Ayakkabı İmalatçıları: Ya Destek Alırız Ayağa Kalkarız, Ya da Yok Oluruz!
Hatay fason ayakkabı üretiminde Türkiye’de önemli bir yere sahiptir. Hatay’da depremle birlikte ayakkabı imalat yapan yerlerin tamamına yakını yerle bir oldu.
Depremle birlikte imalatçılar uzun süre üretim yapamaz duruma geldiler. Kalifiye işçileri, ustaları ve üretim ekipmanlarını da yitiren imalatçılar bu güne kadar halen toparlanmış ve ciddi üretim yapacak duruma gelmemişlerdir.
Ayakkabı İmalatçılar Çarşısı’nda 450’ye yakın fabrika ve imalathane bulunuyordu. Bu çarşıda 10 binden fazla işçi istihdam ediyordu, bu çarşıdaki tesislerin tamamı depremle birlikte yok oldu. İmalatçıların bir kısmı yani imkanı olanlar Antakya’nın dağın eteklerine kendilerine bir yer yaptılar ama bu son derece eksik olarak imalat yapıyorlar, büyük çoğunluğu ise Reyhanlı Sanayi sitesine taşındılar. Ayakkabıcılar kendileri için yapılan Antakya’daki sanayi sitesinin tamamlanmasını bekliyorlar.
Ayakkabıcılar devletten ciddi bir destek alamadıklarını ve evlerini, iş yerlerini, makinelerini en önemlisi ayakkabı alanında çalışanların ya depremde, ya da işsizlikten Antakya’yı terk ettiklerini belirtiyorlar.
İmalathanede çalışan işçilerde son derece sıkıntı çektiklerini, iş yerlerine bir saat uzaklıktaki konteyner kentlerden gelmeleri, gitmelerinin sorun haline geldiğini, yine ücretlerin yetersiz olduğunu, kalifiye elamanların yetersizliğinden iş yüklerinin ağırlaştığını belirtiyor.
Üreticiler dış pazarlarını yetirdiklerini, iş pazarında kendileri açısından sıkıntılı olduğunu söylüyorlar. Fason üretiminde yüzde otuz üretim yaptıklarını, bunun önemli bir üretim olduğunu devletin bu üretimi ayağa kaldırmak için desteklemesi gerektiğini ifade ediyorlar.
Kendi imkanları ile Antakya kalesinin eteklerinde yeni bir fabrika kuran ve eksikte olsa üretimini sürdüren Rodeo Shoes İmalat ve Toptan üretim yapan Hüseyin Serdar Yavuzkurt ve fabrika işçileri ile görüştük.
Hüseyin Serdar Yavuzkurt (Ayakkabı İmalatçısı)
Ayakkabı imalatı yapan kurumsal bir ayakkabı fabrikayız, kurumsal firmaların fason ayakkabılarının üretimini yapmaktayız. Depremden önce 11 tane Latin Amerika ülkelerine ihracat yapıyorduk. Depremden sonra kendi imkanlarımızla ayağa kalkmaya çalışıyoruz. Zor da olsa kendi iş yerimizi kurduk ve işimizi sürdürmeye çalışıyoruz.
Sektörümüz Bitmek Üzeridir.
Ayakkabıcıların durumu: Şu anda sektörümüz bitmek üzeridir. Hem alttan gelen kalifiye elaman, hem de sanayi sitemizin olmadığından dolayı, sanayi sitemizin temeli atıldı, sektör Antakya’dan Reyhanlı ilçeye taşınmıştır. Oraya personeli götürmek, getirmek problem yani Antakya’da her şey problemdir, zaten Antakya denilen bir yer de yoktur. Tırnaklarımızla iş yapıyoruz, biz firma değil, bütün firmalar bizim gibidir, haftanın iki günü elektrik gelmiyor, hammaddemiz hep çöp, işçi maaşları hep bizim cebimizden gitmektedir. Haftada iki gün elektrik kesintisi demek, firmanın erimesi demektir.
Devlet bizim için öncelikle yapması gerekeni yani özel afet bölgesi ilan etmelidir. Bizim gibi imalatçılar yeniden nasıl sermaye bulacağız, nasıl yeniden makineleri alacığız, sigorta primleri, eskiden kalan borçlarımızı nasıl ödeyeceğiz? Evlerimiz, iş yerlerimiz derken bunların yapılması gerekir, onun için Antakya ve Hatay ilimizin özel afet bölgesi ilan edilmesi gerekiyor.
Devlet sanayi sitemizi yaparak, imalatçıları ayağa kaldırmayı düşünüyorlar ama depremden önce imalatçıların envanterinde bulunan, depremde yıkılan yerler için, iş yeri için, hammadde için yardımcı olması lazımdır. Sektör ancak böyle ayağa kalkar.
