Mimarlar Odası Hatay Şubesi Dünya Mimarlar Günü dolayısıyla yaptığı Basın açıklamasında, “Sağlıklı ve Güvenli bir çevrede, Afetlere ve Krizlere karşı dayanıklılık için Mimarlık” vurgusu yaptı.
Hatay Şubesi Yönetim Kurulu imzasıyla yapılan açıklamasında, “Maalesef ki 6 Şubat 2023 Depremleri öncesinde Hatay İlimiz bu ilkeler doğrultusunda bir yaklaşımla afetlere hazırlıklı olamadığı için çok büyük bir yıkım yaşadı” denilerek şu görüşlere yer verildi:
“Kurucu üyesi olduğumuz Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) tarafından her yıl farklı bir tema
çerçevesinde mimarlığın, kentlerimizdeki ve yaşam alanlarımızdaki sorunların toplum gündemine
getirilmesi ve farkındalık oluşturulması amacıyla Dünya Mimarlık Günü kutlanmaktadır.
İlk kez 1985 yılında kutlanan Dünya Mimarlık Günü bu yıl, Birleşmiş Milletler Habitat Günü ile
eşzamanlı olarak 6 Ekim 2025 tarihinde kentlerimizin, mesleğimizin ve toplumun geleceğine
odaklanan “Dayanıklılık için Tasarım” teması ile Uluslararası Mimarlar Birliği üyesi yüz yirmi dört
ülkede bir milyondan fazla mimar tarafından kutlanacak. Mimarlar Odası olarak bu çerçevede, tüm
Birimlerimiz ve doksan bine yaklaşan meslektaşımız ile Dünya Mimarlık Günü ile başlayan hafta ve
Ekim ayı boyunca “Mimarlık Haftası Etkinlikleri” gerçekleştireceğimizi değerli kamuoyumuzla
paylaşıyoruz.
UIA, 2025 yılı için belirlediği tema ile yapı ve mekân tasarımı ile barınaktan kent ölçeğine kadar
yaşam alanlarını düzenleyen mimarları etkin kriz koşullarında eşitliği, sağlıklı, güvenli ve dayanıklı
yapılı çevre üretimini benimsemeye çağırmaktadır.
Mimarlık, yalnızca nitelikli yapı tasarlama ve inşa etme sanatı değildir. Her bireyin temel hakkı
olan nitelikli ve dayanıklı yaşam çevrelerinin oluşturulmasına katkı sunmak, mimarın hem mesleki
görevi hem de topluma karşı sorumluluğudur.
Birlik; doğal değerlerini yitiren dünyada ve ülkemizde, yoğun ve kontrolsüz yapılaşma, sosyal,
ekonomik ve siyasal krizler; salgın, iklim değişikliği ve afetler; yoksulluk ve eşitsizliğin etkilerinin
yaşandığı günümüzde dayanıklı ve sağlam yaşam alanlarının oluşturulmasında mimarların, kentlilerin
ve toplulukların sürece katılımını artırmayı amaçlamaktadır.
Salgınlara, afetlere ve yapısal sorunlara açık ve güvencesiz hale gelen yaşam alanlarımızda;
tarihi, kültürel ve doğal değerlerin korunarak özgün nitelikleriyle geleceğe aktarılması; uzun vadeli
çevre politikaları oluşturularak bu kaynakların sürdürülebilir biçimde ve herkes tarafından eşit
kullanılmasının sağlanması gereklidir.
Bu bağlamda; kentlerimiz ve yaşam alanlarımızın katılımcı, bilimsel şehircilik ve planlama ilkeleri
doğrultusunda oluşturulması; kamu ve toplum yararının gözetilmesi, uluslararası anlaşmalara esas
olan duyarlılıkların kamusal politikaların her düzeyinde yer almasının sağlanması ortak
sorumluluğumuzdur.
Maalesef ki 6 Şubat 2023 Depremleri öncesinde Hatay İlimiz bu ilkeler doğrultusunda bir
yaklaşımla afetlere hazırlıklı olamadığı için çok büyük bir yıkım yaşadı. Yaşadığımız afet sadece
canlarımızı kaybetmemize değil, sosyal, kültürel, ekonomik bütün değerlerimizin de ağır yara almasına yol açtı. Yaşanan büyük yıkım, sadece binaların değil, bir kentin belleğinin, kültürel mirasının ve toplumsal dayanışma ağlarının da nasıl kırılgan hale geldiğini göstermiştir. Depremin yarattığı tahribatın ardından kenti yeniden ayağa kaldırmak, yalnızca fiziksel yapıları onarmak değil; kent kimliğini, yaşam kültürünü ve toplumsal dayanışmayı da yeniden kurmak anlamına gelmektedir.
