Atayurt Gazetesi -
$ DOLAR → Alış: 38,57 / Satış: 38,72
€ EURO → Alış: 43,20 / Satış: 43,37

TMMOB Hatay İKK Dönem Sözcüsü Ufuk Akdeniz: Yaşamı savunalım, İş cinayetlerini durduralım!

TMMOB Hatay İKK Dönem Sözcüsü Ufuk Akdeniz: Yaşamı savunalım, İş cinayetlerini durduralım!
  • 02.03.2022
  • TMMOB Hatay İKK Dönem Sözcüsü Ufuk Akdeniz: Yaşamı savunalım, İş cinayetlerini durduralım! için yorumlar kapalı
  • 489 kez okundu

TMMOB Hatay İKK Dönem Sözcüsü Ufuk Akdeniz, 3 Mart iş cinayetleri gününde, iş cinayetlerinin durdurulması talebinde bulundu.

3 Mart tarihinin TMMOB tarafından Zonguldak Kozlu’da yaşanan ve 263 madencinin yaşamını yitirdiği 1992 yılındaki maden kazası sonrasında “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” olarak ilan edildiğini hatırlatan Ufuk Akdeniz, “Bizler, her 3 Mart’ta olduğu gibi bugün de iş cinayetleri ile mücadele etmek için sesimizi yükseltiyoruz” dedi.

Yaptığı Basın açıklamasında, 20 yıllık AKP iktidarı dönemi boyunca toplu işçi ölümlerinin tarihin en yüksek sayılarına ulaştığını ve  20 yılda 28 binin üzerinde kişinin işyerlerinde hayatını kaybettiklerine dikkat çeken Ufuk Akdeniz, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Bitmek bilmeyen salgın, art arda yaşanan afetler ve tüm acımasızlığıyla devam eden savaşın gölgesi altında geçirdiğimiz bu günler, insan sağlığının ve hayatının ne kadar önemli olduğunu bizlere bir kez daha hatırlatıyor. İnsan yaşamına ve insanlığın ortak geleceğine olan tüm saygı ve inancımızla savaşsız ve sömürüsüz bir dünya dileğimizi bir kez daha haykırıyoruz.

Bundan tam 30 yılı önce, 3 Mart 1992 tarihinde Zonguldak Kozlu’da yaşanan ve 263 madencinin yaşamını yitirdiği maden kazası, ülkemizin en büyük maden facialarından biri olarak tarihe geçmiştir. Ülkemizdeki iş cinayetlerine dikkat çekebilmek, insan hayatının, işçi sağlığının ve iş güvenliğinin önemini vurgulamak için 3 Mart tarihi TMMOB tarafından “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” olarak ilan edilmiştir.

Yaşanan onca acıya, yaptığımız tüm uyarılara rağmen gerekli önlemler alınmadığı, yapılaması gereken düzenlemeler yapılmadığı için aradan geçen 30 yılda on binlerce kişi, evine ekmek götürebilmek için çalıştığı işyerinde hayatını kaybetti. Bu kayıplar her geçen yıl ne yazık ki daha da artıyor. Basına yansıyan haberlere göre 2021 yılında işi başında hayatını kaybeden emekçilerin sayısı en az 2 bin 170 olarak tespit edildi. Basına yansımayan, habere konu olmayan daha çok sayıda iş cinayetinin olduğunu hepimiz biliyoruz.

Emek sömürüsünü derinleştiği, güvencesiz güvenliksiz istihdamın yaygınlaştığı, emek örgütlerinin etkisizleştirildiği 20 yıllık AKP iktidarı dönemi boyunca toplu işçi ölümleri tarihin en yüksek sayılarına ulaşmış, 20 yılda 28 binin üzerinde kişi işyerlerinde hayatını kaybetmiştir.

