Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi Necmettin Çalışkan: Şöhret ve makamla ortaya çıkan karakterler!
Makam için davasından vazgeçip ucuz bir bedele satılanlar ve kısa vadeli çıkarlar için mevkilere tav olup davasından vazgeçenlere Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan sert eleştirilerde bulundu.
Bürokrasinin çarkları keskin olduğundan ve çıkar endeksli çalıştığından, sisteme entegre olmayanlar pasifize edilerek devre dışı bırakıldığına vurgu yapan Genel İdare Kurulu Üyesi Necmettin Çalışkan şu değerlendirmeyi yaptı:
“Özünü kaybetmemiş, Milli Görüş geleneklerine bağlı, dava sahibi; makamın, menfaatin, paranın ve gücün değiştiremediği şahsiyetlerinde bulundukları yerlerde adeta “içimizdeki İrlandalı, hain, sinsi, casus ajan” muamelesi gördüğünü ifade etti.
Çıkar endeksli ilişkilere farklı açılardan eleştiriler getiren GİK Üyesi Çalışkan şöyle devam etti; “Sağlam, mücahit ve dava sahibi olarak bildiğimiz nice örnek şahsiyetlerin belirli mevkilere geldikten sonra bozulduğuna, çizgilerinde sapmalar olduğuna şahit oluyoruz.
Maalesef bürokrasideki insanımız geçmişte başımızda nurcu olmasın da komünist olsun derken bugün AK Partili-Millî Görüşçü olmasın da ateist olsun deme noktasına gelmişse buna sebep olanların bir özeleştiri yapmaları, takkeyi önlerine koyup bir kez daha düşünmeleri ve durumlarını iyice gözden geçirmeleri gerekiyor.
DAVANIZA KATKINIZ OLDU MU?
Kraldan fazla kralcı olan, Allah’a değil insana tapınma derecesinde bağlılık gösterenler, aklınca dava peşinde koştuğunu sanıyorlar. Bugün kendimize çeki düzen verme zamanı gelmiştir. Bu çarklarda öğütmeyecek ve öğütülmeyecek sağlam dava adamları yetiştirmenin zamanı geldi de geçiyor da.
Şöhret ve makamın verdiği yetki, insanların gerçek karakterlerini ortaya çıkarıyor. Hani derler ya birinin nasıl karaktere sahip olmasını istiyorsan ona yetki/koltuk/makam vermen yeterlidir diye. Deyim yerindeyse “Para kimseyi değiştirmiyor, var olan kişiliği ortaya çıkarıyor.”
Kaldı ki şu soruları sormadan geçemeyeceğiz; biz bürokraside herhangi bir göreve geldikten sonra, makam odası ve lüks araçlara sahip olmanın ötesinde davamıza bir katkımız oldu mu? Birilerinin ihale alması ya da rant devşirmesine katkı sağlamaktan başka hangi hayırlı hizmete öncülük ettik?
İstisnalar var mı? mutlaka vardır. Evrensel değişmez kural olarak istisnalar kaideyi bozmaz. Her durumun münferit bir örneği vardır ama örnek esasa dayanak olamaz.
Unutmayın, makamlar mevkiler de hayat gibi gelip geçicidir. Ne yapacaksanız elinizde fırsat varken hemen yapın.”