üm Emeklilerin Sendikası-2017 İskenderun Temsilcisi Medine Yayman, açtıkları stant ve yapmaya çalıştıkları imza kampanyasının İskenderun Belediyesi Zabıtasyla engelleyen İskenderun Belediye Başkanı Mehmet Dönmez’e tepki gösterdi.
Basın açıklaması yapan Medine Yayman, Belediye Meclisinde emeklilerin geçinemediklerine ilişkin açıklama yapan CHP Meclis üyesi Bülent Bozdoğan’ın yapmak istedikleri faaliyete ilişkin açmak istedikleri stand ile düzenlemek istedikleri imza kampanyasının Belediye Başkanı Mehmet Dönmez tarafından Zabıta vasıtasıyla engellenmesine gösterdiği tepkiyi şöyle dile getirdi:
“Belediye Başkanı Mehmet Dönmez, son dönemde kendini “Avrupa-i belediye başkanı” olarak pazarlamakta oldukça mahir. Konserde gençlerle omuz omuza zıplıyor, çimlere yalın ayak basıp “doğayla barışık başkan” pozları veriyor, sosyal medyada “bizim başkan ne kadar mütevazı, ne kadar halktan” yorumları topluyor. Bu tatlı makyaj çabasına harcanan emek insanı hayran bırakıyor.
Ama gelgelelim, söz konusu demokratik haklar olunca o Avrupa-i boya bir anda akıveriyor ve altından bildiğimiz klasik AKP’li yerel siyasetçi çıkıyor: “Benim belediyemde benim partim aleyhine faaliyet mi yapılacak? Olur mu öyle şey!” diyor.
Evet, yanlış duymadınız. Sendikamız, yasal sürecin tümünü eksiksiz tamamlamış; Emniyet ve Kaymakamlık onaylarını almış; yani Devletin bütün resmi kurumları tarafından “uygundur” denmiş bir etkinliği gerçekleştirmeye başlamışken zabıtalar tarafından engellendi. Kamusal alan, kamu malı, herkesin alanı… Ama Sayın Başkan, “Ben partim aleyhine çalışma yaptırmam” diyerek kendini kanunların, anayasanın ve demokrasinin üstünde görme cüretini gösterdi. CHP meclis üyelerinden Bülent Bozdoğan, emeklilerin geçinemedikleri için yaptıkları bir faaliyet olduğu ve bu faaliyeti engellemesinin yanlış olduğu söylenmesine rağmen ikna edilemeyen Başkan Dönmez’in talimatı ile zabıtalar tarafından, açtığımız stant ve yapmaya çalıştığımız imza kampanyası engellendi.
Sayın Dönmez, İskenderun, bir partinin arka bahçesi; Kamusal alan da sizin özel bahçeniz değildir. Çimlere yalın ayak basıp “Özgürlük” fotoğrafı çektirdiğiniz o park, sizin değil, halkındır. Orada fikir açıklamak, imza toplamak, sendikal hak kullanmak için kimseden icazet alınmaz. Hele hele bir belediye başkanından hiç alınmaz. Siz ancak çim biçmeye izin verirsiniz, düşünce biçmeye yetkiniz yok.
Konserlerde gençlerle dans etmeyi, festivalde selfileri, “Avrupai” gülümsemeleri çok iyi biliyorsunuz. Ama sıra bir sendikanın anayasal hakkını kullanmasına gelince birdenbire 1950’lerin tek parti zihniyeti hortluyor. Bu kadar mı korkuyorsunuz bir avuç emeklinin sesinden? Bu kadar mı korkuyorsunuz halkın kendi iradesini ortaya koymasından?
Bir belediye başkanı düşünün: Çimlere yalın ayak basarken “özgürlük” diyor; Ama emeklinin anayasal hakkını engellerken “partim” diyor. Bu trajikomik hal, maalesef ülkemizin özeti haline geldi. Makyaj kalın, ışık güzel olunca herkes “modern, halkçı, demokrat” sanıyor kedini. Işık bir kapanıp gerçek yüz ortaya çıkınca, gördüğümüz şey yine aynı: “Devlet benim, belediye benim, park benim, çim benim” anlayışının yerel taşralı versiyonu.
Sayın Başkan, lütfen hatırlayın: Siz bir belediye başkanısınız, bir partinin ilçe teşkilat başkanı değil. Kamusal alanı, halkın alanı olarak görmek zorundasınız. Demokrasi, sadece sizin hoşunuza giden seslerin duyulduğu bir oyun alanı değildir. Demokrasi, sizin partiniz aleyhine de olsa, vatandaşın fikir beyan edebildiği rejimin adıdır. İskenderun halkı, popülist şovlar değil, hukuka saygılı, demokratik ilkelere bağlı ve tüm kesimlere eşit mesafede duran bir yönetim beklemektedir.
İmzalarımızla, haklarımızla, sesimizle parklarda bahçelerde meydanlarda olmaya devam edeceğiz. Yasal izinlerimiz cebimizde, anayasal haklarımız yanımızda.
Sizin makyajınız akıyor olabilir ama gerçekler apaçık ortada: Demokrasi, imajla değil, tutumla ölçülür. Ve sizin tutumunuz, maalesef, Demokrasi sınavında sınıfta kalmıştır. Ne yalın ayak çim pozlarınız, ne konser danslarınız bu utancı örtmeye yetmeyecek. Gerçek demokrasi, çimlerde değil, hakları teslim ettiğiniz anda başlar. Basın açıklamamızda da belirteceğim üzere hayatta kalma mücadelesi veren, biraz daha iyi koşullarda yaşamak isteyen ve bunun için imza kampanyası başlatan sendikamızın faaliyetlerini engellemeye çalışmak, sefaletinizle baş başa kalın, yoksul kalın, hakkınızı aramayın demektir. Belediye başkanının ve görevlendirdiği zabıtanın bu tutumunu protesto ediyor haklarımızı alıncaya kadar mücadele edeceğimizi haykırıyoruz.”

T






