CHP Milletvekili Atila Sertel: FETÖ’nün para babaları korunuyor garibanlar ceza alıyor
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Gazeteci kökenli Milletvekili Atila Sertel, FETÖ’nün para babaları korunurken, garibanların ceza aldığını iddia etti.
CHP Milletvekili Atila Sertel FETÖ Borsasını, “Fakir düz yolda şaşırır, zengin arabasını dağdan aşırır” atasözüyle özetledi.
Darbe girişiminin 4’ncü yıldönümünde Meclis’te basın toplantısı düzenleyen Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Atila Sertel, “Aradan geçen dört yılın özeti şudur: ‘Fakir düz yolda şaşırır, zengin arabasını dağdan aşırır’ diye bir atasözümüz var. FETÖ ile ilgili durum tam da budur. Bank Asya’da parası olduğu için polislerin, öğretmenlerin ihraç edildiği, suçsuz oldukları ve yargılanmadıkları halde binlerce kişinin işsiz bırakıldığı bir ortamda zengin FETÖ’cüler birer birer serbest bırakılmışlardır. Bu iki yüzlü tutumu toplumun vicdanına bırakıyorum” dedi.
Geçmişte AKP’liler tarafından dile getirilen FETÖ Borsası’na dikkat çeken CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, FETÖ Borsası olduğunu söyleyen eski ve yeni AKP milletvekillerini bu konuda bildiklerini anlatmaya davet etti.
Gazeteci olarak Ergenekon davalarını izlediğini, o dönem FETÖ’nün yaptığı zulmü şimdi AKP iktidarının FETÖ’yü gerekçe göstererek devam ettirdiğini ifade eden Sertel, “Geçmişte Ergenekon davalarını izleyen bir gazeteci olarak FETÖ’cü hakimleri biz iyi tanıyoruz. O dönemde FETÖ zulmediyordu, şimdi ise AKP FETÖ’yü gerekçe göstererek muhalif gördüğü tüm kesimlere zulmediyor. Bu açık ve net ortadadır. FETÖ’nün 15 Temmuz’da yaptığı kirli ve pis darbe girişimini, 20 Temmuz’da kendi lehine çeviren ve insanlara zulmeden AKP’nin sonu ilk seçimde gelmiştir. Bu kirli iktidar artık son bulacaktır” diye konuştu.
ÇARPICI ÖRNEKLER
FETÖ Borsası’na dair seçim bölgesi İzmir’den örnekler veren CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, FETÖ ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatılan Sondakika gazetesindeki basın emekçilerinin mağduriyetine değindi. Sertel, şunları söyledi:
“İzmir’de Sondakika diye bir gazete vardı. O gazete FETÖ ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle kapatıldı. Fakat sahibi ya da sahipleriyle ilgili herhangi bir işlem yapılmadı. Ama olan orada çalışan gazete emekçilerine oldu. Mazlum Vesek, Barış Yengiloğlu, Gökmen Küçüktaşdemir, Ozan Sirmen, Eda Ebru Naneci, Tülay Yıldız Doğan gibi on kadar gazetecinin kartı hala verilmiyor. 2011 yılında Eflatun Saygılı tarafından kurulan bu gazetenin kurucuları arasında Gökhan Karaca, Metin Kocakurt, Mehmet Tahir Kocakurt, Selçuk Sarıkaya ve Kail Senih Kasap gibi isimler var. Gökhan Karaca’nın FETÖ’den 31 yıl ceza alan Hidayet Karaca ile bir bağı var mı araştırmanızı istiyorum. Yine buu şirketin kurucu ortağı olan Mehmet Tahir Kocakurt, FETÖ’nün mavi bültenle aranan Türkiye imamı Barbaros Kocakurt’un abisi. Bütün bunlar açıkça ortada iken Eflatun Saygılı ve oğlu Bilal Saygılı ne yaptılar da FETÖ’den kurtuldular dersiniz? Bugün FETÖ firarisi olan Ege Üniversitesi eski Rektörü Cüneyt Hoşcoşkun’un temelini attığı bir cami inşa ettiler. Ege Üniversitesi kampüsüne yapılan ve 30 milyona mal olan camiyi de Sayın Cumhurbaşkanı’na açtırdılar. Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu caminin kimler tarafından yaptırıldığını çok iyi biliyorlardı. Hatta şimdiki il başkanı ve bazı milletvekilleri bu caminin Cumhurbaşkanı tarafından açılmaması için uğraş verdiler. Ama gelinen noktada sadece o gazetede çalıştıkları için basın emekçileri cezalandırılıyor, basın kartları iptal ediliyor, şimdi başka kurumlarda çalışmaların rağmen kartları verilmiyor. Fakat diğer taraftan Eflatun Saygılı’nın oğlu olan ve bir dönem FETÖ’den gözaltına alınan Bilal Saygılı’nın yaptırdığı Camiyi Cumhurbaşkanı açıyor. Böylesine iç içe geçmiş ilişkilere şahit oluyoruz. Bu aile ben bunları söyledim diye beni mahkemeye vermişler. Çok memnun oldum. Bu ailenin FETÖ ile olan irtibatının mahkeme tarafından da kanıtlanacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum.”
