olsun.” demiştir. Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu ve İstanbul’u işgalden kurtaran Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü anmamıştır.
Diyanet İşleri Başkanı’nın kendi dilinden konuşursak(!); adaletli davranmamıştır, hak yemiştir… Haddini aşarak; “Bizim inancımızda vakıf malı kutsaldır. Dokunanı yakar. Vakfedenin şartını çiğneyen lanete uğrar” sözleriyle de isim vermeden, Büyük Atatürk’e “lanet” okumuştur.
Vatanımızı, İstanbul’u ve Ayasofya’yı işgalden kurtaran; Ayasofya’yı tamir ettirerek koruma altına alan, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e yönelik bu çirkin söylem, Türk Milleti adına utanç vericidir, saygısızlıktır… Atatürk’ün manevi şahsiyetine hakarettir, suçtur. Ayrımcılıktır, milli, insani, dini, vicdani, ahlaki her türlü değerlerden uzaktır.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün hedef alınması, Diyanet İşleri Başkanı’nın sahip olduğu zihniyetin açık tezahürüdür. Bu kişinin, Diyanet İşleri Başkanı olarak görev yapması hem Anayasaya hem de Diyanet İşleri Kuruluş Kanunu’na aykırıdır. Diyanet İşleri Başkanı’nın gaflet ve delalet içinde olduğu aşikardır…
Falih Rıfkı ATAY’ın sözlerini hatırlatıyoruz: “Bir tek Türk’ün bile Atatürk’e sövebildiği Türkiye nesi ile övünebilir? Camilerimizde dolaylı veya dolaysız sövüyorlar. O camiler ki, Atatürk olmasaydı, pek çoğunun minareleri çoktan çan kuleleri olacaktı.” (Falih Rıfkı Atay, Atatürkçülük Nedir, s.210).
“İstanbul’u alan Büyük Fatih, bu azametli, kudretli padişah hakikaten bütün İslam dünyasının, bütün Türk dünyasının hakkıyla istifade edebileceği bir zattır.” sözlerinin sahibi, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün büyüklüğünü, tarihi bilgi ve birikimden yoksun kişilerin anlamasını elbette beklemiyoruz.
Lozan Barış Antlaşması’nın 97. yıl dönümüne denk getirilen, açılışla, Atatürkçü Düşünce’ye, çağdaş kazanımlara, laik ve demokratik cumhuriyete açıkça meydan okunduğu gün yüzüne çıkmıştır. “Hilafet isteriz” sloganlarıyla yürüyenleri, söz ve davranışlarıyla Büyük Atatürk’e hakaret edenleri görmeyenler; dün, bütün güçleriyle Atatürkçü ve yurtseverlere baskı uygulamışlardır. Zulüm etmişlerdir.
Tekrar tekrar söylüyoruz ki hilafet ve saltanat heveslilerine meydanı boş bırakmayacağız. Demokratik ve yasal haklarımızı sonuna kadar kullanarak mücadelemizi sürdüreceğiz. Eylem ve söylemleriyle suç işleyen, Diyanet İşleri Başkanı hakkında yargı yoluna müracaat edeceğimizi ilan ederiz…