Madenlerde, inşaatlarda, tarım alanlarında, fabrikalarda yaşanan facialar toplumda derin acılar yaratmaktadır. Avrupa Birliği verilerine göre Türkiye ölümle sonuçlanan kazalar bakımından Avrupa’da ilk sırada yer almaktadır.

Bu durum mevcut yasal düzenlemelerin iş kazalarını ve ölümlerini önlemekteki yetersizliğinin, ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda köklü ve yapısal sorunlar olduğunun en açık göstergesidir.

Oysa “elverişli koşullarda çalışma hakkı” İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde güvence altına alınmış bir haktır. Emeğin yüzlerce yıllık mücadelesi sonucunda benimsenen bu hak, “işçi sağlığı ve iş güvenliği” adıyla tüm dünyada kabul edilen temel bir çalışma ilkesi halini almıştır.

İş kazaları ve meslek hastalıklarının temelinde, sermayenin azami kar hırsı ve emek aleyhine politikaları yatmaktadır. İşçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin düzenlemelerde sendikalar, meslek örgütleri ve bilim insanlarının görüşlerinin dikkate alınmaması sorunu her geçen gün derinleştirmektedir.

Mevcut yasal çerçeve, işçiyi korumak, iş güvenliğini sağlamak ve meslek hastalıklarını önlemekten çok sermaye çıkarlarını gözeten konumdadır. Siyasi iktidar, mevzuatı ve çalışma koşullarını iyileştirici ve geliştirici adımlar atmaktan sürekli olarak kaçınmaktadır. Çünkü insan hayatını değil, rantı odağına almakta; çalışandan değil, işverenden yana taraf olmaktadır.

Devletin iş sağlığı ve güvenliği alanındaki bu çarpık konumlanışı nedeniyle, devletin ve işverenin sorumluluğunda olması gereken pek çok şey İş Güvenliği Uzmanlarının omuzlarına yüklenmektedir. Danışmanlık hizmeti olarak verilmesi gereken işçi sağlığı ve iş güvenliği, ülkemizde yasaların da yol vermesi ile bir suçlu yaratma olayına dönüşmüştür.

İş güvenliği uzmanlarının tüm uyarılarına rağmen işverenlerin almadığı önlemler sonucu yaşanan ölüm, kaza gibi durumlarda dahi meslektaşlarımız günah keçisi ilan edilmekte, kazaların asli suçlusu olarak yargı önüne çıkartılmakta, hatta hapis cezaları verilebilmektedir. 

Yapılması gereken şey, bu çarpıklığın düzeltilerek, işçi sağlığı ve iş güvenliğine kaynak ayırmayan, tedbirleri almaktan imtina eden, bu tedbirlere işgücü ve maliyet hesabıyla yaklaşan işverenlerin de yaşanan kazalardan ve meslek hastalıklarından sorumlu tutulacağı bir işleyişe geçilmesidir.

İşverenlerin temel sorumluluklarından kaçtıkları, kendi yerlerine birer günah keçisi olarak iş güvenliği uzmanlarını koydukları bir çalışma yaşamında, önleyici ve engelleyici hiçbir çalışmanın yapılamayacağı açıktır.

Emeğe ve emekçiye düşman olan bu sistem sermayenin sınırsız sömürü düzenin bir tezahürüdür. Taşeronlaştırma, özelleştirme, sendikasızlaştırma, denetimsizlik, esnek istihdam politikaları, kayıt dışı çalışmaya izin veren politikalar ve bunun sonucu oluşturulan mevzuat ile sorunlu bir sistem üretmiştir. İş cinayetlerini seyrederek olan biteni kadere, fıtrata bağlayan açıklamalar yapan siyasi iktidar bu sistemi korumak üzere yoğun çaba sarf etmektedir.

