Adana, Mersin ve Hatay’daki tarım işçileri günlük 900 lira ücrete itiraz ederek, greve gitmişlerdi. 4 Günlük iş bırakma eylemi gerçekleştiren tarım işçileri, iş bırakma eylemine son verdiler ve 1200 lira ücrete imza attılar. Karşılıklı tarım işçileri temsilcileri ve işveren temsilcileri 2025 yılına ait 1200 lira, 2026 yılında ise 1500 ücret alacaklar.
İşbaşı yapan tarım işçileri ile Erzin mandalin bahçelerinde görüştük. Tarım işçileri 1200 lirayı uygun görenler bizim neler yaşadıklarımızdan habersiz olmalılar dediler.
Birçok tarım işçisi gece 04.00’de tarlaların yolunu tutuyor. Akşam geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalıyor. Hatay’ın sarı sıcağı altında uzun saatler güneşin altında kalıyor. Bu zor koşullar karşısında tarım işçilerinin hayat pahalılığının karşısında mevcut ücretlerle geçinme imkânları kalmamıştır. İğneden ipliğe her şeye zam gelirken alım gücü her geçen gün düşerken, düzenli bir işi ve maaşı olmayan tarım işçilerinin yevmiye olarak istediği 1500 TL, eve ekmek götürmelerini ancak sağlayacaktır.
Bugün tarım işçilerinin düşük ücretin yanı sıra; barınma, ulaşım, eğitim, sağlık gibi pek çok sorunu bulunmaktadır. Mevsimlik tarım işçilerinin tarım alanlarına taşınırken yaşadığı katliamlar karşısına esaslı bir tedbir alınmıyor. Tarım işçilerini tarif eden bir iş yasası dahi yok. Onun için sendikal haklar, grev hakkı, TİS hakkı, sigorta hakkı, asgari ücretten yararlanma hakkı ve sağlık hakkı gibi sosyal yaşama dair ne varsa bunlardan faydalanamamaktadır.
Tarım işçilerinin hangi şartlarda çalıştıklarını, tarım işçileri barınma alanı diye yapılan yerin ne kadar ilkel, insan yaşayacağı bir alan olmadığını gördük ve Şanlı Urfa ve Kahramanmaraş ilinden gelen işçilerle görüşmeler yaptık.
ROZELİN UĞUR (TARIM İŞÇİSİ)
Bizler gecenin karanlığında işe geliyoruz, ben bir öğrenci olarak ihtiyaçlarımı karşılamak için çalışıyorum, biz hakkımız olan ücreti istiyoruz. Burada çalışan kadınlar çocuklarını bırakıp, sabahın karanlığında işe geliyorlar. Kimisi yemek, kimisi kocasına karşı sesini çıkaramıyor, düşünün bu çalışmanın para dışında bir anlamı olabilir mi? Gece bir buçuk veya ikide kalkıyoruz. Yani bize sekiz saat deniliyor ama çok fazlasını çalışıyoruz.
HATİCE SARAÇ (TARIM İŞÇİSİ)
Öncelikle yevmiyelerimizin 1500 lira olmasını istiyorum, sigortam yok, ben ağaçtan düşsem benim kim hastane masraflarımı ödeyecek? Bizim tuvaletlere nereye gideceğiz? Yılan geldi soktu, biz ne yapacağız? İşverenler her şeyi emekçiden bekliyor, her fedakarlığı emekçiden beklemeyin! Bir simit 15, bir ekmek 15 arkadaşım 4 çocuğunu bırakıp işe geldi.
SÜMBÜL SARAÇ (TARIM İŞÇİSİ)
Arkadaşım ağaçtan düştü, sağlık sigortası yoktur, arkadaşım beş gün beli sakat yerde kaldı. Fabrika ve mal sahibi sormadı, bizim çavuşumuz ilgilendi. Bu arkadaşımız evde 15 yattı kimse ona ücret vermedi. Benim ablam ağaçtan düştü makas battı, hadi bunun bedelini versinler bakalım. Yani işveren biraz elini cebine atsın görelim. İşçi konuşmasın, işçi hakkını istemesin, işçi sadece çalışsın ve bizden bir şey istemisin diyorlar. Bizim hayatımız çok ucuz, ağaçtan düştün ve öldün bitti.
