Hatay Barosu eski Başkanı Av. Ekrem Dönmez: Adil yargılanma hakkını ve insan haklarına dayalı gerçek bir Hukuk Devletini sağlamak boynumuzun borcudur!
Hatay Barosu eski Başkanı Ekrem Dönmez, Avukatlık mesleğini bilerek ve isteyerek bitirmek olan bilinçli politikanın, eninde sonunda yargının da toptan iflasına ve batışına sebep oluşunu izlediklerine dikkat çekti.
Yeni adli yılın başlaması dolayısıyla Basın açıklaması yapan eski Başkan A. Ekrem Dönmez, “Adil yargılanma hakkını ve insan haklarına dayalı gerçek bir Hukuk Devletini sağlamak boynumuzun borcudur” vurgusunu yaparak meslektaşlarına şöyleseslendi:
“Sevgili Meslektaşlarım,
Yeni adli yıla başlarken, niyeti Avukatlık mesleğini bilerek ve isteyerek bitirmek olan bilinçli politikanın, eninde sonunda yargının da toptan iflasına ve batışına sebep oluşunu da izliyoruz.
Meslektaşlarımız; uzun süredir ekonomik sorunlar ile boğuşurken, avukatların mesleki güvenceleri her geçen gün erozyona uğratılıp, meslek alanlarımız daraltılırken, avukatlara yönelik baskı, tehdit ve fiili saldırıların hiç olmadığı kadar arttığı bu süreçte yıllardır mesleğimizi ifa ederken yaşadığımız yakıcı sorunlara hiçbir çözüm getirmeyen, avukatların hiçbir talebinin karşılanmadığı ve Avukata saldırılara bir kez olsun en yüksek perdeden ses çıkarmayan politika, avukatların ülkenin her yerinden intihar haberlerinin yükselmesine de sebep olmuştur.
Avukatın sosyal ve mesleki olarak bağımsız ve özgürce mesleği yapmasına engel olan tüm kısıtlamaların kaldırılmasını beklerken, yeşil pasaportu kazanım olarak sunup bu pasaportla bir adım atamayacağını bildiği halde avukatı adli yardım ve CMK avukatlığına mahkum eden anlayışın ironik ve alay konusu bu tasarrufundan başka Avukatlık mesleğinin hiçbir kazanımı olmamış, var olan tüm kazanımlar birer birer ortadan kaldırılmıştır. Meslek alanımız sürekli kapsamı genişletilen zorunlu arabuluculuk uygulamaları, uzlaştırma uygulamaları, noterlere devredilen işlerle iyice daraltılırken avukatın bağımsız savunma görev ve yetkisini serbestçe ve özgürce yerine getirecek hiç bir adım atılmamıştır. Angaryaya dönüşen adli yardım ve CMK tarifelerini dahi güncellemeyi gereksiz görmüştür.
Bunları konuşmadan, bunları yok sayarak, sorunlara doğru isim vermeden, başımızı kuma gömerek çözüm arayışları hayaldir. Göbek bağı ile bağlananların da zaten sesi doğal olarak çıkamayacaktır. Avukatları cezalandırmak için ülkenin başına sarılan paralel Barocuklar ile neye yol açıldığı yeteri bir örnektir. Avukatı cezalandıran ve önünü tıkayan her adım yargıyı ve ülkeyi daha da açmaz bir yola sürüklemiştir.
En temel oturmuş ilkelerin dahi farkında olmayan, liyakat esası ile mesleğe kabul edilmeyen meslek mensupları yargı mesleği icra etmeye başlamışlardır. Bu durum yargıya olan güveni ortadan kaldırmaktadır. Kendisini bir yere bağlı hisseden, bağımsız ve özgür olmayan, tarafsız olmayan bir meslek mensubu yargı dağıtamaz.
Halkın sosyal medya üzerinden adalet arayışında olması, ne yazık ki yargının içinde bulunduğu çıkmazın somut göstergesidir.
Adliyelerde ve yargısal ve idari tüm kamu kurum ve kuruluşlarında avukata kapatılan her kapı, avukatın mesleğini özgürce yapmasına engel getiren her düzenleme ve uygulama, hukuk devletine, yargıya ve yurttaşlarımızın hakkına indirilmiş en ağır darbedir. Çünkü avukat bu yerlerde kendi şahsi işi için değil, yurttaşlarımızın hakkının adalete uygun olarak gerçekleşmesi için vardır. Savunma hakkı kutsaldır. Bu hakkı savunan “Avukatlar” adaletin yılmaz bir bekçisi ve kahramanıdır. Adil yargılanma hakkını ve insan haklarına dayalı gerçek bir hukuk devletini sağlamak boynumuzun borcudur.
Hak ve adalet arayışı yolunda fedakârca çalışan ve tüm geri uygulamalara karşın adalet, demokrasi ve hukuk devletinden yana durmaya ve emek vermeye devam eden avukat, hâkim, savcı meslektaşlarımız ile avukatlık bürosu ve adliye çalışanlarımız ile tüm yurttaşlarımızın yeni adli yılını kutlar; yeni adli yılın savunmaya saygı, yargımızda adalet, bağımsız, tarafsız ve daha uygar bir hukuk düzeninin esas alındığı bir yıl olmasını ve ülkemize hayırlı olmasını dilerim.”