CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal; TÜGVA ve TÜRGEV Yurtları Devlete devredilmelidir!
CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal; “Tarım Kredi Kooperatiflerinin Görevi Futbol Takımlarına kaynak aktarmak değildir” dedi.
TBMM Genel Kurulunda Kooperatifler kanunu görüşülürken partisi adına söz alan Milletvekili Serkan Topal; “Çiftçilere borçları yüzünden haciz gönderen Tarım Kredi Kooperatifleri, bir yandan zarar ettiğini açıklarken diğer yandan sigorta şirketi aracılığı ile Profesyonel Futbol takımlarına isim sponsoru oluyor. Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır ?” diye sordu.
Hükümeti ve Tarım Kredi Kooperatiflerini eleştiren Milletvekili Serkan Topal, TÜGVA ve TÜRGEV’in de kamu kaynaklarını kullanarak elde ettiği öğrenci Yurtlarını YURTKUR’a devretmesi gerektiğini ifade etti.
CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal Genel Kurulda yaptığı konuşma da şu görüşleri dile getirdi:
ÇİFTÇİNİN TRAKTÖRÜNE HACİZ KONULURKEN FUTBOLA KAYNAK AKTARILAMAZ
“Tarım Kredi Kooperatifleri bu kadar zarar ederken profesyonel takımlara milyon liraları nasıl aktarabilir? Bir yanda, evet, dersiniz ki: Çiftçilerimizin, amatör futbolcuları, amatör spor anlamında destekleyecekleri şeyler olabilir. Ama siz profesyonel bir takıma destek olacaksınız, devletin parasını peşkeş çekeceksiniz, öbür yandan çiftçinizin traktörüne haciz koyacaksınız, çekiciyle tarladan aldıracaksınız. Vicdan mı bu?
Biz sporun desteklenmesini istiyoruz ancak önce Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçimize destek olacak. Kooperatif gibi çok ortaklı kurumlarda yönetim biçimi, ücret tercihleri demokratik yöntemlerle belirlenmeli ve ortakları rahatsız edecek düzeyde olmamalıdır.
Şimdi bu yasada Tarım Kredi Kooperatiflerine borcu olan çiftçimiz için ne var? Mesela, faizleri siliniyor mu? Mesela, traktörü hacizden kurtulacak mı? Hayır. Ya da bakkalın, kasabın, fırıncının, kahvecinin, lokantacının, esnafın lehine herhangi bir şey var mı? Yok.
Bizler de kadın kooperatiflerini destekliyoruz ancak lütfen ayrım yapmayın, ayrımcılık yapmayın, kadınları da bölmeyin.
HALKI İLE MAHKEMELİK OLAN CUMHURBAŞKAN
Ülkeyi yöneten bir Cumhurbaşkanı son on dokuz yıl içerisinde 160 bin soruşturma, 38.581 kişiye dava açıyorsa demokrasinin ve toplumsal dayanışmanın örneği olan kooperatifler nasıl gelişir, demokrasi nasıl gelişebilir? Devlet geleneğimizde Cumhurbaşkanını baba olarak görür vatandaş, sığınacağı bir liman olarak görür ama maalesef, sizin sayenizde, vatandaşın devlete olan güveni azaldı. Buna sebep olan sizsiniz. Dünyanın hangi ülkesinde 160 bin kişiye soruşturma açan bir Cumhurbaşkanı, bir devlet başkanı var? Cumhurbaşkanı şefkatli olmalı, kucaklamalı, hangi partiden olursa olsun sorununu çözebilecek bir makam olmalı Cumhurbaşkanlığı makamı ama siz bunu vatandaşın elinden aldınız. Düşünebiliyor musunuz; bir Cumhurbaşkanı kürsüye çıkıyor ve bir vaat veriyor, diyor ki: “Ben polise, öğretmene, hemşireye, din görevlisine, -sonra infaz koruma memurlarını da ekliyor- söz veriyorum ek 3600 göstergeyi vereceğiz.” Ya, bir Cumhurbaşkanı bir sözü veriyor, aradan üç yıl geçiyor ve o sözü daha yerine getirmiyor. Sayın AK PARTİ milletvekilleri, bu sözünü siz hatırlatmıyor musunuz? Buradan Sayın Cumhurbaşkanına, sayın iktidara bir kez daha bu sözü hatırlatıyoruz, Cumhurbaşkanına bu sözü bir kez daha hatırlatıyoruz. Umarım, en kısa sürede de bu sözü yerine getirebilir. Bir kez daha şunu söylüyoruz; o 160 bin soruşturma geçiren, o 38.581 kişinin de lütfen günahını almayın, Cumhurbaşkanı olarak da büyüklüğünüzü gösterin ve onları affedin.
Çiftçimiz mazotunu alamıyor, gübresini alamıyor -geçen de söylemiştim- elektrik faturasını yatıramıyor. Elektrik faturasını ödeyemiyor. Bizler ne yapıyoruz? Bizler burada, evet, her birimiz çıkıyor, konuşmaları yapıyor ama uygulayan şu anda iktidar, Hükûmet maalesef gereğini yapamıyor.
HAYIR İŞLERİ HELAL KAZANÇ İLE YAPILIR
Son olarak, bunu da söylemeden geçemeyeceğim: Hayır işleri, kişilerin ya da kurumların şahsi ve helal kazançları üzerinden yaptığı bir faaliyettir. Devletin malına çökerek, kamunun haklarını gasbederek vakıfa para aktarılamaz. Bu, bizim kültürümüze göre ayıptır, inancımıza göre de günahtır, hukukumuza göre de suçtur.
Bakın, Bolu’da İzzet Baysal Vakfı yüzlerce okul kuruyor, yetmiyor, üniversite yurtlarını da inşa ederek devlete teslim ediyor. Yine, aynı şekilde, 1984 yılında Sabancı Vakfı Ankara’da dönemin en yüksek katlı binasını yani 28 katlı kız öğrenci yurdunu inşa ediyor ve YURTKUR’a devrediyor. Yine, bakınız, rahmetli Vehbi Koç, 1949 yılında Ankara’da bir öğrenci yurdu yapıyor ve Ankara Üniversitesine devrediyor.
YURTLAR YURTKUR’A DEVREDİLSİN
Şimdi, peki, TÜGVA, TÜRGEV ve Ensar ne yapıyor? Mahkeme “Boşalt.” demesine rağmen ne yapıyor? Gasbediyor. Peki, Hükûmet ne yapıyor? Seyrediyor. Yapmayın arkadaşlar, yapmayın. Bir an önce TÜGVA da, TÜRGEV de tıpkı, Sabancı gibi, Koç gibi devlete bunları vermelidir, açık ve net söylüyoruz, bunları vermelidir. Hükûmetten de, milletvekili arkadaşlarımızdan da bu konuda destek bekliyoruz.”