Ülkemizde iş cinayetlerinin, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının bu denli yaygın olmasının bir diğer nedeni de, emekçilerin sendikal haklarının baskı altında tutulmasıdır. Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller tüm çalışanlar için kaldırılmadıkça işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda yol almak mümkün olmayacaktır. Sendikasız uzman, sendikasız işçi, örgütsüz bir çalışma yaşamı ile emekçiler tüm olumsuzluklara açık ve savunmasızdır.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanına ilişkin düzenlemelerin ve denetimin yalnızca Aile, Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yürütülmesi, doğru kararların alınmasının önünde bir engeldir. Bu nedenle düzenleme ve denetleme; Aile, Çalışma Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın yanında, Sağlık Bakanlığı, üniversiteler, sendikalar, TTB ve TMMOB’den oluşan idari ve mali yönden bağımsız bir enstitü tarafından yerine getirilmelidir. Çalışma yaşamına ilişkin tüm düzenlemeler bu enstitü tarafından yeniden ele alınmalı ve kararlaştırılmalıdır.

Gerçekleşen iş cinayetleri ve iş kazalarının büyük çoğunluğunun önlenebilir olduğu bilinmektedir. Bilimsel ve teknik ölçütler doğrultusunda atılacak adımlar ile göz göre göre “geliyorum” demekte olan facialara son vermek mümkündür. Bunun için önce insan hayatını ve emeğe değer veren bir yaklaşımın benimsenmesi gerekmektedir.

Bizler, her 3 Mart’ta olduğu gibi bugün de iş cinayetleri ile mücadele etmek için sesimizi yükseltiyoruz. Ölüm, yaralanma ve sakat kalma; esnek ve güvencesiz çalışma hiçbir emekçinin kaderi değildir. İnsan onuruna yakışır, güvenli ve güvenceli çalışma hakkımız, mesleğimiz için sesimizi yükseltiyoruz.

Tüm ülkede, tüm çalışma alanlarında iş güvenliği önlemlerinin artırılması, bağımsız denetim sisteminin yerleştirilmesi, iş cinayetlerinin ve iş kazalarının durdurulması için yılmadan mücadele edeceğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz.”

