Samandağ Eğitim Sen’den Davullu-Zurnalı Basın açıklaması: Artık Bıçak Kemiğe dayandı!
14 Eğitim Sendikası bütün Türkiye genelinde 1 günlük iş bırakma kararı almasının ardından Samandağ Eğitim Sen Şube Yönetimi ve üyeleri, bu karar çerçevesinde 1 gün iş bırakarak ardından Davullu-Zurnalı basın açıklaması yaptılar.
“Meslek Kanunu, Sınav Değil, İnsan yaşayacak ücret istiyoruz” şiarıyla Samandağ Abdullah Cömert Alanında basın açıklaması düzenledi. Sendika binasından alana kadar davul zurna eşliğinde yürüyüş düzenleyen kitle alanda halay çekip slogan attı.
Basın açıklamasına; CHP Kadın Kolları Başkanı Yüksel Berber, HDP İl Yöneticisi Tuncay Yılmaz ve İlçe Yöneticileri, TİP İlçe Yöneticileri, Sosyalist Cumhuriyet Partisi Hatay İl Başkanı Behzat Can, Akdeniz Kültür Dayanışma Derneği Üyesi Mevlit Oruç, Samandağ Emekli Dayanışması üyeleri destek verdi.
Samandağ Eğitim Sen Şube Yönetimi adına basın açıklamasını okuyan Salih Esmer şu ifadelere yer verdi:
MEŞRUYUZ, HAKLIYIZ! MESLEK KANUNU, SINAV DEĞİL, İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET İSTİYORUZ!
“Bugün 2 Kasım. Eğitim emekçileri haklı gerekçelerle ülkenin dört bir yanında alanlarda. İstedikleri o kadar haklı ve o kadar meşru ki; Biraz hürmet, biraz saygınlık ve insanca yaşayabilecek bir ücret.
Yıllardır bu alanlara çıkar ve kendimiz dışında öğrencimizin, velimizin, halkımızın gerek eğitim gerekse olağan yaşam sorunlarına yönelik sözümüzü söyler, tepkimizi ortaya koyarız. Sırf kendimiz ile ilgili taleplerle alana çıkışımız o kadar nadir ki.
Ancak artık bıçak kemiğe dayandı. Bir ihtisas mesleği olan ve geleceği inşa eden öğretmenliğimiz, iktidar ağzı ve pratikleri ile hem içerik hem de ekonomik olarak o kadar itibarsızlaştırıldı ki, buna sessiz kalamazdık.
Bugün ülke genelinde üretimden gelen gücümüzü kullanarak bu alanda bulunuşumuzun temel sebebi bu. Bu bizim tercihimiz değil, bundan haz da almıyoruz fakat mecburuz. Mesleki onurumuz ve insanca yaşama hakkımız nedeni ile mecburuz. Kendi hakkını arayamayan öğretmenin öğrencisine verebileceği hiçbir şey olamayacağını bildiğimiz için mecburuz.
Bizler hiçbir zaman hakkımız olandan fazlasını istemedik. Kariyer, özel statü, hak edilmemiş maaş, bize özgü kanun vb. hiçbir zaman talep etmedik. Fakat öğrencimize parasız, bilimsel, ulaşılabilir eğitim, günlük süt, öğle yemeği, harçlık talebimizden asla vazgeçmedik.
Ancak bugün bu haklı talepleri dile getiren bizler, mesleki olarak iktidar eli ile itibarsızlaştırılmanın yanı sıra yoklukla, yoksullukla cebelleşiyoruz. Yıllarca öğrencimize harçlık talep eden bizler artık çocuklarımıza harçlık veremiyoruz. Maaşımız asgari ücret seviyesinde.
İktidar buna yönelik çözüm üreteceğine elli yıl öncesinin kanunundan daha geri bir meslek kanununu bizlere dayatma, bizleri performans kriterleri ile, kariyer basamakları ile, sınav ile bölme, yıllardır öğrencilerimize reva gördüğü üzere, bizleri de yarış atına dönüştürme derdinde. Buna izin veremeyiz.
Eğitim zaten içler acısı, bilimden uzak, akıldan yoksun. Müfredat, ders içerikleri, kitaplar; modern, bilimsel hiçbir değerle örtüşmüyor. Öğrencimiz şaşkın, gelecek ile ilgili hiçbir umudu yok. Öğretmenimiz çocuğuna harçlık verebilmek için kurs, ders, egzersiz, ek ders vb. şekillerde yedi yirmidört mesai de. Hafta içi, hafta sonu yok.
Ailesinden, çocuklarından geçtik, bu öğretmen ne zaman, nasıl kendine zaman ayıracak. Hangi ara ve para ile kendini yenileme, ufkunu geliştirme, okuma, dinlenme ve huzurlu bir kafa ile öğrencisine model olma derdine düşecek.
Kafasında elli tilki ile derse giren bir öğretmen, kağıdı, hizmetlisi, aracı, gereci, sınıfı, sırası, odası olmayan; keyfi, liyakatiz atamalar sebebi ile mobbingin tavan yaptığı, keyfiliğin sıradanlaştığı; öğrencisi yetersiz beslenme nedeni ile hasta, uyuklayan ve nicesi bir okulda nasıl kendisine emanet edilen çocukları geleceğe, geleceğimize hazırlayacak. Üstüne üstlük yokluk, yoksulluk cabası.
İşte tüm bu nedenlerle bugün iş bıraktık, buradayız. Tüm bu olumsuzlukları tek başımıza eğitim emekçileri olarak olumluya çevirebilir miyiz bilemeyiz. Ancak emin olduğumuz şey şu; Haklıyız, meşruyuz ve sessiz kalamayız. Karınca misali tarafımızı belli etmek için de olsa, yokluğa, yoksulluğa, keyfiliğe ve karanlığa teslim olmadık ve olmayacağız.
- Eğitim öğretim yılına hazırlık ödeneğini ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödeyin.
- Tüm eğitim çalışanlarına yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışı sağlayın.
- Kamuda mülakat uygulamasına son verin.
- Tüm eğitim çalışanlarına sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapmaksızın; giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapın, aile çocuk yardımı tutarlarının iyileştirin.
- Vergi dilimi adaletsizliğine son verin.
- Öğrencilerimizin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme haklarını, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alın.
- Bilimsel, demokratik, ulaşılabilir eğitim hakkının içini boşaltan uygulamalara son verin.
Yalvarmıyoruz, avuç açmıyoruz, işimizi yapıyor ve yasal, anayasal hakkımız olanı istiyoruz, fazlasını değil. Yaşasın örgütlü mücadelemiz, emekçiyiz, haklıyız, kazanacağız. Direne direne kazanacağız. “
Yaşasın Örgütlü mücadelemiz. Emekçiyiz Haklıyız, kazanacağız. Direne Direne kazanacağız.”
Haber: Erdal YILMAZÇELİK