YAKUP ABALTUN (TARIM İŞÇİSİ)
Bizler tarımda küfeci olarak çalışıyoruz, asgari ücret yeterli olmadığından ailemizle buralara geliyoruz. Benim burada hanımım, kız kardeşim, babam ve ben bahçeye çalışmaya geldik. 8-9 Gün grev yaşadık ve ücretlerimizi 200 lira artırdılar ama bu kez de kasaları çoğalttılar, işçiyi azalttılar. Bu sıcakta mağdur durumda çalışıyoruz. Bahçede tuvalet yok, tuvalet için nereye gideceğimizi şaşırdık, bu bizim ayıbımız değildir. Düşünün 25 kilo bir kasa ve bir kişi sürekli üç kasa yani 75 kilo akşama kadar sırtımızda taşıyoruz. Ben dört kişiye bakıyorum, asgari ücretle olsa bunlara bakmam imkansız olduğu için bahçelerde zor şartlar altında çalışmak zorunda kalıyoruz.
MUSTAFA UÇAR (TARIM İŞÇİSİ VE ÇAVUŞ)
Sorunlarımız var hala devam ediyor, yevmiyelerimize bir iyileştirme yaptılar, 1200 lira oldu, biz isterdik ki, yevmiyelerimiz bir buçuk olsun, hayat şartları bayağı zorlaştı. Etin kilosu 800 lira, ekmek olmuş 15 lira, bu emekçiler fırından ekmek, simit alıyor, paranın 100-200 lirası hemen fırına gidiyor. İşçilerimizin ücreti 1500 olsaydı bunlar biraz daha iyi yaşarlardı. Bunlar sabahın beşinden akşama kadar çalışıyor, yemek yok, su yok, bizim lavabo sorunumuz çözülsün. Biz de isteriz bahçe sahipleri, firmalar kazansın ama en büyük zorluğu bu emekçi insanlar çekmektedir. Tek isteğim sesimiz duyulsun ve emekçilerin bu rezilliği son bulsun istiyorum.
EYÜP TAT (ERZİN GÜVENCESİZ İŞÇİLER DERNEĞİ BAŞKANI)
Tarım işçileri olarak bir süreci atlattık, bizim bu zamanda eksiklerimizin olduğunu gördük, siz az önce sahadaki durumu izlediniz. Gerçekten sahada büyük sıkıntı var. Bahçelerde lavabo yok, yabani hayvanlara karşı güvenlik yok, ağaçlarda iş güvenliği için malzeme yok, herkes sadece parasal açıdan bakıyor ama bu insanların sağlıklı olması, sağlıklı işe gidip gelmesi, işçilerimiz eski araçlarda, kamyonda, traktörlerde işe gelip, gidiyorlar.
Ücretleri belirleyen kim diye sordunuz: Valilik tarafından bir komisyon kuruluyor. Bu komisyonun verdiği kararlarla ücretler belirleniyor. Bu günün şartlarında bu ücret yeterli değildir ama biraz iyileştirme oldu. Mücadelemiz devam edecektir. Bakın ücretlerden çok iş güvenliği, yolculukla ilgili, bakın bin dönümlük bahçe ve yüz kişi çalışıyor ama lavabo yok, ilkel şartlarda işçi çalışıyor. Bakın işçinin sorunlarını yetkili ve işveren biliyor, bunlar çözülmez ise tarım sektöründe çalışacak insan bulamayacağız. Bu da üretimi yansıyacak, üretmeyen bir ülke kalkınamaz. Madem üretimden, ihracattan kazanç artıyor, o zaman bundan işçide nasiplensin istiyoruz.
SADIK KARAKAŞ (VATAN PARTİSİ HATAY İL BAŞKANI)
İşçilerin sorunlarını dinlemeye geldik, onların mücadelesini destekliyoruz, işçilerin müthiş sorunları bulunmaktadır. İşçilerin günlük ücretlerinin 1500 olmasını istiyorlar ve haklılar, simit, ekmek, diğer ihtiyaçları karşılamak artık zor hale gelmiştir. Bir kız işçi şalvar alamadığı için günlük giyimi ile çalışmak zorunda olduğunu söyledi. Bu insanlara bir konteyner ve lavabo yapmaları zor mu? Hatay valisi, Erzin kaymakamı, belediye başkanı bu sorunları derhal çözmelidir. Burada kazanan işçi değil, üretici değil, aracı ve tüccarlar kazanmaktadır.
HÜSEYİN GÜLER
ERZİN