HATAY MİLLETVEKİLİ NECMETTİN ÇALIŞKAN: MAHKEME SÜRECİ BEKLENMEDEN TARIM ARAZİLERİNE EL KONULAMAZ!
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, TBMM’de yaptığı konuşmada, Hatay’daki tarım arazilerine yönelik tartışmalı kamulaştırma uygulamalarını gündeme taşıdı....
BAŞKAN YAPAR’DAN UZUN ÇARŞI ZİYARETİ
 Antakya Belediye Başkanı İbrahim Naci Yapar, Uzun Çarşı’yı ziyaret ederek esnafla bir araya geldi. Ziyaret sırasında Başkan İbrahim Naci Yapar’a...
ÇOCUKLAR İSTEDİ, BAŞKAN İBRAHİM NACİ YAPAR SÖZÜNÜ TUTTU
Antakya Belediye Başkanı İbrahim Naci Yapar, Akcurun Mahallesi’nde yaptığı mahalle ziyaretleri sırasında söz verdiği Basketbol sahası talebini yerine getirerek çocuklar...
BAŞKAN YAPAR, 19 MAYIS ATATÜRK’Ü ANMA, GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMINA KATILDI
Antakya Belediye Başkanı İbrahim Naci Yapar, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla düzenlenen kutlama programına katıldı. Merkez...
SAMANDAĞ EĞİTİM-SEN, DEPREMİN ÜZERİNDEN 2 YIL GEÇMESİNE RAĞMEN  HİÇBİR OKULUN YAPILMAMASINA TEPKİ GÖSTERDİ: OKULUMUZU İSTİYORUZ! EĞİTİM LÜTUF DEĞİL HAKTIR!
Hatay Samandağ Eğitim Sen; Yaşanan Deprem felaketinin üzerinden 2 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen Samandağ da birçok öğrenci ve öğretmenin...
HATAY EĞİTİM-İŞ’DEN 1 MAYIS MESAJI: ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞİ KARANLIKTA BIRAKILAMAZ!
Hatay Eğitim-İş 1 Nolu Şubesi Yönetim Kurulu yayınladığı; 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı mesajında, “Atatürk’ün Gençliği...
HATAY BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NDEN GASTRONOMİ KONGRESİ’NE DESTEK
Türkiye’de gastronomi alanında bir ilk olan Deneyimsel Gastronomi Kongresi, Gastronomi Şehri Hatay’da 21 üniversiteden akademisyenlerin katılımıyla gerçekleştirildi. Hatay’ın yerel değerlerini...
HATAY’DA 19 MAYIS COŞKUSU
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Hatay Valiliği, Hatay Büyükşehir Belediyesi ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün organizasyonunda...
JANDARMA DOWN SENDROMLU FATMA’NIN HAYALİNİ GERÇEKLEŞTİRDİ:  MİNİK YÜREKLERE BÜYÜK FORMA!
Jandarma Down Sendromlu Fatma’nın hayalinin gerçekleştirerek, büyük formasını giydirdi. Hatay Valiliği, “Minik Yüreklere Büyük Üniforma” başlığıyla yaptığı açıklamasında şu bilgileri...
HATAY VALİSİ MUSTAFA MASATLI,  19 MAYIS BAYRAMINI  YAYINLADIĞI MESAJLA KUTLADI
Hatay Valisi Mustafa Masatlı,  19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını yayınladığı mesajla kutladı. Hatay Valisi Mustafa Masatlı, mesajında...
<strong>HATAY MİLLETVEKİLİ NECMETTİN ÇALIŞKAN’DAN “EMEKLİ MAAŞLARINA ASGARİ ÜCRET ŞARTI GELSİN” TEKLİFİ</strong>
Saadet Partisi Hatay Milletvekili Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, emeklilerin geçim sıkıntısına dikkat çekerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne önemli bir Kanun...
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ TERÖR ÖRGÜTÜ PKK’NİN FESİHNAMESİNE  SERT TEPKİ GÖSTERDİ: TÜRK MİLLETİ’NE HAKARET EDEN BİR KÜSTAHLIK BELGESİDİR!
Atatürkçü Düşünce Derneği, terör örgütü PKK’nin fesihnamesini, bir hadsizlik manzumesi ve Türk  Türk Milleti’ne hakaret eden bir küstahlık belgesi olarak...
BERABERİZ DERNEĞİ BAŞKANI KÜBRA ÖZYURT, ANNESİNİ KAYBETTİĞİ DEPREMDE YAPTIĞI SUÇ DUYURUSUNA İLİŞKİN BİLİRKİŞİ RAPORUNUN LEHİNE GELDİĞİNİ BELİRTTİ: DEPREM’DE İHMALİ  BULUNAN KAMU GÖREVLİLERİNE  YARGILANMA YOLU AÇILDI!
Beraberiz Derneği Başkanı Kübra Özyurt, Antakya’da Annesini kaybettiği 6 Şubat Depremlerinde, ihmali görülen kamu görevlilerinin yargılanmalarına ilişkin yaptığı suç duyurusunun...
ARSUZ’DA YABANCI UYRUKLU KAÇAK   6 KİŞİ YAKALANDI
Hatay’n Arsuz ilçesinde, Türkiye’ye kaçak yolardan giren 6 yabancı uyruklu kişi yakalandı. Hatay Valiliğinden konuya ilişkin yapılan açıklamada,  Hatay Emniyet...
REYHANLI’DA HAKKINDA 10 YIL HAPİS CEZASI BULUNAN BİR KİŞİ ÇOK SAYIDA UYUŞTURUCU MADDE İLE YAKALANDI
Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde,  uyuşturucu ticaretinde hakkında 10 yıl hapis bulunan ve aranmakta olan bir kişi çok sayıda uyuşturucu madde ile...
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