Eğitim Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş: Üzgünüz, Öfkeliyiz!
Eğitim Sen Hatay Şube Başkanı Özgür Tıraş, ataması yapılmayan bir meslektaşlarını daha kaybetmelerinin üzüntüsü içerisinde olduklarını dile getirdi.
Yaptığı Basın açıklamasında, “Üzgünüz, Öfkeliyiz” vurgusunu yapan Hatay Şube başkanı Özgür Tıraş, Sosyal Bilgiler Öğretmeni Hasan Cihan Aslan’ı 26 yaşında ataması yapılmamasından dolayı hayatını kaybettiğine dikkat çekerek tepkisini şöyle dile getirdi:
“Yıllardır atama beklediği halde ataması yapılmayan arkadaşımız,meslektaşımız Sosyal Bilgiler Öğretmeni Hasan Cihan Aslan’ı 26 yaşında, henüz yaşamının baharında İzmir’de kaybettik.
Yüz binlerce öğrencimiz öğretmenlerine,meslektaşlarımız öğrencilerine kavuşmayı beklerken siyasi iktidarın tercihi sonucu öğrencilerimizin kamusal eğitim hakkı,öğretmen atamaları için ayrılmayan kaynaklar özel okul sahiplerine,tarikatlara,cemaatlere aktarıldı.Halka ait kaynaklar,halka ait bütçe öğrencilerimizin kamusal eğitim hakkı,öğretmen atamaları için ayrılsaydı şu anda meslektaşımız Hasan Cihan Aslan yaşıyor olacaktı.
MEB başta olmak üzere siyasi iktidarın öğretmen atamaları ile izlediği politika öğretmen alım sayılarının belirlenmesinden, öğretmen alım biçimine, istihdam şekline kadar hem atama bekleyen arkadaşlarımızın mesleki hakları hem de öğrencilerimizin kamusal eğitim hakkı ve memleketimizin geleceği açısından ciddi bir soruna dönüşmüş durumdadır.
Eğitim kamusal bir hizmet ve toplumsal fayda üretmesi gerekiyor. Toplumun tamamını, ortak geleceğimizi etkiliyor. Bu yüzden siyasi iktidarın, MEB’ in sürekli olarak “bütçe olanaklarını, yetersizliğini” gerekçe göstermesi önceliğin ve tercihin öğrencilerden, eğitim emekçilerinden yana olmadığının temel göstergesidir, kanıtıdır.
2002-2022 döneminde 19 bin 708 köy okulu kapatıldı. Eğitime erişim öğrencilerimizin en temel hakkı olmasına rağmen köylerde,kırsal kesimde yaşayan öğrencilerimiz okulsuz,öğretmensiz bırakıldı.
2022 verilerine göre norm açığının 120 bine ve ücretli öğretmen sayısının 86 bine yaklaşması,20 bine yakın köy okulunun kapatılması gerçekliği üzerinden değerlendirdiğimizde öğretmen ihtiyacı her süreçten daha fazla artmıştır. Öğrencilerimizin kamusal eğitim hakkının, eğitimin ve atama bekleyen öğretmenlerin gereksinimleri dikkate alınarak gerekli öğretmen atamaları gerçekleştirilmelidir. Söz konusu olan öğrencilerimizin kamusal eğitim hakkı, eğitim emekçilerinin hakları ve ortak geleceğimiz iken sermayeye, özel okullara, dini yapılara, cemaatlere aktarılan kaynakların öğretmen atamalarına ayrılamaması siyasi iktidarın ideolojik tercihidir.
En temel haklar olan eğitim ve sağlık hakkından “bütçe yetersizliği” gerekçesiyle sınırlamaya gidilmesinin sonuçları memleketin tamamını, ortak geleceğimizi olumsuz etkilediği bir gerçekliktir.
