KESK Hatay Şubeler Platformu: Kuru Ekmek zammına hayır, sefalet ücreti kabul etmiyoruz, ek zam istiyoruz!
KESK Hatay Şubeler Platformu sözcüsü SES Hatay Şube Başkanı Meryem Avcı, Kuru ekmek zammına hayır dediklerini, sefalet ücretini kabul etmediklerini ve ek zam istediklerini söyledi.
KESK Hatay Şubeler Platformu adına Basın açıklaması yapan Platform sözcüsü Meryem Avcı, acı reçetenin yine emekçilere çıkarıldığını iddia ettiği açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Her gün gözümüzü iğneden ipliğe gelen zamlarla açıyor, derinleşen kriz ve pandemi nedeniyle nefes almanın bile zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz… Gericilik, kutuplaşma, kayyum politikaları, OHAL uygulamaları, pandemi, hayat pahalılığı, geçim derdi, işsizlik ve daha saymakla bitmeyecek sorunlar yumağı ile kuşatıldık. Siyasal iktidar halkın, emekçilerin yaşadığı dertleri, sıkıntıları çözmek yerine attığı her adımda sorunları büyütüyor. Acı reçete yine emekçilerin, yoksullaştırılan halkın payına düşüyor. Milyonlarca kamu emekçisi, işçi, emekli çarşıda pazarda yaşanan gerçek enflasyonu TÜİK’ in perdeleyen rakamlarıyla, sahte verilerle açlığa mahkum edilmek isteniyor. Son bir yıl içinde doğalgaza %32, elektriğe %31, baklagillere %60, peynire %27; yumurtaya %80, ayçiçeği yağına %50, köprü ve otoyol geçiş ücretlerine %26 zam yapıldı. Açlık sınırının 2600, yoksulluk sınırının 8600 TL’ yi aştığı bugünün koşullarında sıra emekçilere gelince “kaynak yok” diyorlar. Âmâ 5’li çeteye vergi muafiyetleri ve istisnalar adı altında bütçeden devasa paralar aktarırken kaynak sıkıntısı çekmiyorlar. Varlık affı, prim destekleri vb. adlarla sermayeye kaynak bulmakta zorlanmıyorlar. İtibardan tasarruf olmaz” diyerek saraya günlük 59 milyon TL bütçe ayırırken işini kaybedene günlük 39 TL’ yi reva görüyorlar. İşsizler ordusuna her gün yeni on binler katılırken eş, dost, akrabalarını işe yerleştirmede adeta birbirleriyle yarışıyorlar.
TÜİK verileri çok uzun süredir emekçi kesimlerin maaşlarını, ücretlerini baskılamanın, düşük maaş- ücret politikasının aracı haline getirilmiştir. Son olarak birkaç gün önce açıklanan işsizlik verileri de göstermektedir ki, TÜİK iktidarın politikalarını aklama ve yaşanan durumu gizleme görevi yapmaktadır. En çok işten atmaların yaşandığı bu dönemde dahi TÜİK’ e göre işsizlik rakamlarında düşüş yaşanarak 12,7’ ye gerilemiştir! Ancak Ali Cengiz oyunları ile rakamlara takla attırmaya, Saray medyası aracılığıyla gerçek gündemleri unutturmaya, anti demokratik baskı politikalarıyla tepkileri önlemeye çalışsalar da “asgari ücretli işçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedik” nutukları atmaya devam etseler de artık mızrak çuvala sığmıyor. Sadece son bir yıl içinde ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan dolar 114 dolar, çeyrek altın 3 adet gram altın ise 4,5 adet azalmıştır.
Siyasal iktidarın memur kolları gibi faaliyet gösteren sözde konfederasyon ve bağlı sendikaları ise her defasında sahte enflasyon rakamlarının altına imza attıkları, kamu emekçilerinin hiçbir temel sorununu çözmedikleri mutabakatları “tarihi başarı” olarak yutturmaya çalışıyorlar.
Sonuçta hangi sendikanın üyesi olursa olsun kaybeden her defasında tüm kamu emekçileri ve emekliler oluyor!
Biz emekçilerin, yoksul halkın daha fazla dayanacak gücü kalmadı, bıçak kemiğe dayandı. Vatandaşlarımızın bizlere insanca yaşayacak bir maaşı dahi fazla görüp kendilerine en yükseğinden 5 maaş alanlara, bizlere kuru ekmek almaya yetecek %3, kendilerine 3 asgari ücret tutarında artış yapanlara tahammülü kalmadı. Adaletsiz Gelir Vergisi Tarifesi ile bu artışlar dahi cebine girmeden el konulan, sonuçta her yıl yoksulluk sınırından daha fazla uzaklaşıp açlık sınırına yaklaşan beş milyonu aşkın kamu emekçisi ve emeklisinin daha fazla fedakarlık yapacak hali kalmadı.
Sendikalı, sendikasız, KESK üyesi olsun ya da olmasın, tüm kamu emekçileri adına çağrıda bulunuyor, kamu emekçilerini hayat pahalılığına, adaletsiz vergi sistemine, yoksulluk, yolsuzluk ve israf düzenine karşı aşağıdaki asgari taleplerimiz etrafında örgütlenmeye ve mücadeleye çağırıyoruz:
Çoktan hükmünü yitiren, kamu emekçilerine 2021 yılı için %3+%3 maaş artışı dayatılan “TOPLU SÖZLEŞME” derhal yenilenmeli, yeni toplu sözleşme yapılıncaya dek yaşanan gerçek enflasyon, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak EK ZAM yapılmalıdır.
Asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır.
Birinci vergi dilimi %15’ten %10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlardan yapılan kesinti birinci vergi diliminde sabitlenmelidir.
Emekçilerin sağlık, eğitim, gıda, barınma, giyim, elektrik, ısınma giderleri için ödediği vergiler gelir vergisi matrahından mahsup edilmelidir.
Yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su, internet giderleri pandemi tehdidi tamamen ortadan kalkıncaya kadar Hazineden karşılanmalıdır.
Bebek maması, bebek bezi ve ekmek, süt ürünleri, elektrik, doğalgaz, su başta olmak üzere temel tüketim maddelerinde KDV sıfırlanmalıdır.”