SAMANDAĞ EĞİTİM-SEN EYLEMLERİNİ SÜRDÜRÜYOR: HİKAYE DEĞİL, OKUL İSTİYORUZ!

Hatay Samandağ Eğitim Sen Şube Yönetimi öncülüğünde her Pazartesi günü “Okulumuzu İstiyoruz’” “Eğitim Lütuf Değil Haktır!” şiarıyla Kurban Bayramı’nın son gününde de yine Abdullah Cömert Alanında oturma eylemine devam ettiler.
Abdullah Cömert Alanı’nda gerçekleştirilen oturma eylemine, velilerin yanı sıra Türkiye İşçi Partisi (TİP) Samandağ İlçe Başkanı Önder Tam, Hatay Büyükşehir Belediyesi ve Samandağ Belediye Meclis Üyesi Ferit Diker, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği ve Yeniden İnşaa temsilcileri ile SMMMO Samandağ Temsilcisi Gül Oruç da destek verdi.
Samandağ Eğitim Sen adına yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
4. HAFTA: OKULLARIMIZI İSTİYORUZ!
“Hemen hemen 1 aya yakın bir süredir bu alandan anayasal bir hak olan eğitim hakkı temelinde okullarımızı istiyoruz. İstemeye de devam edeceğiz.
Bu daha ne kadar sürer bilemeyiz fakat sorunu yaşayanın sorununa sahiplenmesi bu süreyi belirleyecek. Ortada olmayan 5 okul, en az 2000 veli ve bir o kadar öğrenci, 200 öğretmen ne zaman ki bu sorunlarına sahip çıkar ve anayasal hakkını talep ederse bilinsin ki o hafta bu sorun çözülür.
Bu arada alanda bizi yalnız bırakmayan dost kitle örgütü ve temsilcileri ile basın emekçilerine ayrıca teşekkür etmek isteriz.
Ne İstiyoruz: Yıkılıp yapılmayan okullarımızı…
Hem de anayasal bir hak olan eğitim hakkı temelinde. Hem de sosyal devlet olmanın gereği bu halkın peşin ödediği vergilerinin bir karşılığı olarak. Yani Hatay’ın diğer ilçelerinden esirgenmeyen şeyi…
Hatay genelinde 90 okul projesi içinde İlçemizin yok sayılması utanç vericidir ve reddediyoruz.
Bu alana gelene kadar yetkili sendika olarak haliyle okul geziyor ve okullardan derlediğimiz sorunları da bu alana taşımaya çabalıyoruz. Karşılaştığımız temel sorunlardan biri MAKBUL İDARECİ sorunu: Hiçbir sorunu ilgili-yetkililere bildirmeyen, taşımayan ancak o sorunları velisinin, öğrenci ve öğretmenini sırtına yıkan idareciler. Onlara çağrımız şudur: Biraz da MAKUL OLUN ve okulunuzun sorun ve ihtiyaçlarını ilgililere-yetkililere taşıyın.
Bir diğer sorun bu ülkenin utancı olan mülakat sorunu. Düşünün ki bir idareci adayı yazılı sınavına girip 91,25 puan alacak ancak yetisiz yetkililerin görev aldığı bir mülakatta ona geçer not olan 60 puan bile çok görülecek ve hiçbir şeklide tercih yapamasın diye ona 55 puan verecek.
Gerekli itirazı yaptık, buradan uyarımızı da yapalım: Bunun bir hata olduğunu farz ederek düzeltin, bir sonraki eylem alanımız burnunuzun dibi olmasın.
Biz öğretmenler bu ülkenin aydınlık yüzü olarak tanımlanırız. Bunu hak etmek zorundayız. Ders, ek ders, DYK yetmiyormuş gibi YAZ KURSU tamahkarlıktır. Öğrenci açısından eğit-bilimsel açıdan değeri olmadığı gibi çocuğun en doğal hakkı olan tatil ve dinlenme hakkının “kılıfına uydurularak” gaspıdır. Sevgili öğretmenler buna lütfen alet olmayın. Bırakın atanmayan binlerce meslektaşınız da kurusundan da olsa ekmek yiyebilsin. Sizler de kendinize ve sevdiklerinize biraz zaman ayırın, bira huzur belki de…
Ve en önemlisi mesleğimizin itibarı…Öğrenci ve veliden hangi ad altında olursa olsun eğitim adına alınan her kuruş mesleğimizin itibarına sarsar. Buna vesile olmayalım.
Değerli veliler: Çocuğunuzun dinlenme hakkı laf olsun diye verilmiş bir hak değil. Onun sağlıklı gelişiminin en önemli aracıdır. Çocuğunuz yarış atı değildir. Çocuklarımızın yüzü gülmüyorsa, sebebi de biraz da sizsiniz. Yaz kavramı tatil ile özdeş iken onu kurs adı altında çocuğunuz için bir soruna dönüştürmeyin.
Yaz kursları adı altında sizden toplanacak para, bilin ki mücadelesini verdiğimiz-verdiğiniz ve anayasal güvence altında olan parasız eğitim hakkının altını oyar ve oymaktadır.
Haftaya da buradayız ve anayasal bir hak olan eğitim hakkının kullanılabilmesi için, yıkılıp yapılmayan okullarımızı istemeye devam edeceğiz. HİKAYE DEĞİL, OKUL İSTİYORUZ! İlgililere ve Halkımıza saygılarımızla.”
Haber: Erdal YILMAZÇELİK