6 ve 20 Şubat Depremleri sonrası Mimarlar Odası Hatay Şubesi olarak katıldığımız bütün toplantılarda, yaptığımız tüm etkinliklerde bu yaklaşım doğrultusunda görüş ve öneriler oluşturduk.
Kamuoyuyla ve yöneticiler / karar vericilerle paylaştık. Hatay İlinin katılımcı, bilimsel şehircilik ve
planlama ilkeleri doğrultusunda yeniden planlanmasıyla başlanması gerektiğini, tarihi belleğimizi
koruyarak sosyal, kültürel değerlerimizi önceleyen bir yaklaşımla yeniden ayağa kalkması gerektiğini
ifade ettik. Ancak mevcut yaklaşım sadece barınma sorununu sayılara indirgeyerek, planlama olmadan hızlıca konut üretimine yönelmiştir. Kentimiz birkaç tip olduğu söylenen ve hepsi birbirine
benzeyen TOKİ bloklarıyla kimliksizleşmiştir. Bütün uyarılarımıza rağmen kültürel, sosyal değerlerimiz,
tarihi belleğimiz ve en önemlisi mahalle kültürümüz yok olmuştur. Evet Kentimiz hızlıca ayağa kalktı,
ancak bu kentin ne kadar bizim olduğu sorgulanmadı. Depremden sonra 2 yıl 7 ay geçmiş olmasına
rağmen bugün hala hızlı bir şekilde yapılan “ihya” ve “imar” faaliyetlerinin bu iyileşme ve dirençli olma durumunu oluşturacağını söylemekten uzağız.
Bütün bunlarla beraber tarihi bölgemizde ayakta kalmayı başarabilmiş, restorasyonu özgün malzeme ve izleri ile gerçekleştirilebilecek olan birçok binanın tehlike arz etmesi bahane edilerek yıkımı
gerçekleştirilmiş ve daha birçoğu sırasını beklemektedir. Depremde hasar almasına rağmen ayakta kalan tescilli yapılarımız restorasyon yerine rekonstrüksiyon yapılacağı gerekçesiyle yok edilmiştir. Bu
yıkımlardan sonra tarihi bölgemizde özgün malzeme ve yapım tekniğine sahip neredeyse binamız
kalmayacaktır. Devam eden yıkımlar ivedilikle durdurulmalı, genel bir değerlendirme ve
bilgilendirmeler yapılmalı, yeni bir yol haritası çizilmelidir. “Yıkık dökük oldukları için kötü görünüyor,
temizlenmeli ortadan kaldırılmalı” yaklaşımı doğru olmaktan öte kentlinin hafızasında yer eden kente
dair neredeyse yok denecek kadar azalmış olan referansları da ortadan kaldırmaktadır. An itibari ile
özgün yapı sayısı minimuma inmiş durumdadır. Var olanlara daha sıkı sarılmak gerekirken yıkılmalarına göz yumulmamalıdır.
Bu gelişmeler doğrultusunda kutlamaya çalıştığımız Dünya Mimarlık Günü sebebiyle bir kez
daha ifade etmek isteriz ki sağlıklı ve güvenli bir çevrede afetlere ve krizlere karşı dayanıklılık için
Mimarlık, mimarların ve meslek kuruluşlarının mesleki ve toplumsal sorumluluklarını yerine
getirmeleri; kamu yararının, nitelikli mesleki hizmetlerin, sürdürülebilir ve yaşanabilir bir geleceğin
güvencesidir.
Mimarlar Odası Hatay Şubesi olarak, bilimsel planlama ilkeleri ve kamu yararı doğrultusunda;
Hatay’ın özgün kimliğini koruyan, güvenli ve yaşanabilir bir geleceği birlikte inşa etmek için
çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğimizi bildirir, meslektaşlarımızın ve toplumumuzun Dünya
Mimarlık Günü’nü kutlarız. “







