İhraç edilen Öğretmen Pelin Akbaş Yeşil: Haksız ve hukuksuz ihraçlar son bulsun!
KHK’yla Öğretmenlik görevinden ihraç edilen Pelin Akbaş Yeşil, Haksız ve hukuksuz ihraçların son bulmasını istedi.
Antakya Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlediği Basın açıklamasında, Yaklaşık bir ay önce görevinden ihraç edildiğini belirten Öğretmen Pelin Akbaş Yeşil açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“15 Temmuz 2016’dan bu yana çıkarılan KHK’lar ile yaklaşık 140 bin kamu emekçisi ihraç edilerek açlığa terk edildi. OHAL bahanesiyle birlikte keyfi işten atmalar yaşanırken kamu emekçilerinin iş güvencesi tamamen ortadan kalktı.
2016 yılında ilimiz Hatay’da yaklaşık 1000 kişi ile birlikte KHK hukuksuzluğu yaşayanlar arasında ben de vardım. O dönemde Eğitim Sen Hatay Şubesinin yürütme kurulundaydım ve Hatay Şube, tüm Türkiye’ye örnek olan bir direniş sergiledi ve hepimiz görevlerimize döndük.
Eylül 2019’ Eğitim Sen Genel merkezinin, Hatay Şubesi yöneticilerinin tamamını keyfi ve asılsız suçlamalarla görevden aldığı ve yerine kayyum atadığı yöneticilerden biri de bendim. AKP iktidarı işimize, emeğimize, ekmeğimize göz dikmiş pervasızca saldırılarını sürdürürken, ilk ihracımı yıllarca iş güvencemiz, geleceğimiz, ekonomik ve demokratik haklarımız, bilimsel, parasız eğitim ve sağlık hakkımız, eşitlik ve adalet için mücadele ettiğim, emek harcadığım sendikam tarafından yaşadım. Bu ihraç daha sonra 2020 yılında yaşadığım haksız ve hukuksuz gözaltı, ev hapsi, mesleğimden 2. Kez açığa alınma, yargılama sürecinde iddianameme delil olarak eklendi.
Bugünlere böyle gelindi.
Haksız, hukuksuz ve keyfi bir şekilde ihraç edilmemin üzerinden 1 ay geçti.
1 ağustos itibariyle 14 yıllık mesleğimden haksız hukuksuz ve keyfi bir şekilde ihraç edildim. İhracımda bahsi geçen 375 nolu KHK’nın geçici 35.maddesi, bakanlıklara keyfilik tanıyan, istediğini istediği gibi, bir disiplin soruşturması süreci geçirmeden ya da tamamlamadan atabilirsin rahatlığı veren bir madde idi ve geçerliliği 31 Temmuz itibariyle sona erdi. Bu geçici maddenin geçerliliği sona ermeden hemen önce 6000 kişi kamudan hukuksuz ve keyfi bir biçimde ihraç edildi.
Dünyayı ye, kimse sormaz ama bir kuru ekmek için hakkımı istiyorum dersen, suçlusun! Mafya, katil, tecavüzcü olanların yargılanmadığı bir ülkede düşünen, sorgulayan, düşüncesini ifade edenler en ağır biçimde cezalandırılıyor. Adaletsizliğe uğrayanların adalet talep etmesi en temek haklardan biridir.
Bugün gasp edilen sadece 14 yıllık mesleğim değildir. Gasp edilen Ailemin, benim gece gündüz çalışarak harcadığımız emeğimiz, alın terimiz ve geleceğimizdir.
Bizlere KPSS sınavlarında hiç kimse soruların cevaplarını vermedi, hiç kimse atanmamız için torpil yapmadı, kendi emeğimiz ile elde ettik mesleğimizi. Bugün hala devam eden keyfi ve hukuksuz uygulamalarla mesleğimden ihraç edildim. Bu kararı kabullenmek mümkün değildir.
Bu haksız ve hukuksuz ihraçlar ilk olmadığı gibi bu saldırılar püskürtülmezse son da olmayacaktır. Bugün beni mesleğimden, öğrencilerimden, okulumdan uzaklaştıranlar, halkımıza da gözdağı vermeye çalışmıştır. Emek, demokrasi, hukuk ve adalet mücadelesi verenlerin, onların yanında olup destekleyenlerin cezalandırılma aracı olan bu ihraçlar, toplumu korkutma, yıldırma, sindirme politikasının bir parçasıdır.
Kendine sol, sosyalist, demokrat, aydın diyen duyarlı tüm kişi ve kurumlar ile, haksız, hukuksuz ve keyfi ihraçlar son bulana kadar, emeğimiz, haklarımız, geleceğimiz için bir arada olmalı, birlikte mücadele etmeliyiz. İşimi, öğrencilerimi, ekmeğimi geri istiyorum.”