Hatay Psikologlar Derneği Başkanı Gülşen Filazioğlu Çokluk: Açık Öğretimden Psikoloji bölümü Toplum sağlığı için bir tehdittir
Hatay Psikologlar Derneği Başkanı Gülşen Filazioğlu Çokluk, Açık öğretimden psikoloji bölümünün okutulmasının toplum sağlığı için bir tehdit oluşturacağını öne sürdü.
Dernek Yönetim Kurulu üyeleriyle birlikte Antakya Gazeteciler Cemiyetinde Basın açıklaması yapan Dernek Başkanı Gülşen Filazioğlu Çokluk, sakıncalarını şöyle dile getirdi:
İstanbul Üniversitesi 2020-2021 eğitim öğretim yılında örgün öğretim bölümlerinden birisi olan Psikoloji bölümünü Açık Öğretim Fakültesinde de açmaya hazırlanıyor. Bu durum Toplum sağlığı ve Bilimsel eğitim noktasında ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Mevcut psikoloji lisans programları gün geçtikçe bilimsellikten uzaklaşıp, niteliksiz hale getirilirken açık öğretimle birlikte bölümü biraz daha itibarsız hale getiriyorlar. Bu durumda bilimsellikten uzaklaşan bir psikoloji eğitimi toplumda büyük zedelenmelere yol açar. Ruh sağlığının toplum sağlığının önemli bir meselesi olması ve yabana atılmaması ve gerçekten dikkate alınması gerektiği şüphe göstermez bir gerçektir. Psikoloji bilimi için en çok önemsenen noktalardan biri de etik kurallardır. Etik kuralların önemsenmesinin en önemli sebeplerinden biri de hem gizliliğin korunması hem de psikoloğun karşıdaki insana zarar vermemesidir. Bu önemli noktalar için verilmesi mutlak zorunlu olan kaliteli bir eğitim ve bununla beraber gelişen farkındalık düzeyinin açık öğretim ile verilecek uzaktan eğitimle gerçekleşmesi mümkün değildir.
Bu süreçte toplum sağlığının manevi danışmanlara, yaşam koçlarına, kişisel gelişimcilere ve lisans eğitimini psikoloji alanında yapmamış kişilere bırakılmaması gerektiği ve bunun topluma karşı psikologlar olarak bizim sorumluluğumuz olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Psikologların yıllardır kanayan bir yarası olan meslek yasasının olmaması psikolojiyi tehditlere açık bir hale getirmiştir. Alanda kendini psikolog olarak tanıtanlar bir denetleme olmaksızın, meslek yasası olmaması açığından dolayı çalışabiliyorlar. Meslek yasasının olması bir sınır, bir koşul çizmektedir. Psikoloji bölümünden mezun olmayıp yüksek lisans yaparak veya sertifika programlarına katılarak pek çok lisansı olmayan kişiler kendini psikolog ilan edebilmektedir. Bu durumla toplumun akıl sağlığını riske atmak demektir. Meslek yasası psikologların çalışma koşulunu inceler, gerçekten hangi psikoloğun gerçekten psikolog olduğunu belirler ve psikologların etik ilkeler doğrultusunda nasıl çalıştıklarını denetler.
Bu açıdan psikologlara ait olan bir meslek bir meslek yasasına çok acil bir şekilde ihtiyaç duyulmakta ve bunu toplumda ne kadar büyük bir boşluk ve denetimsizlik yaratmış olduğunu gözler önüne sermektedir.
Açık öğretim ile eğitim verilecek psikoloji bölümü, psikoloji bölümünün itibarsızlaştırılmasına, değersizleştirilmesine ve bilimsellikten uzaklaştırılmasına kapı aralayacaktır. Bu noktada biz Psikologlar Derneği olarak tüm değerli meslektaşlarımızı ve psikolog adaylarını psikolojiye birbirine sahip çıkmaya ve bu konuda mücadele etmek adına mesleklerine sıkı sıkıya tutunup sesimizi daha fazla duyurmaya davet ediyoruz. Sağlık herkese teslim edilemez, Açık Öğretim Psikoloji Bölümü Toplum Ruh Sağlığına yapılan ciddi bir saldırıdır.