Yalnızca öğretmen atama sayılarının yetersizliği değil öğretmen alımı, biçimi de yarım milyonu aşkın öğretmen arkadaşımızın umutsuzluklarını artırmaktadır. Öğretmen alım şekli aynı zamanda yaşadığımız dönemin ruhunu da yansıtmaktadır. Öncelikle öğretmenlerin merkezi bir sınava tabii tutularak alınmasına, KPSS puanı ile alınmasına yönelik yıllardır itiraz eder, mücadele yürütürken şu an öğretmenlerin mülakat ile alınması, Anayasa Mahkemesi kararına,muhalefet partisi oylarıyla reddedilmesine ve meclis iç tüzüğüne rağmen meclise tekrar getirilerek meclisten çıkarılan düzenleme ile arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasına tabii tutulmaları ve 2016’ da KHK ile getirilen sözleşmeli öğretmenlik uygulaması ve son çıkarılan Öğretmenlik Meslek Kanunu ile kimin öğretmen olacağına ve öğretmen olarak mesleğine devam edebileceğine siyasi iktidarın karar verdiği bir uygulama haline dönüştürülmüş durumdadır.
1990’ larda eğitim fakültesi mezunu olan tüm öğretmenler atanabiliyorken artık kim-ler-in öğretmen olarak atanacağına ve öğretmen olarak mesleğine devam edip edemeyeceğine siyasi iktidar karar veriyor.
Atama bekleyen öğretmen arkadaşlarımız yarım milyonu aşan bir sosyal kesime dönüşmüş durumdadır. Yalnızca MEB’ in ücretli öğretmen ve norm açığı verilerine göre en az 200 bin öğretmen ataması yapılması gerekirken, yapılan açıklamalar gerekli atamanın yapılmayacağı tabloyu bir kez daha ortaya çıkarmaktadır.
Bir bütçe süreci yaşadık.Bütçeler politik metinlerdir. Bütçenin toplumun haklarından, ihtiyaçlarından yana kullanılmaması da siyasi bir tercihtir.
Bütçenin rakamsal olarak büyüdüğü ancak oransal olarak her geçen yıl daha da küçüldüğü bir durumu bu bütçe döneminde de yaşadık. Öğretmen atamalarının bütçeye açıkladıkları gibi “yük” olma gerekçesinin ise hiçbir karşılığı yoktur. Bütçede %1-1,5 oranında bir artış dahi en az 170 bin öğretmen ataması için yeterli olabilecekken tercih bir kez daha öğrencilerimizden,öğretmenlerden yana değil sermayeden,patronlardan yana kullanılmıştır.
Yeterli öğretmen atamasının yapılmadığı her gün öğrencilerimizin gelecek umudunu,öğretmen arkadaşlarımızın hayallerini,yaşamlarını kaybediyoruz.
Ataması yapılmadığı için meslektaşlarımızı ya başka işlerde çalışırken iş cinayetlerinde,ya da mesleğine,geleceğine dair hiçbir umudu kalmadığı anda intiharlarla kaybediyoruz.
Sözün bittiği yerdeyiz. Üzgünüz,öfkeliyiz.Artık yeter.
Bir arkadaşımızı,bir eğitim emekçisini daha kaybetmeye yüreğimizin dayanamadığı bir noktadayız artık.Meslektaşımız Hasan Cihan Aslan’ın ailesinin,sevdiklerinin acısını yürekten paylaşıyoruz.
Arkadaşımız,meslektaşımız Hasan Cihan Aslan’ı,yitirdiğimiz tüm arkadaşlarımıza yaşatılan bu adaletsizliği,haksızlığı unutmayacağız.
Meslektaşlarımızın mesleki hakları,öğrencilerimizin kamusal eğitim hakkı için mücadeleye devam edeceğiz.
Öğrencilerimizin kamusal eğitim hakkı,öğretmen arkadaşlarımızın mesleki hakları ve memleketimizin geleceği açısından gereksinimleri gerekli öğretmen atamaları bir an önce gerçekleştirilmelidir.”