CHP’nin Gazeteci kökenli Milletvekili Utku Çakırözer’den AKP’nin ‘sosyal medya düzenlemesi’ne tepki: Sansür, Baskı ve Ceza yasası!
Basına ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar getiren ve kamuoyunda ‘dezenformasyon yasası’ olarak bilinen kanun teklifinin TMBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülmeleri tartışmalarla başladı.
CHP’nin Gazeteci kökenli Milletvekili Utku Çakırözer, AKP ve MHP’nin Meclis’e sunduğu basına ve sosyal medya yeni yaptırımlar getiren dezenformasyon yasasına tepki gösterdi.
SANSÜR, BASKI VE CEZA YASASI
AKP ve MHP’nin Meclis’e sunduğu dezenformasyon yasası görüşmeleri TBMM Adalet Komisyonu’nda başlarken, muhalefet teklifin 29’uncu maddesi ile basın ve ifade özgürlüğü alanındaki baskı düzenlemelerine ilişkin tepkilerini sürdürdü.
CHP’nin gazeteci kökenli Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, düzenlemenin düşünceye, ifadeye, habere, internete, sosyal ağ sağlayıcılarına daha fazla ceza, sansür getirdiğini söyledi.
Milletvekili Utku Çakırözer, şu ifadeleri kullandı:
“Dezenformasyon meselesi tüm dünyada olduğu gibi tabii ki bizim ülkemizde de önemli bir mesele ama biz teklifin geneline baktığımızda ‘dezenformasyon’ denilince teklifi hazırlayanların aklına ifade ve basın özgürlüğünün engellenmesi gelmiş, sansür gelmiş.
‘Dezenformasyon’ ve ‘niyet’ tanımının bu kadar muğlak bırakıldığı böyle bir yasa teklifi Türkiye’de sadece Gazetecileri değil, milyonlarca internet kullanıcısını iktidarın onaylamadığı bilgileri paylaştığı için cezai işlem riskiyle karşı karşıya bırakmakta.
Bu yasa zaten siyasi etki altındaki yargının elinde Gazetecileri, vatandaşları taciz etmenin, sindirmenin, gözdağı vermenin aracı hâline gelecektir.
“GAZETECİLER YARGILANIYOR, ENGELLENİYOR, HAPSEDİLİYOR”
Türkiye’de Basın ve ifade özgürlüğünün sıkıntılı alanlardan biri olduğunu dile getiren Milletvekili Utku Çakırözer, bu alandaki ihlalleri şöyle sıraladı:
“Ülkemizde adliyelerde haber peşinde koşması gereken meslektaşlarımız maalesef kendi haberlerini savunmak zorunda bırakılıyor.
Bu yılın ilk beş ayında Gazeteciler tam 30 kez hâkim karşısına çıktı, en az 35 gazeteci gözaltına alındı!
Gazeteciler her gün tehditle, engellemeyle karşılaşmakta. Biz burada Basın Kanunu’nu konuşurken Diyarbakır’da 21 gazeteci gözaltında tutuluyor, Avukatlarla görüşmelerine dahi izin verilmiyor.
Bir sendikanın kendi hak ve özgürlüğü bağlamında yapmaya çalıştığı açıklamayı izlemeye çalışan Gazeteciler yine Polis tarafında engellendi.
MİLYONLARIN İNTERNET ERİŞİMİ, İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE ENGELLEME
“Böyle bir ortamda getirilen 29’uncu madde daraltılmış özgürlük alanını; basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü alanını daha da daraltacak, yeni bir suç tanımı teşkil edecek ve ülkemizde sansürü, baskıyı maalesef artıracak unsurlar içermekte” diyen Milletvekili Utku Çakırözer, “Ayrıca yaratılan bu suç maddesiyle ilgili, bu kez sosyal medya ağ sağlayıcılarına da ellerindeki bilgileri Devletle paylaşmaları zorunluluğu getiriliyor. Yapmazlarsa yayın durdurmaya kadar gidecek yaptırımlar söz konusu. Milyonlarca vatandaşın internet erişimi, ifade özgürlüğü engellenme riskiyle karşı karşıya” dedi.
ERİŞİM ENGELLERİ, SANSÜR ARTACAK
Erişim engellerindeki ihlallere de değinen CHP Milletvekili Utku Çakırözer, erişim engelleri meselesinin Türkiye’de hem basın özgürlüğünü hem vatandaşların haber alma hakkını engelleyen önemli bir unsurlardan biri olduğunu söylerek açıklamalarına şöyle devam etti:
“Engelli Web verilerine göre Türkiye’de 2020 sonu itibarıyla 58 bin alan adı, 5.600 haber adresi erişime engellenmiş.
2022 yılı itibarıyla 510 bin “web” sitesi ve internet sayfasına erişim engeli bulunmakta. Bu erişim engellerinde karşımıza çıkan ilginç bir unsur ise genelde erişim engeli kararı alınırken gerekçe hep kişilik haklarının ihlal edilmesi.
Mesela bir yılda 1.097 haberde kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle erişim engeli kararı alınmış ama içeriğine baktığınızda 675’i yolsuzluk, usulsüzlük; 466’sı ise görevin kötüye kullanılması iddialarına ilişkin.
Yani ülkemizde ağırlıklı olarak yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, görevi suistimal, cinsel taciz haberlerine yönelik erişim engeli kararları getirilmekte.
