Hatay Milletvekili Can Atalay’dan Hatay halkına 6 Şubat Mektubu: Hataylılar ve diğer bölgelerdeki deprem mağdurları için hayat hala normalleşmedi!
14 Mayıs’ta yapılan genel seçimlerde Hatay halkının oylarıyla seçilen ve hala siyasi rehin olarak Silivri Cezaevi’nde tutulan Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay , 6 Şubat depremlerinin yıldönümü yaklaşırken 6 Şubat’ın deprem farkındalık günü olarak ilan edilmesini içeren bir mektup yolladı.
Türkiye İşçi Partisi Basın Yayın biriminden Gazetelere servis edilen Hatay Milletvekili Can Atalay’ın İletmiş olduğu mektupta; “Hatay ve depremden etkilenen diğer bölgelerde halkın; barınma, sağlık, eğitim, ulaşım, temiz su ve gıda başta olmak üzere temel haklara erişim hala büyük bir sorun. Hataylılar ve diğer bölgelerdeki deprem mağdurları için hayat hala normalleşmedi” dediği aktarıldı.
“Ama ben ne o günü, ne de o günden sonra yaşananları unuttum!” diyen Milletvekili Can Atalay; depremin yaşandığı 6 Şubat günü ve sonrasında yaşanan bir dizi konuyu unutmadığını, yaşam mücadelesi veren Hayatlıların yanında olamadığı için hayıflandığını ifade etti.
Cumhuriyet tarihinin en büyük yıkımı ve en fazla can kaybına sebep olan depremin yıldönümüne giderken TBMM’yi göreve ve sorumluluğa davet eden Hatay Milletvekili Can Atalay mektubunda; “ 6 Şubat, kaybettiklerimizi anacağımız ve toplumda afet bilinci oluşturmaya yönelik kapsamlı çalışmaların yapılacağı bir gün olmalıdır” vurgusu yaptı.
Şerafettin Can Atalay tarafından kaleme alınan mektubun tam metni şöyle:
“Hataylı hemşehrilerim ve değerli yurttaşlarımız,
6 Şubat Depremlerinin birinci yılını doldurmak üzereyiz. Televizyon ve gazete haberlerinden gördüğüm ve bana ulaşan bilgilerden edindiğim kadarıyla, Hatay ve depremden etkilenen diğer bölgelerde halkın; barınma, sağlık, eğitim, ulaşım, temiz su ve gıda başta olmak üzere temel haklara erişim hala büyük bir sorun. Hataylılar ve diğer bölgelerdeki deprem mağdurları için hayat hala normalleşmedi.
Ama ben ne o günü, ne de o günden sonra yaşananları unuttum!
Enkaz kaldırma çalışmalarında hayatta kalmaya çalışan sizlerin kurduğu çadırların yanına moloz dökerek sizleri asbeste, toza maruz bıraktıklarını unutmadım. Kontrolsüzce yıkılan binaların operatörlerinin can verdiğini de unutmadım, moloz taşıyan hafriyat kamyonlarının aldığı canları da. Unutmadım, bir bir not ettim. Dikmece’de halkın zeytinlerine sahip çıkmak için mücadele ederken, sıkılan biber gazını, suyu. Yalnızca mücadele eden yoldaşlarımın yanlarında olamadığım için hayıflandım.
Biliyorum siz unutmadınız yaşadıklarınızı, ben uzaktayım ama ben de unutmadım.
Depremin 40. günü Antakyalı, Samandağlı, Defneli kadınların ellerinde rihenleri ve bahurlarıyla “Ma rıhna nıhna hön” diyerek yeri göğü inlettiklerini de unutmadım. Hayıflandım, bir çift ayak olamadığım, bir ses de ben çıkaramadığım için. Geçtiğimiz haftalarda Sutaşı’nda yanarak can veren İsacan ve Doğa’yı da unutmadım. 2012 raporunda depreme dayanıksız olduğu sağlık bakanlığınca tespit edilen İskenderun Devlet Hastanesi’nde açık bir sosyal cinayete kurban giden yurttaşlarımızı, Özel Defne Devlet Hastanesi’nin yoğun bakımında ölüme terk edilen abilerimi, ablalarımı ve kardeşlerimi de unutmadım. Hastanenin emekçileri canlarıyla uğraşırken onları işten çıkaran, hastanenin enkazını dahi satan o insan müsveddesi patronunu da unutmadım. Her biri benim nezdimde halkların hesap defterinde yazılı duruyor.
Cumhuriyet tarihinin en büyük yıkımı ve en fazla can kaybına sebep olmuş bu büyük depremlerin yıldönümüne giderken TBMM’yi göreve ve sorumluluğa davet ediyorum.
Bu anlamlı gün nezdinde, “6 Şubat deprem farkındalık günü” olarak ilan edilmelidir.
6 Şubat, kaybettiklerimizi anacağımız ve toplumda afet bilinci oluşturmaya yönelik kapsamlı çalışmaların yapılacağı bir gün olmalıdır.”