Hatay Ziraat Mühendisleri Odası Kongre gündemi ile toplandı. Gündemde Ziraat Mühendislerinin sorunlarını ve Hatay çiftçisinin sorunlarını masaya yatırdılar.
Kongre sonrası yeniden Ziraat Mühendisleri Hatay Şube Başkanı olan Ahmet Sever’e, Mustafa Kemal Üniversitesi Toprak bölümü ve Bitki beslenme bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Necat Ağca’ya ve Ziraat Mühendisi Cevdet Hamurcu’ya mikrofon uzattık.
Kurultay’da dile getirilen konular:
Oda Başkanı Ahmet Sever konuşmasında Çiftçilerin yeterince destek almadığından ötürü alet ve edavatı ile rehin alındığı, bu bağlamda odaların çalışmalarını zayıflatmak için torba yasaları çıkarıldığı, işlevsizleştirildiği, odaların gelirlerine el konulduğu ifadelerini kullanmıştır.
Divan Başkanlığı üyeleri konuşmalarında: Hatay tarım il müdürlüğünün komite kurduğu, buradaki üretimin planlaması yapıldığı alan bazlı bir çalışma modeli izlendiği bunun önümüzdeki senelerde bölge, bölge uygulanacağı söylendi. Hatay’daki toprak özellikleri incelenerek, ekimlerin bu temelde yapılacağı söylendi.
Ahmet Sever (Hatay Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı)
Hatay ilimizin tarım miktarı 2700 hektar civarındadır, 1 milyon 700 dönüm ekilebilir, çeşitli sebze, endüstri bitlikleri, pamuk, buğday ve narenciyeden oluşmaktadır. Genel olarak bu sene yaşadığımız kuraklık, devamında don olayları, sebze ve meyve bahçelerinde büyük zararlara sebep olmuş, birçok üründe ürün kaybı yüzde yetmişlere varmıştır. Ürün kaybının yanında kalitesi de bozulmuştur. Tarım bakanlığı tarafından inceleme yapılmış ama zararlar konusunda yeterince hassas davranılmamıştır. Çiftçi üretimden kopmamak adına desteklenmeli, ayrıca zamanında ve gününde ödenmesi şarttır. Buğday hasadında yüzde elli düşmüş, kalite de düşmüştür. Aslına bakarsanız çiftçimizin bu zararları çekecek gücü kalmamıştır. Sıkıntılar ekipmanların satışına ve rehin alınmasına sebep olmuştur. Çiftçi yeniden üretimde finansman sıkıntısı çekmektedir. Çiftçi bu durumda sıfır faizlerle desteklenmesi, hem bizim oda olarak hem de çiftçilerimiz bu doğrultuda öneriler yapmaktadır.
Çiftçilerimizin 2026 yılında zorluklarının devam edeceği kesindir, Toprak Mahsulleri gibi kurumların piyasayı regüle etme ve bazı ürünlerin önceden fiyatlarının belirlenmesi, üretim planlamasını buna göre yapması, kısacası çiftçi neydin kazanacaksa ondan üretim yapmasıdır. Ürettikten sonra paraya etmeyen ürünler ürettikleri tarlada kaldı, toprakla sürüldü. Soğan üreticisi, patates üreticisi bunlardandır. Mandaline 3-4 liraya müşteri bulamıyor ama marketlerde 40-50 liraya kadar satışı yapılmaktadır. Nedir bunlar? Ürünü elinde kalan veya yapılaşmadan ötürü yaklaşık yüzde on beş çiftçi üretimden uzaklaşmıştır.
Prof.Dr.Necat Ağca (MKÜ Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Beslenme Bölümü)
Kısaca size Hatay toprakları konusunda bilgi vermek istiyorum: Hatay’da çok farklı toprak grupları var, bunlardan Hatay’ın üçte birini kaplayan Amik Ovasıdır. Amik Ovası çok verimli bir ova ama son zamanlarda yapılaşmaya açıldı gibi, bu toprakların genel özellikleri kireçleri çok yüksek, buna bağlı olarak da PH ları yüksek, yazları sıcak geçtiği için yüzeylerinde organik madde düşüktür. Benim çiftçilere önerim, özellikle azot miktarlı gübreler örneğin Amonyak sülfat üre gübrelerini vermelerini, yine organik madde düşük olduğu için üç-dört yılda bir çiftlik gübresi dediğimiz organik gübresi verilmeli, ancak buna verirken, dikkat edilmesi gereken ise gübrenin en az bir yıl süre ile bekletilmesidir. Yani bizim deyim ile gübrenin yanması gerekir.
Cevdet Hamurcu (Ziraat Mühendisi)
Çiftçilerimiz çok cesaretli her ürünü üretebilecek düzeydedir. Üretim imkanları sınırlanmıştır. Bu şöyle oluyor: Kuraklık ve üretim maliyetinin yüksekliği ile olmaktadır. Çiftçimize gerekli imkanlar tanındığında, her türlü ürünü üretebilecek yetenektedir. Çiftçilerin zirai ilaç ve kimyaevi gübre gideri çok yüksektir. Buna rağmen çiftçimiz üretime devam etmektedir. Çiftçinin belini büken şey, malını pazarlayamaması ve para etmemesidir.
Yerli üretim yapan ciddi üretim yapan ilaç firmaları vardır. Üretim kaliteleri çok yüksektir, tabi ki bazı kalemleri ithal etmek zorunda kalıyorlar. Elbette çiftçi giderler konusunda sıkıntılı ama esas malının para etmemesinden ötürü sıkıntın büyüğünü yaşamaktadır.
HÜSEYİN GÜLER
HATAY