Bu kanun kapsamında da yine erişim engelleme yetkisi artırılmakta, erişim engeli getirilebilecek, resen getirilebilecek hâllerin kapsamı genişletilmekte mesela MİT’le ilgili birçok hususa resen erişim engeli, BTK’ye erişim engeli getirme yetkisi verilmekte.”
ANAYASA MAHKEMESİNİ’NİN KARARLARINA UYUM YOK!
Artık sahte erişim kararlarıyla haberlere erişim engeli getirildiğine dikkat çeken Milletvekili Utku Çakırözer, sahte erişim engeli kararlarının haberlerinin de engellendiğine dikkat çekerken, erişim engelleri konusunda Anayasa Mahkemesi’nin pilot kararlarını hatırlatarak açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Gazeteler, internet siteleri konuyu Anayasa Mahkemesine taşıdı, Anayasa Mahkemesi de burada ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna vardı. Şimdi, Anayasa Mahkemesi ‘Erişim engeli için acil toplumsal ihtiyaç olmalı. Kamu makamlarının müdahale sınırı ortaya konulmalı. Keyfî uygulamalara yol açmayacak güvence oluşturulmalı. Sulh Ceza Hâkimlikleri erişim engeli kararlarına son çare olarak başvurmalı’ diyor. Bu konuda Meclis’ten düzenleme bekliyor. Bu 40 maddelik teklifte bunları ortadan kaldıracak düzenleme yok. Bir tane var, o da 9’uncu maddenin sonuna eklenen bir cümlecik ama bu koskoca Anayasa Mahkemesi kararının gerekçelerini karşılayacak bir husus değildir.”
GAZETELERE HAKSIZ, HUKUKSUZ İLAN AMBARGOLARINA SINIR YOK!
CHP Milletvekili Utku Çakırözer, düzenleyici kurumlar olan Basın İlan Kurumu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve İletişim Başkanlığı gibi kurumların iktidarı savunan, iktidara karşı eleştirileri göğüsleyen kurumlar haline dönüştüğünü söylerken, düzenleme ile bu kurumlara daha fazla yetki verilmesini eleştirerek şöyle konuştu:
“Gazetelere ilan ambargoları uygulanmakta. Evrensel Gazetesi 960 gündür, Yeni Asya gazetesi 860 gündür Basın İlan Kurumu’ndan ilan alamıyor.
2019 ve 2020’de Bir Gün, Cumhuriyet, Evrensel, Korkusuz, Sözcü gazetelerine yüzlerce gün ceza verilmiş.
2021’de Basın İlan Kurumu hangi gazeteye ne kadar ilan kesme cezası verdiğini açıklamamış. Basın İlan Kurumu kötü yönetilmekte. Nereden anlıyoruz? Meslek örgütlerine verilen yardımlar her geçen gün azalmakta!
Bunun nedeni de Basın İlan Kurumu’nun bütçesini iyi, düzgün yönetememesi. Basın İlan Kurumu’nun mutlak ama mutlaka Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından değil, Sayıştay tarafından denetlenmesi bir zorunluluk hâline gelmiştir.”
RTÜK VE BTK’NİN BASIN KARTI KOMİSYONU’NDA İŞİ NE!
Milletvekili Utku Çakırözer, gazetecilerin basın kartlarının verilmemesini eleştirirken şunları dile getirdi:
“Önümüzdeki kanun ile medya ile ilgili vakıf ve derneklere basın kartı verilmesi öngörülüyor. Bu çok geniş bir tanım, bunun daraltılması lazım.
Binlerce, on binlerce basın kartı verilmesi doğru değil. Basın kartının devlet tarafından verilmesi de doğru değil. Basın kartını meslek örgütü vermeli, sendika, cemiyet vermeli. Kimin gazeteci olduğuna devlet karar vermemeli, onların meslek örgütleri karar vermelidir.
Mesleğinde onlarca yılı doldurmuş gazetecilere verilen sürekli basın kartları da iptal ediliyor. Soyut gerekçelerle kart iptali demokrasiye aykırıdır.
Yine RTÜK ve BTK’nin Basın Kartı Komisyonu’na temsilci göndermesi doğru değil, Anayasa’ya da o kurumların kanunlarına da aykırı. Devletin basın kartı verme, iptal etme vesaire bu konudan elini çekmesi gerekir.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ENDEKSİ
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün hazırladığı 2022 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre Türkiye, 180 ülke içerisinde 149’uncu sırada yer alıyor. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Türkiye 2005 yılında 98’inci sırada yer alıyordu. Her yıl açıklanan endekse göre Türkiye 2010 yılında 138, 2015’te 149, 2020’de 154’üncülüğe gerilemişti. Bu gerilemede haberciliğe dönük “yoğun ve çeşitli baskılar” etkili oldu. RSF Endeksi’nde Türkiye ile ilgili olarak şu ifadeler yer aldı: “Recep Tayyip Erdoğan’ın aşırı yetkilerle donatılmış Cumhurbaşkanlığına ve otoriterliğine, basın özgürlüğünün hiçe sayılması ve yargı sistemine müdahaleler eşlik etti. Bazı gazeteciler, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’, ‘örgüt üyeliği’ veya ‘örgüt propagandası’ gerekçelerine dayandırılan keyfi kovuşturmalarda beraat etti. Gazetecilere yönelik tutuklamanın yerini adli kontrol aldı.”