Samandağ Ekoloji Platformu Kaçak beton santrala karşı Basın açıklaması yaptı: Yaşam Alanlarımıza Yönelik Her Türlü Müdahaleye Karşı; Samandağ’ı, Yaşamı ve Doğayı Savunuyoruz!
Hatay’ın Samandağ ilçesinde kaçak yapıldığı iddia edilen Beton santrale karşı, Samandağ Ekoloji Platformu Basın açıklaması yaptı.
Samandağ Ekoloji Platformu açıklamasında, kaçak Beton santralının Okul çevresine yakınlığı, sulak alanların ve yaşam alanlarının hemen ortasında ye aldığına dikkat çekerek tepkisini şöyle dile getirdi:
“Depremin üzerinden neredeyse 19 ay geçmesine rağmen hala insanca yaşanabilir koşullar sağlanmamaktadır. Ne barınma sorununa yönelik ne deprem sonrası gelişen sağlık sorunlarına yönelik ne sağlıklı beslenme koşullarına yönelik ne de temiz havaya – temiz suya erişime yönelik her hangi somut hiçbir adım atılmamaktadır.
Yaşam alanlarımıza hala dökülmeye devam edilen molozlar yetmezmiş gibi yine şirketlerin karı uğruna Atatürk, Yeşilada, Cumhuriyet ve Yeni mahallelerinin birleştiği noktada yaşam alanlarımızın ortasında kurulan beton santraliyle zehirlenmeye devam ediliyoruz. Bulunduğu konum itibariyle Okul çevresine yakınlığı, sulak alanların ve yaşam alanlarımızın hemen ortasında kendi yasalarına dahi aykırı şekilde inşa edilen bu santralin ısrarlı duruşu ve bizleri zehirleyerek üretime devam etme inadı bugün yaşadığımız sistemi tüm çıplaklığı ile ortaya koymaktadır. Sermaye, çıkarı uğruna kendi yasalarını dahi hiçe sayar, bunu yaşamlarımızla deneyimlemeye devam ediyoruz!
Bizlere reva görülen bu koşulları geçirdiğimiz son süreçlerle açıklamak yetersiz kalacaktır. Şirketler ve onun koruyucusu devletin, halkın yararına değil sermayenin yararına politikalar ürettiğinin bilincindeyiz. Özetle yaşadığımız bu yağma, rant ve sömürü sisteminde iki saf vardır. Birincisi toplumun ve doğanın çıkarları uğruna mücadele eden haklarını savunan ve insanca yaşam için emek edip tutum alanlardır. Karşı safta ise sermaye ve devletin bekası uğruna yaşamımızı ve doğamızı sömürenlerdir, depremde bizleri enkaz altında ölüme terk edenlerdir, insanı ve doğa yaşamını hiçe sayarak molozu kaldırıp, yaşam alanlarımıza dökerek asbest ile geleceğimizi kanser edenlerdir. Zeytinliklerimize el koyanlar, barınma sorununun çözümüne yönelik her hangi anlamlı adım atmayanladır. Şirketlerin rantı için ve bölgemizin dokusunu bozmak için rezerv yasası ile yaşam alanlarımıza çökme planı yapanlardır. Evet! Yaşadığımız tüm bu süreci unutmadan diyoruz ki yerli ya da yabancı fark etmeksizin bizleri kar uğruna sömürenler şirketlerdir. Bugün sadece Samandağ’da değil ülkenin bir çok yerinde maden ocakları için, oteller için beton santralleri için Plastik fabrikaları için özetle şirketlerin çıkarları için insan yaşamı ve yaşanabilir doğamız talan edilmektedir.
Atatürk, Yeşilada, Cumhuriyet ve Yeni mahalleleri birleştiği noktada kurulan bu beton santralinden yayılan kapitalizmin zehirli tozlarıdır. On binlerce insanı solunum yolları hastalıklarına ( Koah, Astım, Bronşit, göğüste su toplanması, akciğer zarında sıvı birikmesi, Akciğerin sönmesi, zatüre, nefes darlığı, kist, verem ve akciğer kanseri) yakalanmasına neden olacaktır. Sadece bizim değil bütün canlıların yaşamını tehdit etmektedir. Bölgede tarım ve hayvancılık ile geçinilen Samandağ halkı için büyük bir tehdittir. Sulak alanı zehirleyecek, kurutacak, tarlada yetişen bitkilere ve tüm hayvanlara da etki edecektir.
Eczacı Meryem Karaçaylı ilkokulunda anasınıfında ve kreşte öğrencisi olan anne, baba ve öğrenci velilerini uyarıyoruz. İnce toz Meryem Karaçaylı ilk okulunun bahçesine ve sınıflarına kadar sirayet etmektedir. Çocuklarımızı, doğamızı ve geleceğimizi zehirlemeye devam edecek olan bu beton santrali kapatılmadığı takdirde bütün velileriyle birlikte öğrencileri, öğretmenleri ve okul emekçilerini okulu boykot etmeye çağırıyoruz. Bugün bu tutumla kazanacağımız; çocuklarımızın sağlığıdır, geleceğidir, yaşam alanlarımızı, doğamızı zehirden kurtarmaktır.
Tüm Samandağ’ın sorunu olan beton santraline bugün dur demez isek bu tarz santrallerin ilçemizde arttığını da günbegün görmüş olacağız. Nasıl ki topraklarımıza çökme planı olan rezerv yasasını hep birlikte durdurabildiysek, nasıl ki biz istemiyoruz ne olursa olsun direneceğiz dediysek şimdi de üstümüze düşen çocuklarımızı, toprağımızı, hayvanları, doğayı yani Samandağ’ı korumaktır bunun için direnmektir. Hepimiz için hastalık, kirlilik, ölüm demek olan bu santrali durdurmanın tek yolu hep birlikte karşı durarak çalışmasını engellemektir, yani direniştir!
Çalışmaya devam eden o şirkete ve onları koruyanlara söylüyoruz: biz nasıl kazanacağımızı biliyoruz! Beton santralinin derhal durdurulmasını ve kapatılmasını talep ediyoruz. Çalışmaya devam etmesi durumunda Samandağ Halkı olarak şirketin karı için yaşamımızı ve doğamızı zehirleyen santralin önünde duracağız! Ve fiili meşru mücadelemizle, örgütlülüğümüzle sokaklarda olacağız!
Bizi kurtaracak olan kendi kollarımızdır.
Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!”