Kapılar Yeniden Açılmalıdır.
Hatay’ın Ortadoğu ülkelerine açılan Cilvegözü, Yayladağ ve Zeytin Dalı sınır kapılarının açılması, son derece iyi olur. Bu kapılardan daha önce ekmek yiyen ayakkabı sektörü, yine bu kapıdan yararlanan ticaretle uğraşan firmalar vardı, bunlar durdu. Açılırsa bize ve başka sektörlere faydası olur.
Deprem Bölgesi İçin İthalata Kota Konmalıdır.
Antakya depremden sonra her şey yok olduğu için hayat çok pahalandı. Bizim depremden önce ürettiğimiz ile bu günkü ürettiğimiz maliyet aynı değildir, diğer illerle kıyaslanması mümkün değildir. Biz ödün vererek, işimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Diğer iller bizden iyidir bu da bizimle onlarla rekabet yapma şansımız ortadan kalkmaktadır. Devlet deprem bölgesindeki imalatçılar için girdiler konusunda yardımcı olması gerekir, yine ithalat konusunda bir kota koyması gerektiğini düşünüyorum. Büyük firmalar şimdi bizden değil yurt dışından ürün almaktadır, fason üreten bizim gibi firmalarda boşa düşmüştür. Bu anlamda devlet ithalatta deprem bölgesi için kota konulması ile Pazar alanımızı açacaktır.
Ayakkabı İmalatı Antakya’da Yok Olmasın.
Depremden önce 400’ün üzerinde imalatçı vardı, şu anda iki elin parmaklarını geçmez, bu süreç böyle devam ederse Hatay, Antakya ayakkabı imalatçıları içten, içe eriyip, kayıp oluyoruz. Bize devlet el atmazsa Antakya ayakkabı üretiminde olmayacak veya olamayacaktır!
Antakya’nın iki önemli üretim sektörü bulunuyor, birincisi ayakkabı üretimi ikincisi ise mobilya bu iki sektör ayağa kaldırılmazsa, fırıncısı, kasabı, yani Antakya’nın %60-70 insanın geçim kaynağı bu iki sektördür. El atılmazsa Antakya yeniden var olmaz.
Hüseyin Yunus Yülden (Fabrika Ustabaşı)
Antakya Bu Haliyle Yaşanmaz Bir Yerdir.
Depremden sonra zor-bela ustalarımız, patronlarımız bu yeri yaptılar. Zaten imkan, işçi, kalifiye elaman yetersizdir. Antakya yaşanmaz durumda, işçi bulmamız çok zor, herkes konteynerlerde yaşıyorlar, işçilerimizin çoğu başka şehirlere gitti, devletimiz yardımcı olurda ayağa kalkarız. İşçilerin yaşam standartları çok kötü, 4-5 kişi bir konteynerde yaşıyorlar, gidiş-gelişleri ise bir saatimizi almaktadır. Bunların düzenlenmesi gerekir.
Mehmet Koloğulları (Makineci)
İşçi Yükümüz Çok Arttı.
Devletten yardım görmedik, biz daha önce burada 250 çalışan 50 kişiye düşmüştür. Depremde arkadaşlarımızı yitirdik. Bizim işimize devam edebilmemiz için işverenlerin iş yerini açması gerekir, onlarda her şeyini kayıp ettiler. Hatay deyince ayakkabı ve mobilya üretimi gelir, devletin bu iki imalata yatırım yapması ve desteklemesi gerekir. Yani kendi imkanlarımızla çoluk, çocuğumuza ekmek götürmeye çalışıyoruz.
Mehmet Akkan (Makineci)
Asgari Ücretin Altında Zoraki Yaşamaya Çalışıyoruz.
Antakya ciddi sorunlarını yaşamaya devam ediyor. Elektrik, su, yol derken konteynerlerde yaşamaya çalışıyoruz, çocuklarımız için okul sıkıntısı koca Antakya’da 3-4 okul bulunmaktadır. Çocuklarımıza okul, dolmuş, otobüs servisleri istiyoruz. Belediye halk otobüslerini koymalı, bu konularda sıkıntı yaşıyoruz. Konteynerlerde ne zamana kadar yaşayacağız? Evlerimizi yıkıyorlar ama ne zaman evlerimize kavuşacağız, onu bilmiyoruz, bu konularda ilerleme yoktur. Biz asgari ücretin altında çalışan işçileriz, hayat çok pahalıdır. Bu zor yaşamdan kurtulmak istiyoruz. Bunun yolu da devletin bu konulara acilen el atması gerekir.
HÜSEYİN GÜLER