
Samandağ Eğitim Sen Şube Yönetimi; okulların açılmasıyla birlikte deprem bölgesinde artarak devam eden sorunlara dikkat çekti.
Genel Merkez yöneticilerinin katılımıyla gerçekleştirilen okul ziyaretleri ve değerlendirme toplantısının ardından yapılan açıklamada, Hatay’ın ve özellikle Antakya, Defne ile Samandağ’ın sahipsiz bırakıldığı vurgulandı.
“Deprem bölgesinde 11 ilde yapılan gözlemler net olarak gösteriyor ki Hatay yok sayılıyor. Antakya, Defne ve Samandağ tamamen sahipsiz bırakılmış durumda. Bu sahipsizlik ise ne yazık ki iradi.
“12 Eylül darbesinin yıldönümüne de dikkat çekilen açıklamada, “12 Eylül faşizminin tüm ahlakı ve icraatlarıyla sürdürüldüğünü görüyoruz” Samandağ Eğitim Sen Şube Yönetiminden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“BİZ ÇÖZMEZSEK KİMSE ÇÖZMEYECEK!
Dün Genel Merkezimizden Eğitim Sen Genel ile TİS ve Hukuk Genel sekreterlerimizle birlikte hem okulları gezdik hem de ardından genel bir değerlendirme toplantısı yaptık.
Deprem sonrası bölgemizin iradi ihmalini, genel merkez yöneticilerimizin, tüm deprem bölgesine (11 il) yönelik yapmış olduğu ziyaretler sonrası, doğrudan gözlem ve tespitlerine dayalı olarak verdikleri bilgiler ile de çok daha somut olarak gördük.
Kendilerine bu anlamlı ve önemli ziyaret için teşekkür ederiz.
Deprem bölgesi genelinde 11 ilde doğrudan yapmış oldukları gözleme ve tespite dayalı verilerde net olarak açığa çıkan şudur: Hatay yok sayılıyor. Hatay özelinde de Antakya, Defne ve Samandağ tamamen sahipsiz…Bu sahipsizlik ise ne yazık ki İ-RA-Dİ…
Ki bugün 12 Eylül. 12 Eylül Faşizmini lanet ile andığımız gün. Görüyoruz ki tüm ahlakı ve icraatları ile hala sürüyor, sürdürülüyor…
Hem konu ile ilgili hem de okulların ilk bir haftası itibarı ile genel değerlendirmemiz aşağıdadır. Halkımıza saygılarımızla…
Sorunların kaynağı biz değiliz fakat çözüm bizde, kenetlenecek ellerimizde!
Okullar açıldı. Ülke genelinde var olan sistemsel ve iradi sorunlara ek olarak deprem kaynaklı birçok sorun ile okullar açıldı.
Okullarımızın, öğrenci ve öğretmenlerimizin, eğitimin, sağlığın ve nice temel insani ihtiyacın ve hakkın ne durumda olduğunu anlamak için ilçemizi baştan başa aracınız ile geçmeniz yeterli.
Karşılaşacağınız tek şey tam bir yok sayma, tam bir vasatlığa alıştırma, bilerek ve isteyerek vergilerimizin karşılığı ve hak olan temel-insani hizmetlerden mahrum etme, bu hizmetleri bir lutfe dönüştürme çabalarının organize olmuş halidir.
Son dönemlerde burayı karıştırmaya yönelik girişimler, yalnızlaştırıp çaresizleştirme, ne idüğü belirsiz tiplerin kimi zaman sahaya çıkışı ve ülke genelinde hemen hemen her alanda sürekli tırmanan haksızlık-hukuksuzluk cabası.
Son bir senede deprem bölgemizde olumlu olarak ne mi değişti? Hiçbir şey…
***Öğretmen, öğrenci ve velilerimizin barınma sorunu devam ediyor.
***Ulaşım, iletişim ve aydınlanma sorunu devam ediyor.
***Alt yapı sorunu devam ediyor.
***Taşımalı eğitim sorunu devam ediyor.
***Hava kirliliği sorunu büyüyerek devam ediyor.
***Konteynırlar boşaltılıyor fakat hak sahipliği üzerinden veya ihtiyaç üzerine henüz teslim edilmiş konut yok.
***Nüfusumuz %30 arttı. Fakat buna eş değer ne hizmetlerde ne alt yapıda ne eğitimde ne de sağlıkta ne donanım ne de kalifiye insan sayısında artış yok. Hastanelerimizde uzman doktor yok, ambulans yeterli değil, donanım eksik; okulumuz yetersiz, yeni yapılan, bitmiş okulumuz yok, planlamada da yok.
