BAL ÜRETİMİNDE DÜNYA’DA İKİNCİ SIRADAYIZ, AMA BAL ÜRETİCİLERİ DERTLİ!
Hatay Arı Yetiştiriciler Birliği Başkanı Mehmet Ekici ile görüştük, sorunlarını, çözüm önerilerini, arıcılara düşün sorumluluk, halka düşen sorumluluk ve en önemlisi bu konuda devletin ne yapması gerektiği konusunda sorularımızı cevaplandırdı
Arıcılar Açısından 2024 Yılı Nasıl Geçti?
Maalesef 2024 yılı sezonu arıcılar açısından çok kötü geçti. İç Anadolu’ya giden arıcılarımız adete boş döndüler. Arıcılarımız boş döndüler ve ellerindeki üründe para etmiyor. Bizim merkez arıcıların belirttiği bir kilo balın maliyeti 220-230 arasındadır. Piyasada, Atatürk Orman çiftliğinde, kooperatiflerde 150-170 liraya kavanozlanmış markalı mallar satılıyor. Bu anlamda arıcılarımızın büyük bir desteğe ihtiyacı var.
Nasıl Bir Destek İstiyorsunuz?
Daha önceki tarım bakanına ve ilgili yerlere söylüyoruz. Çiftçilerimize mazot desteği veriliyor, biz de gezginci arıcı olduğumuz için mevsimde dört kez nakliye yapıyoruz, onun için arıcılarımıza mazot desteği verilmelidir. Arı beslemesi için ucuz şeker teşfiği olabilir Geçmişte depremde yapıldı, kovan başına 4 kilo hibe şeker verdiler. Devlete ait kooperatifler bizden 60-70 liradan bal istemektedir, arıcı nasıl üretimini devam ettirecektir? Zaten 12 lira kavanoz, 20 lira paketleme bunu 170 çıkardığınızda geriye kalan gerçekten balmıdır? Atatürk Orman Çiftliği alıyor ve şarap yapıyor, mutlaka kooperatiflerimiz üreticiden mal alması gerekir.
Arıcılarımız Üretim Açısından Dünyada Nerede Yerini Alıyor?
Arıcılarımız arıcılık açısından dünyada ikinci büyük sektördür. Bizim 9 milyon kovan var, bundan aşağı-yukarı 16-17 kilo bal alınmaktadır. Dünya ikincisi bir sektörde bal üretmek yetmiyor, arıcılarımıza alternatif gelir kaynakları yapmak gerekir. Örnek, arı sütü, polen, propoles, arı zehiri, bunlar içinde kurslar verilmeli, teşvik edilmeli ve önlerinin açılması gerekir. Biz Hatay’da alternatif propoles yani arıların bitkilerden toplanan, anti-septik gibi bunlar doğal bir antibiyotik bunun katı halde kullanılması yasak ve zararlıdır. Bunun için Hatay Büyükşehir ve Valilikle görüşerek 1 milyon altıyüzbin liralık proje yaptık. Arıcılarımıza katı olan propolisi esktre hale getirmek için yaptık. Bunun yarısını valilik, diğer yarısını da Büyükşehir belediyemiz verdi. Bu çok önemli modern dünyada Uzakdoğu’da çok önemseniyor ve bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Sentetik antibiyotiklerden farklı bir özelliği var, iki sentetik antibiyotiği kullanamazsınız, ama bir sentetik, bir propolisi aynı anda kullanabilirsiniz.
Arıcılarımızın Ürünleri Neden Para Etmiyor?
Öncelikle piyasadaki sahte ürünleri, sahte balları devletin çok iyi kontrol etmesi gerekir. Daha geçen gün Ankara’nın göbeğinde 8 bin 150 ton sahte bal yakalandı. Bunu yapan Ankara’da fabrika kurmuş ve her markadanda etiketi var. Bu iş devletin görevidir. Arıcılarımız örgütlü toplumdur, bizim 72 bin üyemiz bulunmaktadır. Biz devlete önerdik kabul ettik, bir NMR cihazı, Avrupa standartlarına uygun bir cihazdır. Açılımı Nükler Manyatik Rezonans , bu balın röntgeninini çekiyor ve sahte balların geçmesi mümkün değildir. NMR cihazları alalı iki yıl oldu ama halen devreye sokulmadı. Piyasadaki mallar her yerde bulunuyor. İnsanlarımız para vererek evlerine zehir satın alıyorlar. Burada üretici kadar, tüketiciye de sorumluluk düşmektedir. Neden bunlar pahalı, neden onlar ucuz diye düşünmelidir. Bu sahte ballar yüzünden üretici haksız rekabete uğramaktadır. İkincisi halk sağlığı, halk bilinçli olmadığı için para verip almaktadır. Dünyadaki bal alanlar bu NMR cihazından geçirerek almaktadır. Bakanlığa sorduğumuzda ise “alt yapısı hazırlanıyor” diyerek bizleri oyalıyorlar. Arıcılarımız zor durumda hem balları yok, hem para etmiyor, biz arıcılar birliği sendika ve kooperatif değiliz, sadece arıcılarımızın daha iyi ürün alması için çalışıyoruz.
Bu Durumda Arıcılığı Bırakanlar Var mı?
Bizzat ben üyelerimden duyuyorum, örnek Hatay’da arıcıların yaş ortalaması 55 bu yaşlı bir üretici kesimdir. Nedenleri ise babası para kazanmazsa oğlu arıcılık yapmıyor, komşunun çocuğu arıcılığa özendirilmiyor. Bu insanlar arıcılığı bıraktığında tarımda da gerileme olacaktır. Arıcılık olmazsa ay çiçeği yağı olmaz, dediğimizde ütopik bir şey söylediğimizi sanıyorlar. Arılar ay çiçeğini tohumluyorlar, o zaman yağ olmayacaktır, arıcılar polirazsizyon desteği de istiyoruz. Örnek Amerika’da badem bahçesi sahibi arıcıya sen bizim bahçeye kovanları koy ve ben sana 120 dolar teşvik veriyim diyor. Biz de ise bizim bahçeye koy ve bana 5 kilo bal ver diyor. Her gün iki-üç arıcı benim arılarım öldü ve arıcılığı bıraktığını söylemektedir. Mesela Türkiye’de arıcılık meslek okulları ve yüksek okulları var, onlar gelip, bizde staj yapmalıdır. Böylece ara elaman sıkıntısı giderilir, hem de arıcılığa teşvik edilmiş olunur.
HÜSEYİN GÜLER