Kılıçdaroğlu: Bir dikta yönetiminde direnen medyamız var , 12 Eylül’de bile bu kadarını görmedik!
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle bir basın toplantısı düzenleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bir dikta yönetiminde direnen medyamız var. 12 Eylül askeri darbesinde bile bu kadarını görmemiştik” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamasında, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Ben Sözcü gazetesini okumuyorum. Kimse de lüzumsuz yere buna para verip almasın” sözlerini anımsatarak, “Ülkenin sözde Cumhurbaşkanı bir gazeteyi doğrudan hedef gösterip, ‘Ben o gazeteyi okumuyorum, siz de satın almayın, okumayın’ diye çağrı yapıyorsa orada medya üzerindeki vesayeti ve baskıyı bir düşünün” ifadesinde bulundu.
BASIN İNFAZ KURUMU
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu açıklamasını şöyle sürdürdü:
“2020 yılında 21.Yüzyılın Türkiye’sinde gazeteciler 479 kez hakim karşısına çıkarılıyorsa orada sorunumuz var demektir. Yine 2020 yılında 78 gözaltı, 25 tutuklama, 17 darp ve tehditle gazeteci karşı karşıya kalıyorsa orada sorunumuz var demektir. 2020 yılında 68 gazeteci hala Türkiye Cumhuriyeti devletinin hapishanelerinde ise orada oturup düşünmemiz lazım. Bir dönem gazeteciler açısından dünyanın en büyük hapishanesi Türkiye’deydi.
2020 yılında televizyonlara karartma, gazetelere ilan ambargosu, doğru habere erişim engeli getiriliyorsa yine oturup düşünmemiz gerekiyor. Yine Basın İlan Kurumu’nca 5 gazeteye ‘doğru haber yaptıkları için’ 333 gün ilan kesme cezası veriliyorsa, yani Basın İlan Kurumu bir anlamda basın infaz kurumuna dönüşüyorsa oturup düşünmemiz gerekiyor. Nasıl bir demokrasi ve medya yaratmak istiyorlar?
CUMHURİYET TARİHİNDE BİR İLK
Yine 2020 yılında Türkiye’de bir ülkenin sözde cumhurbaşkanı bir gazeteyi doğrudan hedef gösterip, ‘ben o gazeteyi okumuyorum, siz de satın almayın, okumayın’ diye çağrı yapıyorsa orada medya üzerindeki vesayeti ve baskıyı bir düşünün. Sıradan bir kişi bunu söylemiyor. Devleti yöneten, en tepede oturan zat söylüyor bunu ve bizim cumhuriyet tarihinde bir ilktir.
BAKANIN İSTİFASINI TALİMAT GELMEDİĞİ İÇİN VEREMEDİLER
Yine gerçekleri anlatan televizyon kanallarına 10 gün karartma 54 yaptırım cezası uygulanıyorsa oturup düşünmemiz lazım. Yine bir ülkenin hazine ve maliye bakanı görevinden istifa ettiği halde Türkiye’de yayın yapan bin 775 radyo ve televizyon kanalı 27 saat bakanın istifasını talimat alamadıkları için veremiyorlarsa orada oturup düşünmemiz lazım. Sıradan bir insan değil hem aileden hem damat hem saraya yakın hem hazineden hem maliyeden sorumlu istifa ediyor, ‘açıklamayın’ diye talimat geliyor.
1775 radyo ve televizyon kanalı 27 saat bu haberi vermiyor. Hangi medya özgürlüğünden söz edeceğiz? Hangi demokrasi, insan haklarından söz edeceğiz? Halkın doğru bilgilendirilmesinden nasıl söz edeceğiz? Bunların olduğu bir ülkede medya özgürlüğü yoktur. Medya mensupları baskı altındadır. Haberi biliyorsunuz ama sizin çalıştığınız medya organlarında bu haber yer almıyor neden? İktidar istemediği için.
İKTİDAR BUNU YASADIŞI YOLLARLA YAPIYOR
İktidar bunu yapıyorsa yasa dışı yollarla bunu yapıyor. Yasalara uygun olarak değil. 3 kanaldan bunu yapıyor 3 ayrı kanaldan birinci kanal Basın İlan Kurumu, adını söyledik basın infaz kurumuna dönüştü. ‘Efendim şu gazetelere benimle ilgili haber yaptılar diye ilan kesme cezası veriyorum, para vermeyeceğiz’ Basın İlan Kurumu ne zamandan beri birilerinin babasının çiftliği oldu? Ne zamandan beri hukuk dışına çıkarak kanunsuz işler yapmaya başladı?
İkincisi RTÜK aracılığıyla. Talimat üzerine görev yapıyorlar, para cezaları ve karartma cezaları veriyorlar. Yaptıkları işlem de yasa dışı. Talimat üzerine değil, vicdani kanaate göre, yasalara göre medyanın evrensel kurallarına göre karar vermesi lazım.
Üçüncüsü medya sahiplerine vergi denetimi. Gazeteye baskı yapıyorum olmuyor, RTÜK’den ceza veriyorum olmuyor, ilan cezası veriyorum olmuyor o zaman bir şey yapmak lazım nedir o? Bu medya patronunu cezalandırmak lazım. Vergi denetimi yaparak. Müfettişler görevlendireceğiz, cezalar yağdıracağız ta ki susuncaya kadar. Bunu da bize demokrasi diye yutturmaya çalışıyorlar.”
YİNE DE KALEMİNİ SATMAYAN BİR MEDYA GRUBUMUZ VAR
Fakat tüm baskılara karşı direnen, kalemini satmayan bir medyamız var. Dünyaya örnek olmamız gereken bir medyamız var. Bir dikta yönetiminde bir sivil darbe yönetiminde her türlü baskıya rağmen direnen kalemini satmayan bir medya grubumuz var. Bunlara yürekten teşekkür ederim.”
Haber: Anıl Ozan SABANCI