***Bunlar yetmiyormuş gibi norm kadro keyfiliği üzerinden resen atamalar tamamen birer cezalandırma yöntemine dönüşmüş.
***Sadece konteynırdan gelen öğrencilere servis ve öğle yemeği tahsisi devam ediyor. Kendi konteynırından veya çadırında gelen öğrenciye yok yok yok.
***Sanki hiç deprem olmamış gibi hangi kuruma gitseniz, bir kağıt, imza veya mühür için cebinizdeki tüm parayı sizden almadan hiçbir işlem yapamıyorsunuz. Vergi ve harçların çoğu İstanbul veya Ankara’daymışız gibi.
***Kira yardımlarımız çadır kiralamaya yetmez. Son bir yıldır artış yok.
***İnsanımız, velimiz, öğrencimiz, öğretmenimiz; çaresizliğinden, birikmiş öfkesinden ve yorgunluğundan birbirine sarıyor. Gençlerimiz burada bir haftadan fazla zaman geçiremiyor.
***Yerellerde yaşadığımız sorunları daha önce ilgili kurumlarla diyalog yolu ve ortak akıl ile çözebiliyorduk. Ancak son zamanlarda hizmetli alımından norm kadro belirlemeye, ek ders ücretlerine kadar hemen hemen her konuda yetkilerin yerellerden alınıp merkezileştirilmesi, önümüzde bir duvara dönüşmüş durumda. Yerelde kimi sorunlarda muhatap olduğumuz yetkisi elinden alınanlar “haklısınız” diyerek sadece ellerini açıp “bizi aşıyor” demekle yetiniyor.
***Hukuksal boyutta gerek üyelerimiz adına bizim gerekse halkın açtığı davalar, deprem süreçli yoğunluk nedeni ile uzadıkça uzuyor.
***Halkın arazilerinin gasp edilmesi, tapu iptalleri, ağaç katliamı ilçenin ihtiyaç duyduğu konut sayısının %40 fazlasının planlanmış olması nedeni ile hemen hemen her gün ilçe halkının ve vesilesi ile üye ve öğrencilerimizin hem tansiyonunu yükseltiyor hem de umudunu kırıyor. Bu konuda yetkililer henüz akla yakın ve ikna edici bir açıklama yapmış değil.
***Çoğu üyemizin evi yıkıldı. Hak sahibi olarak bizim için yapıldığı söylenen toplu konutların basına yansıyan son görüntüleri “bize yeni mezarlar hazırlıyorlar” dedirtiyor. Bu konuda yetkililerden henüz tatmin edici bir açıklama yok. TOKİ’ler henüz Halka, biz gibi sivil toplum örgütlerine, TMMOB gibi bağımsız denetçilere açılmış değil. TOKİ’lerle ilgili olarak ve bu ciddi kuşkuları gidermek üzere projeler yapı denetim raporları vb. kamuoyu ile henüz paylaşılmış değil.
Fakat tüm bunlara rağmen ayaktayız ve ayakta kalmaya, umudu diri tutmaya çabalıyoruz. Dost kurum ve kitle örgütleri ile hemen hemen her şeye yetişmeye çalışıyoruz fakat halkımız kendi sorununa ve sorunlarını sahiplenen bizlere yeteri kadar ve özellikle alanda sahip çıkmadığında, yeri geliyor umudumuz da kırılmıyor değil.
Oysa biliyoruz ki gücümüz birliğimizden gelir ve çok iyi biliyoruz ki: Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!
Bu vesile ile sorun yaşayan herkesi ve her kesimi önce kendi sorununa ardından en yakındakinden başlamak üzere emek safında yer alan halkının ve her haklının sorununa el birliği ile ve ivedilikle ve özellikle alanda sahip çıkmaya davet ediyoruz.
İlgililere ve Halkımıza saygılarımızla. “
Haber: Erdal YILMAZÇELİK