Hatay’ın, Erzin ilçesi sınırları içinde Osmaniye sınırları yanında mevsimlik Tarım işçilerinin kalması için bin kişilik bir barınma alanı yapılmıştır. Bu barınma alanı tel örgülerle çevrilmiş ve bir giriş kapısı bulunmaktadır.
Mevsimlik tarım işçilerinin barınma alanına tuvalet yapılmış, tuvaletin dışında hiçbir şey yapılmamıştır. Yine çeşmeler yapılmıştır.
İlginç olanda bu alanın suyu yoktur, bu alanın elektriği yoktur, bu alanın güvenliğini sağlayacak güvenlik görevlisi yoktur. Bu alan Erzin ilçesine çok uzakta bir yerde yapılmıştır.
İşçiler kendi olanakları ile derme, çatma çadırlar kurmuşlardır. Su olmadığından da ötürü tuvaletlerin hemen, hepsi kilitlenmiştir. İnsanlar tuvaletlerini tarlaya yapmak zorunda kalıyorlar.
Elektrik olmadığından ne buzdolabı, ne çamaşır makinesi, ne aydınlatma imkanları vardır. Bu sıcaklarda tarım işçileri günlük ihtiyaçları dışında yiyecek alamıyorlar, çünkü buzdolabı olmadığından bozulmaktadır.
İçmek, yemek ve diğer ihtiyaçları için Erzin belediyesinin arabalarla getireceğe suya muhtaç duruma düşmüşlerdir.
Tarım işçilerinin barınma alanlarına gittiğimizde orada bulunan kadınlar bize “Bu ilkel yaşamı bize reva gören yöneticiler utansın, bunları çekin, yazın ve yayınlayın, bekli insafa gelir, Valilik, Belediye başkanı ve hükümet bir çözüm bulurlar” diyorlar.
Ayrıca gün boyu sıcakta çalışan işçilerin giysileri, yıkanmaları, nasıl olacak diye soruyorlar.
Ekmek yapan, leğenlerde çamaşır yıkayan kadınlara mikrofon uzattık.
DURDU OK (TARIM İŞÇİSİ)
Biz çalışmaya geldik, burayı öyle övdüler ki, buranın tarım işçilerinin için yapıldığını ve suyu, ceyranı var dediler, biz buraya ekmeğimizi kazanmaya ta uzak illerden geldik. Mandanilin ve portakal kesmeye geldik, gördüğünüz gibi işçiyiz, bizim ihtiyacımız olması buralarda ne işimiz var. Rezillik içinde ekmeğimizi pişirmeye çalışıyoruz. Buranın tuvaleti kapalı, buranın banyosu kapalı biz rızkımız için geldik, Allah rızası için suyumuzu, ceyranımızı açın!
GÖNÜL OK (TARIM İŞÇİSİ)
Biz buraya keyfimizden gelmedik, evimizi ayırmak istedik o da olmadı, gördüğünüz gibi hangi şartlarda yaşıyoruz, gidin çadırlarımızı çekin, tuvaletleri çekin bu kadar rezil bir yaşama olur mu? Yetkililer bir çözüm bulsunlar çok mu zor bu işçilerin suyunu vermek, elektriğini vermek, ayıptır, günahtır bakın yavrularımız var, onlar bile perişanlar, gölgelik bile yok ki oturuşunlar, karnımızı doyurmaya geldik ama düştüğümüz durumu bakın!
PEMPE ONAT (TARIM İŞÇİSİ)
Depremden çıktık ve geldik, iş yapar ekmeğimizi çıkarırız diye geldik ama zor durumumuz. Bakın benim çocuk mama istiyor, mamayı saklayacak bir buzdolabı yok, çünkü elektrik yok, çocukların altını temizliyoruz, su yok, geceleri karanlıkta çocuklarımız korkuyor, dışarıya çıkamıyorlar.
Çocuklar suyu akmayan çeşmeleri, kullanılmayan tuvaletleri, güvenliği olmayan kapıları ve sadece derme çatma çadırları gezdirdiler. Bunların valinin, belediye başkanın duymasını istediler.
HÜSEYİN GÜLER