ORKİDE YAĞLARINA KİM ORTAK OLDU?
Konuşmasında Orkide Yağları’nın sahibi Ahmet Küçükbay ile örnek de veren CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, şöyle devam etti:
“İzmir’de FETÖ’nün babaları vardı. Bu babalar para babaları oldukları kadar FETÖ’nün finans işlerini organize ediyorlardı. Bunlardan biri de Ahmet Küçükbay idi. Ahmet Küçükbay kendisi açıkladı. ‘Ben küçük bir bakkal dükkanı sahibiydim. Fethullah Gülen’le tanıştım ondan sonra yolum açıldı ve yağ fabrikasının sahibi oldum’ dedi. FETÖ’den tutuklandı. Çok kısa bir süre yattı ve Eylül 2018 tarihinde de tahliye oldu. MASAK tarafından 668 milyon lira mal varlığı olduğu tespit edildi. Bu mal varlığının yüzde 73’ünün temiz olduğu, yüzde 27’sinin temiz olduğu belirtildi. Ve Ahmet Küçükbay’ın 200 milyonuna el konularak fabrikası, bütün değerleri kendine iade edildi. Şimdi buna biz ne diyebiliriz? Sabah Gazetesi’nden Dilek Güngör o dönem şöyle yazmıştı: ‘Mal varlıklarını temiz veya kirli diye nasıl sınıflandırıyorsunuz. Bu iş adamları kısmi günah mı işlemiş oluyor?’ Ahmet Küçükbay şimdi ticari faaliyetine devam ediyor ama nasıl devam ettiğini gazetecilerin araştırmasına bırakıyorum. Gazeteciler araştırsınlar, bu fabrikanın yeni ortakları kimlerdir? Ortakların içerisinde Cumhurbaşkanı’na yakın isimler var mı? Ahmet Küçükbay’ın şirketinin içerisine nasıl girdiler araştırılsın. Ahmet Küçükbay itirafçı da olmuştur. İtiraflarında AKP içerisinde bazı milletvekillerinin kendisiyle birlikte toplantılara katıldığını açıklamıştır. Bu milletvekillerinin arasında hala parlamentoda görev gören ve geçen dönem görev gören milletvekilleri vardır. Bu milletvekillerinin isimlerini de gazeteci arkadaşlar rahatlıkla bulabilir.”
ZİYARETE PANDEMİ ENGELİ!
Oda TV Ankara Temsilcisi Müyesser Yıldız’ı daha önce ziyaret ettiğini ikinci kez ziyaret etmek istediğinde ise Bakanlık tarafından “Pandemi” gerekçesi ile izin verilmediğini belirten CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, “Müyesser Yıldız’ı ziyaret için geçen hafta Adalet Bakanlığı’na dilekçe verdim. Pandemi gerekçesiyle ziyaret talebim reddedildi. Ancak biz milletvekilleri olarak cezaevindeki arkadaşlarımızla açık görüş yapmıyoruz zaten. Camın arkasından telefonla konuşuyoruz. Bu şekilde olduğu halde ‘pandemi gerekçesiyle’ izin verilmemesini anlayamıyorum. Adalet Bakanı’na sesleniyorum. Siz o arkadaşlarımızı hücrelerinde yalnızlaştırmak istiyorsunuz ancak gazeteci arkadaşlarımız asla ve asla yalnız değildir. Silivri’de ve Ankara’da gazeteci arkadaşlarımı ziyaret etmek için yine dilekçe vereceğim. Umuyorum ki pandemiyi gerekçe göstererek yine reddetmez” diye konuştu.